Volkan Şenel – Tarihçi Yazar
Gümüşhane tarihiyle ilgili yapılan araştırmalar, şehrin tarihinin milattan önceki yıllara kadar uzandığını göstermektedir. Gümüşhane; altın, gümüş, bakır vb. madenlerinin çıkarıldığı bir bölge olması ve önemli ticaret yollarının buradan geçmesi nedeniyle, her dönem ilgi duyulan bir şehir olmuştur. Bu nedenle, tarih süreç içerisinde birçok medeniyet Gümüşhane için birbirleriyle mücadele etmişlerdir.
Gümüşhane tarihiyle ilgili kaynaklara bakıldığı zaman; Asur, Hitit, Urartu, İran, Roma, Bizans, Emevi, Abbasi, Selçuklu, İlhanlı, Trabzon Rum İmparatorluğu, Akkoyunlu ve Osmanlıların bu yörede hüküm sürdükleri görülmektedir.
Gümüşhane bölgesi bir süre Roma ve Emevilerin elinde kalmış, M.S 8. yüzyılda ise Bizanslıların eline geçmiştir. 12. yüzyılda Saltuklular ve Mengücüklüler’in etkisinin görüldüğü bölgede, daha sonra ise Selçukluların hâkimiyeti hissedilmiştir.
Fatih Sultan Mehmet’in 1461 yılında Trabzon’u almasıyla Gümüşhane Osmanlı toprağı olmuş, fakat bu hâkimiyet 1467 yılına kadar kısa bir zaman sürmüştür. 1473 yılında Fatih Sultan Mehmet ve Uzun Hasan arasında vuku bulan Otlukbeli Savaşı’ndan sonra Gümüşhane’nin bir bölümü, Yavuz’un Çaldıran Zaferi’nden (1514) sonra ise tamamı -kesin olarak- Osmanlı hâkimiyeti altına girmiştir. Bu tarihten sonra Osmanlı Devleti, Türk oymak, aşiret, ve cemaatlerini getirerek bölgeye yerleştirmeye başlamıştır. Gümüşhane’ye yönelik bu iskân süreci, 17 ve 18. yüzyılda da devam etmiştir.
Gümüşhane şehrimizin yerleşim tarihinin tarihsel safahatına bakıldığı zaman görüleceği üzere, kadim bir şehir olan Gümüşhane’de birçok medeniyet hüküm sürmüş ve önemli izler bırakmıştır. Bu izler, kimi zaman Roma’dan günümüze ulaşan Antik bir kent, kimi zaman Orta Çağ’dan günümüze ulaşan bir höyük, kimi zaman Osmanlı’dan günümüze ulaşan bir cami, kimi zaman ise Cumhuriyet’in ilk yıllarından günümüze ulaşan tarihi bir konak olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu kadar önemli bir tarihi ve kültürel mirasa (2024 yılı itibariyle Gümüşhane’de 500’e yakın tescilli eser bulunmaktadır) sahip olan Gümüşhane, Avrupalı birçok seyyahın, araştırmacının, arkeoloğun, koleksiyonerin, natüralistin vs. dikkatini çekmiştir. Tabi birçok devlette, yukarıda uzmanlık alanlarını sıraladığımız meslek guruplarının isimlerini kullanarak Gümüşhane’de çeşitli istihbarat çalışmaları, tarihi eser kaçakçılığı, misyonerlik vb. gibi faaliyetler yürütmüştür. Bu faaliyetleri yürüten devletlerin başında ise İngiltere, Fransa, Almanya ve ABD gelmektedir.
Yukarıda ifade edilen çalışmalar sonucu Osmanlı döneminde Gümüşhane’den kaçırılan birçok eser, bugün dünyadaki çeşitli müzelerde karşımıza çıkıyor. Kaçırılan bu eserlerin en meşhuru (şimdilik) Gümüşhane’nin Kelkit ilçesi Sadak (Satala) Köyü’nden 1872 yılında kaçırılan ve şuan İngiltere’deki British Müzesi’nde sergilenen Aphrodite Büstü (Satala Afroditi). Bir diğeri ise Gümüşhane’nin Koğans Nahiyesi’ndeki Keçi Kale’de bulunan Athena Heykeli. (Bir rivayete göre bu eser Avrupa’daki bir müzede, bir rivayete göre ise Türkiye’deki bir koleksiyonerde bulunmaktadır). Bir diğeri ise (İngilizler tarafından kaçırıldığını düşündüğümüz) ve şuan Yunanistan’da Atina Akropolis Müzesi’nde sergilenen Kore heykelleridir. Gümüşhane’den kaçırılarak Yunanistan’a götürülen tarihi eserler sadece bu iki heykelden ibaret olmayıp, bugün Yunanistan’da birçok ikona, İsa heykelleri, ayin kıyafetleri, tepelikler, kitaplar vs. bulunmaktadır. Hülasa, bu örneklere verilebilecek ülke ve eser sayısı uzayıp gidiyor.
