İlim Bizi Allah’ın Varlığına Götürüyor

– Hasan Pir – Tesadüf; rastlantı sonucu meydana gelen ve herhangi bir sistematiği ve bilimsel dayanağı olmayan bir sonuç demektir. Tesadüfen meydana gelen olaylarda bir plan, bir şuur, bir düzen yoktur, bir ilim yoktur. Tesadüfle meydana gelen bir olayın, bir sonucun, ikinci bir kez aynı şekilde oluşması, mümkün değildir. Bunun için de tesadüfle meydana gelen […]

Hasan Pir

Tesadüf; rastlantı sonucu meydana gelen ve herhangi bir sistematiği ve bilimsel dayanağı olmayan bir sonuç demektir.

Tesadüfen meydana gelen olaylarda bir plan, bir şuur, bir düzen yoktur, bir ilim yoktur.

Tesadüfle meydana gelen bir olayın, bir sonucun, ikinci bir kez aynı şekilde oluşması, mümkün değildir. Bunun için de tesadüfle meydana gelen bir sonucun, bir olayın ilmî bir boyutu olmaz. Yani tesadüfün ilmi yoktur.

İlim ise; bir şuur ve düşünce eliyle meydana gelen mantıklı sonuçtur.

Toprak, mineral, su ve ağacın tesadüfen bir araya gelmesiyle bir elmanın, bir üzüm tanesinin, bir incirin oluşması mümkün değildir.

Demirin, çimentonun, tuğlanın tesadüfen bir araya gelmesiyle bir binanın meydana gelmesi mümkün değildir.

Yağın, suyun, unun tesadüfen bir araya gelmesiyle çorbanın olması mümkün değildir.

Kalemin, kâğıdın tesadüfen bir araya gelmesiyle anlamlı bir yazının yazılması mümkün değildir.

İneğin, otun, suyun tesadüfen bir araya gelmesiyle süt oluşumu mümkün değildir.

Tavuğun, yemin bir araya gelmesiyle yumurta oluşumu mümkün değildir.

***

Demir, çimento, tuğla yan yana gelmiş ama, çok mükemmel bir bina ortaya çıkmış. O zaman burada tesadüfü değil, ilmi ve ilimle birlikte bir aklı ve şuuru aramak ve bir akıl ve şuur sahibinin koordinesi ile bu binanın meydana geldiğini düşünmek gerekmez mi? Yani görünen mükemmellik bizi mükemmel bir mühendise götürecektir.

Akılsız, şuursuz, bilgisiz, ilimsiz tavuk, bir yem yiyor ve akıllı, şuurlu, bilgili ilim adamlarının yıllardır yapamadığı ve sırrını çözemediği bir yumurtayı yapıyor. Ortaya çıkan yumurta, bu işin ne tesadüfen, ne de sebepler tarafından yapıldığını gösteriyor. Bu işin ancak, şuur sahibi, ilim sahibi bir kudret eli tarafından yapıldığını gösteriyor. Bu durum ise bizi Allah’a götürür. Yani, tabiatta şuursuz varlıklara şuurlu işler yaptıran bir yaratıcının varlığına götürür.

Günümüzde; birçoğunun ismini bile duymadığımız tam 633 bilim dalı bulunmaktadır. Kâinatın yaratılışından bugüne kadar gerek mikro, gerekse makro âlemde cereyan eden her olay, ilimle izah edilip, bilimle inceleniyorsa, yaratılışın hiçbir yerinde tesadüf yok demektir. Allah’ın ilmi, kudreti, hikmeti ve yaratması vardır.

***

Bugüne kadar, “tesadüf araştırmaları” adı altında yapılan hiçbir ilmî çalışma, hatta sıradan bir çalışma bulunmamaktadır. Çünkü tesadüfün ilmi olmaz. Kâinatta olan hiçbir olay, başıboş, hikmetsiz değildir. Evrenin her karışı gezilse tesadüfe tesadüf edilmesi mümkün olamayacaktır.

O zaman kainatta cereyan eden her yaratılışın ardında kudreti ve ilmi sonsuz bir yaratıcıyı aramak zorundayız. Bu ilmi ve kudreti sonsuz yaratıcı da Ancak Allah (c.c.) olur.

***

Gelelim kul olarak bize…

Bu nihayetsiz ilim ve yaratılış karşında bizim kul olarak vazifemiz ise, binlerce, milyonlarca, milyarlarca, trilyonlarca yarattığı mahlûkatla kendisini bize tanıttıran Rabbimiz Allah’a (c.c.) iman edip, onun istediği normlarda O’na kulluk yapmaktır. Kulluktaki ilk adımımız da inşallah namaz olmalı…

Güzel günler dileğiyle.

Exit mobile version