KÂİNAT “ALLAH BİR” DİYOR

“Hem, madem bu misafirhane-i dünyanın sobalı lâmbası birdir ve rûznâmeli kandili birdir ve rahmetli süngeri birdir ve ateşli aşçısı birdir ve hayatlı şurubu birdir ve himâyetli tarlası birdir. Bir, bir, bir—tâ bin birler kadar… Elbette, bu bir birler bedahetle şehadet eder ki, bu misafirhanenin Sânii ve Sahibi birdir. Hem gayet kerîm ve misafirperverdir ki, bu […]

“Hem, madem bu misafirhane-i dünyanın sobalı lâmbası birdir

ve rûznâmeli kandili birdir

ve rahmetli süngeri birdir

ve ateşli aşçısı birdir

ve hayatlı şurubu birdir

ve himâyetli tarlası birdir.

Bir, bir, bir—tâ bin birler kadar…

Elbette, bu bir birler bedahetle şehadet eder ki, bu misafirhanenin Sânii ve Sahibi birdir.

Hem gayet kerîm ve misafirperverdir ki, bu yüksek ve büyük memurlarını zîhayat yolcularına hizmetkâr edip istirahatlarına çalıştırıyor.

Bu kâinatın Sânii ve Müdebbiri ve bu memleketin Sultanı ve Mürebbîsi ve bu sarayın Sahibi ve Bânisi birdir, tektir, vâhiddir, ehaddir.  Misli ve nazîri olamaz ve veziri ve muîni yoktur. Şeriki ve zıddı olamaz. Aczi ve kusuru yoktur.

(Kaynak: B.S.Nursi. Şualar – 7. Şua Ayet ül Kübra’dan alınmıştır.)

 

 

Exit mobile version