KAMU YÖNETİMİNDE HALKLA İLİŞKİLER

Kamu Yönetiminin yönetim anlayışları paralelinde halkı bilgilendirmede, onları dinlemede ve anlamada kullanılan yöntemlerin hepsi “Halkla İlişkiler” adı altında toplanmaktadır. Günümüz demokratik yönetimlerinde kamuoyu son derece önem arz etmektedir. Halkın inanmadığı desteklemediği bir oluşumu gerçekleştirmek hiç de kolay değildir. Kamu hizmeti ve kalitesi bağlamında, yöneticiler halkın eğilimlerini dikkatle ölçmeli, programlarını elde edecekleri araştırmalar sonunda belirlemelidirler. Keza, […]

Kamu Yönetiminin yönetim anlayışları paralelinde halkı bilgilendirmede, onları dinlemede ve anlamada kullanılan yöntemlerin hepsi “Halkla İlişkiler” adı altında toplanmaktadır.

Günümüz demokratik yönetimlerinde kamuoyu son derece önem arz etmektedir. Halkın inanmadığı desteklemediği bir oluşumu gerçekleştirmek hiç de kolay değildir. Kamu hizmeti ve kalitesi bağlamında, yöneticiler halkın eğilimlerini dikkatle ölçmeli, programlarını elde edecekleri araştırmalar sonunda belirlemelidirler. Keza, “Ülkemde bende varım görüş ve birikimlerimle bende katkı sağlamak istiyorum” diyen “Akil” insanlarda aynı yöntemle birikimlerini kamu yöneticileri ile paylaşmalıdırlar.. bunun yolu ise, kurulacak olan hızlı bir iletişim ve hizmet çarkının nasıl döndüğünü bilmek yolundan geçmektedir.

Yerel ve genel yönetimler ihtiyaç duyulan hizmetleri kısa ve uzun vadede nasıl sunarız diye uygulanabilirliği kabul gören projelerle gerçekleştirirler. Projesi olmayan işler içinde ne yerel yönetimler nede merkezi hükümetler ödenek ayırmaz talep edilse de ödenmez. Ve bu projelerin maliyeti için gerekli ödeneği kendi bütçelerinden yada merkezi hükümetten talep ederler. Ama ortada bir projenin de olması gerekiyor. Yani hizmet karşılığı ödenek. Bütçedeki adı ® formülü. Projeler yıllara sari olarak yapılır zamanı gelince revize edilerek hayata geçirilmeye çalışılır. Hizmette verimlilik esastır. Verimlilik kurumun başı ve çalışanlarının performansıyla doğrudan ilişkilidir. Esas sorumluluk kurum başındaki yönetici ile izah edilmektedir. Tıpkı bir futbol takımının antrenörü gibi N Kurum müdürü daima alanda olmalı masa başında oturarak kurumu yönetme durumunda olmamalıdır. Ünlü sosyolog Maslov böyle demektedir. Yönetici alanda olacak derken  genelde hizmetle haşır neşir olurken arada birde halkın içine de dalarak  vatandaş memnuniyetinin ne durumda olduğunu da öğrenmeye çalışmalıdır. Son dönemde Yönetim YÖNETİŞİM olarak değerlendirilmektedir. Yani daha katılımcı bir anlayışla yönetim. Kamu yönetiminde tıpkı ticarette olduğu gibi Müşteri memnuniyetini esas alan bir uygulama anlayışı hakim olmalıdır. Bugün git yarın gel, efendim çizelgedeki çizgiler düzgün değil deyip hizmet almak durumundaki yani memurun müşterisi konumundaki iş sahiplerini (vatandaş) memnun edecek biçimde hizmet sunulmalıdır. Bunun yoluda vatandaşla hem-hal olmaktan geçtiğini yöneticiler bilmelidir. Merak edilen hususlar vatandaş ziyaretleri ile gerçekleştirilmelidir.

Bu konuya duyarlılık gösteren Valimiz Sayın Okay Memiş yaptığı toplantılarda kurum yöneticilerine seslenerek fırsat buldukça vatandaşlar arasına girin sadece kurum yöneticileri için değil İldeki akil adamların, aydınların

STK yöneticilerinin de halkın içinde olmalarını salık vermişti. En son 20 Ocak 2017 karne verme gününde öğretmenlerle yaptığı sohbet toplantısında bu dileğini yenileyerek öğretmenlerin bu ziyaretlerde bir adım daha önde olmasını istemişti.  Öğretmenlerin toplum içindeki konumları çok önemli. Kalkınmış diğer ülkelere baktığımızda örneğin, eğitimde dünya sıralamasında ilk üç sırada yer alan Finlandiya’yı Finlandiya yani beyaz zambaklar ülkesi yapan, başta eğitim kökenli J.Vilheim SNELİMAN olmak üzere bir avuç Fin aydınının verdiği olağan üstü mücadeledir.

Sayın Vali haklı. Doğru söze ne denir ki?,,

Görevliler için emir, işin erbabı diğer yurttaşlar için tavsiye niteliği taşıyan bu çağrıya neden uymayalım ki.. Bekleyip gözlemleyeceğiz.

Efendim. Kurum yöneticilerinin, akil insanların, aydınların, öğretmenlerin ve STK temsilcilerinin halkın içinde olmalarının, hizmetin verimli kılınmasında ve kalkınmanın motorunu ateşlemede yadsınamayacak kadar katkı sağladıkları bilinmektedir.   Finlandiya örneğinde olduğu gibi…

Büyük Atatürk’ün konumuzu destekleyen:

“Geri Kalışımızın Ana Sebebi Halk ve Aydın Arasındaki Uyumsuzluktur”

“Başarı İçin Temel Koşul Aydın Sınıfı İle Halkın Zihniyeti Arasında uyum sağlamaktır.”

“Milletin Kurtuluşu Aydınların Milleti Aydınlatması ve Uyarmasıyla ancak mümkün Olur:”  özlü sözlerini de hatırlatarak Sayın Valinin tavsiye ettiği,  (bürokrat -aydın – öğretmen-halk)  buluşması gerçeğinin altını bir kez de biz kalın çizgilerle çizmiş olalım. .

Aksi taktirde:

Halkı aydınlatma görevini yapmayanları bekleyen kaçınılmaz sonuç, cahiller tarafından yönetilmeye razı olmaktır.

Exit mobile version