Ama ben bu yazıda sizlerle, Osmanlı Arşivi’nde bulunan Gümüşhane’yle ilgili bir belgeyi paylaşmak istiyorum. Arşiv belgesi, Gümüşhane’nin Kelkit ilçesine bağlı Sadak ve Sipikor köylerinde yaşanan tarihi eser kaçakçılığı ile ilgili. Ve tabi ki, yine başrol de İngilizler…
Osmanlı Arşivi’nde bulunan bu belge aslında bize şunu gösteriyor; günümüzde herkes tarafından bilinen ve Türkiye’nin yurt dışına kaçırılan en önemli 20 tarihi eserinden birisi olma özelliğini taşıyan “Satala Afroditi” gibi eserlerle ilgili 1872 yılında başlayan süreç, 1894 yılında da devam ediyor. Yani, Gümüşhane’den periyodik olarak yurt dışına tarihi eser kaçırılıyor.
Şimdi gelelim Osmanlı Arşivi’nde bulunan belgenin ayrıntılarına; 16.06.1894 tarihli bu arşiv vesikasında Kelkit’in Sadak ve Sipikör köylerine mahiyetiyle birlikte gelen İngilizlerin, bu köylerdeki tarihi eserleri satın almak için neler yaptığı anlatılıyor. (Osmanlı Arşivi’nde yapmış olduğumuz araştırmada bu konuyla ilgili 04.04.1894 tarihli bir de telgrafa ulaşılmıştır.)
BELGE:
Bâb-ı Âlȋ
Daire-i Umȗr-ı Dâhiliye
Mektubȋ Kalemi
Trabzon Vilâyeti’nden Dâhiliye Nezâreti celȋlesine mevrȗd telgrafının halli.
Mayısın yirmi dokuzuncu günü Kelkit Kazâsı’nın Sipikor Karyesi’ne biri İslam diğeri Ermeni iki hizmetçileriyle beraber dört İngiliz ve müte’akiben Mahmud Efendi nâmında Erzincan’dan bir zâbit gelip ferdâsı oradan hareketle köylerin İslam veya Hristiyan köyleri olduğunu sorarak ve haritalarını alarak Sadak Karyesi’ne geldikleri ve orada çadır kurup antika ve yazılı taşları beşer kuruşa alacaklarını ilan ile köylerden âdem alıp taharriyâtı icrâ eyledikleri ve Mahmud Efendi harekât-ı vâkı’iyyelerini hafiyyen zabt ile Erzincan’a avdet eylediği gibi İngilizlerinde Trabzon’a müteheyyi’-i azimet bulunduğu Gümüşhane Mutasarrıflığı’ndan beyân olmakla arz-ı ma’lȗmât edilir. Fermân.
Fȋ 4 Haziran sene (1) 310
Kadri
Kaynakça:
-Süleyman Çiğdem, Gümüşhane Bölgesinin Tarih ve Arkeoloji Araştırmaları, Erzurum, 2008
-Gülyüz Akagün, Gümüşhane Çevresinin Tarihi ve Sanat Eserleri, İstanbul, 1980
-Medeniyetler Yolu Üzerinde Gümüşhane, (Haz.Volkan Şenel-Süleyman Çiğdem-Temel Yalçın), İstanbul, 2010
-Volkan Şenel-Onur Şahna, Tarihi Yönüyle Arzular Kabaköy, Kocaeli, 2022
-Selahattin Tozlu, XIX. Yüzyılda Gümüşhane, Erzurum, 1998
-Faruk Algül, Osmanlı Vesikalarında Kelkit Kazası, Gümüşhane, 2016
-BOA, BEO.421/31516
-https://gumushanedenhaber.com/satala-afroditi-acilen-gercek-evi-olan-gumushaneye-getirilmelidir/ (Burak Pir)