Sahih-i Müslim’de geçen bir olay
“Ebu Humeyd Saidi’nin (r.a.) anlattığına göre; Hz. Peygamberimiz (sav), Esd kabilesinden İbn Lutbiye denilen bir kimseyi memur olarak, Ravi Amr ve İbn Ebu Ömer’e göre ise zekât memuru olarak görevlendirmişti. Bu kişi görevden dönüp Medine’ye geldiği zaman: “Şu sizin zekât malınız, bu da bana verilen hediye mal” dedi. Hz. Peygamber (sav), hemen minber üzerinde kalkıp ve Allah’a hamd ettikten sonra şöyle buyurdu: “Zekât toplamaya gönderdiğim şu memura ne oluyor! Gelmiş: Şu sizin malınız, bu da bana hediye verilenler, diyebiliyor. Bu adam babasının yahut annesinin evinde otursaydı kendisine bir hediye verilir miydi, verilmez miydi, görürdü. Muhammed’in nefsi elinde olan Allah’a yemin ederim ki, bir kimse kamu malı olan bir şeyi haksız yere ele geçirirse Kıyamet gününde o malı boynunda taşıyarak getirir. Çaldığı hayvan deve ise, boynunda böğüre böğüre; sığır ise avaz avaz böğürerek; koyun ise acı acı meleyerek gelir.” Bundan sonra Hz. Peygamber (sav) iki elini koltuk altı beyazlığı görünene kadar kaldırdı. Sonra da iki defa: “Allahım! Tebliğ ettim mi?“ dedi.