YUSUF SADIK’IN KÖŞE YAZISI
Her yıl 222 sayılı kanun gereği Ülke genelinde eylül Ayının 3. haftası “İLKÖĞRETM HAFTASI” olarak kutlanmaktadır. Aksi bir durum olmadıkça da İlk ve ortaöğretim kurumlarında da bu hafta içerisinde ders başı yapılır. Yerel ve yaygın basında bu açılışlar çeşitli başlıklar altında haber olarak geçilir günün önemine vurgu yapan yayınlar yapılır.
İlginçtir; 8 Eylül DÜNYA OKUR-YAZAR lık günüdür. Eğitim denince mangalda kül bırakmayanlar bu gün hakkında nedense hiç de söz etmezler. Şimdi sorabilirsiniz? Bunca yıl milli eğitim müdürlüğü yaptınız siz 8 eylül gününü değerlendirdiniz mi? Evet, Değerlendirdim. Bir il’de konuyu en yetkili zata aktardığım da , “Bu da nerden çıktı” diye fırça da yedim.
Pazartesi günkü açılış törenine Aysın Rafet İlköğretim okulunda katıldım .. Gecikmeli başlayan programda öğrenciler – katılımcılar büyük çoğunluğu bayan olan velilerin güneş altında beklerken sadece protokolün gölgeden korunmasına yönelik alınan önlemi, umumu kapsamadığı için, pek de yerinde bulmayan Valimiz Sayın Okay Memiş’ in, konuşmasının bir bölümünde konuya ilişkin yaptığı tatlı uyarı katılımcılardan büyük alkış aldı. Ne yapılabilirdi? Milli eğitim hizmetlerinde ödenek için yok yok. Mobil gölgelik yapılır öğrencilerde yararlanır, katılımcılar da…
Efendim, Pazartesi günkü törenlerde önemli mesajlar da verildi. Vali Sayın Memiş,”son derece etkin yöntemlerle emek sarf ediyoruz ve karşılığını da alıyoruz şeklindeki değerlendirmesini “Münevver” kavramına değinerek sürdürdü ve ekledi. “Ben münevverim” diyen topluma bir şeyler veren demektir. Eğer vermiyorsa o asla münevver olamaz. Tüm öğretmenler münevver olmak zorundadır.”dedi..
Bu yılkı törenlere, büyüklerin değil miniklerin konuşmaları damgasını vurdu.
Bir kız öğrenci Okuldan mezun arkadaşları adına konuştu. Ravza Kara Nur ASLAN şunları söyledi: “Birinci sınıfta eğlenceli bir yıl geçirdim. Üç yıl daha evet dedim. Bu dört yıl içerisinde daha nice şeyler yaşadık. Ama hepsinde beraberdik. Birimiz düştüyse diğerimiz kaldırdık,birimiz yanlış yaptıysa diğerlerimiz düzeltti, ama bunların hepsini bize öğreten öğretmenlerimizdi.” Ravza’nın paylaşmayı ve yardımlaşmayı özetleyen bu değerlendirmesi alkışlanırken Ravza hız kesmeden devam ediyordu; “4 koca yıl nasıl hemen geçti.Unutmayın ki bir işi severek yapıyorsanız, zamanın farkına bile varamazsınız derken, okulunun başından geçenleri de ihmal etmedi. “4 yıl boyunca her yıl okul değiştiriyorduk. Tam bir binamız yoktu.(okul fiziki yapısındaki hata nedeniyle boşaltılmıştı) taki şu ana dek, ama sorun değil. Hababam sınıfından Mahmut hocanın da dediği gibi: “okul, dört tarafı kapalı, üstünde damı olan yer değildir… Okul her yerdir.. Önemli olan öğrenmek, öğretmek beraber olmak ve bir gaye için çalışmaktır”.
Ravza’ nın da Mahmut Hoca’nın da dedikleri doğru ve Atatürk ün direktifleri ile de bire bir örtüşüyor:
Ne dedi Atatürk: “Bu hafta her yer okul herkes kara tahta başında öğretmen- öğrenci olmalıdır. Yeni Türk harfleri işçiye, hamala, sandalcıya herkese öğretilmelidir. Bu bir yurttaşlık görevi olarak bilinmelidir. Bir milletin %10 u‘ı okuma yazma bilir, %90 bilmezse bu ayıptır, bundan insan olanın utanması lazımdır.” diyerek ilköğretimin ve ilköğretim haftasının önemine vurgu yapmıştır.
Açılışlar güzel, konuşmalar, konuşmacılar her şey güzeldi. Güzel olmayan. Protokole yer hazırlayacağım diye panik içinde olan görevliler ve yöneticiler..
Bu duygularla 2017-2018 Eğitim – öğretim yılının ilimize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Ve ekliyorum. Ben de Sayın Vali’nin dediklerine katılıyorum… Öğretmen münevver olmalıdır. Çünkü eğitimin temel ögesi ÖĞRETMENDİR.