KANADINDA KOBRA YILANI TAŞIYAN KELEBEK

Hindistan ve Güney Doğu Asya ülkelerinde yaşamakta olan “Atlas kelebeği” dünyanın en büyük kelebeği olarak bilinmektedir. Atlas kelebeği bilim dünyasında “Atlas moth”, “Attacus atlas” adıyla da tanınmaktadır. Bu kelebek hakkında geniş bilgiye internet sitelerinden ulaşmak mümkündür. Atlas kelebeğinin düşmanı yeşil küçük bir yılandır. Kelebek bu yılanı gördüğünde kanatlarını açarak ve oynatarak yılanı kaçırmaktadır. Kelebek kanadıyla […]

Hindistan ve Güney Doğu Asya ülkelerinde yaşamakta olan “Atlas kelebeği” dünyanın en büyük kelebeği olarak bilinmektedir.

Atlas kelebeği bilim dünyasında “Atlas moth”, “Attacus atlas” adıyla da tanınmaktadır. Bu kelebek hakkında geniş bilgiye internet sitelerinden ulaşmak mümkündür.

Atlas kelebeğinin düşmanı yeşil küçük bir yılandır. Kelebek bu yılanı gördüğünde kanatlarını açarak ve oynatarak yılanı kaçırmaktadır.

Kelebek kanadıyla yeşil yılanı nasıl kaçırabilir? İşte kelebeğin en orijinal özelliği de zaten burasıdır. Atlas kelebeğinin, 25-30 cm’i bulan kanatları üzerinde kobra yılanı motifi bulunmaktadır. Yeşil yılan kelebeğe yaklaştığında, kelebek, kobra figürlü kanatlarını açarak ve oynatarak düşmanı olan yılanı korkutup kaçırmaktadır.

 

 

Şimdi gelelim olayın tahliline…

Kâinatın her santimi karış karış gezilse, tesadüfe tesadüf edilmeyeceği koskoca bir gerçek olarak insanın önünde durmaktadır.

Evrende yaşanan her olay, bir bilgiye, bir iradeye ve bir tasarrufa bağlı olarak gerçekleşmektedir. Gelişigüzel meydana gelen bir olay görmek mümkün değildir.

Bizler pek çok olayı defalarca gördüğümüz ve yaşadığımız için, etrafımızda meydana gelen ve fevkalade harikulade olan olayların orijinalliğini algılamakta zorluk çekmekteyiz. Sanki o olaylar olmaya mecburmuş gibi bir “alışkanlık yanılgısı” na düşülmektedir.

İnsan, çevresinde yaşanan olayların basit olmayıp, harikulade olduğunu, örneğini ilk kez gördüğü olaylar karşısında daha iyi anlamaktadır. İşte bu nadir örneklerden birisi de atlas kelebeğidir.

Atlas kelebeğinin kanadına silah olarak bir kobra resmi konulmuştur. Kelebeğin bundan haberi yoktur. Ömür boyunca da haberi olmayacak ve ömür boyunca da o resmi kendi gözleri ile göremeyecektir.

Bir kelebek, göremediği bir silahı nasıl düşmanlarına karşı kullanabiliyor? Kelebekle uzaktan yakından ilgisi olmayan kobra yılanının resmini kelebeğin kanadına kim çizmiştir? Kanadındaki kobra yılanının resmini düşmanlarına gösterme hissini kelebeğe kim vermiştir?

Bu mükemmel yaratılış karşısında insanın aklına şu düşünceler gelmektedir: Hindistan ormanlarında yaşayan atlas kelebeğini kim yaratmışsa, bu kelebeğin kanatlarına kobra yılanı figürünü işleyen de o zat olmalıdır. Veya diğer bir ifadeyle, kobra yılanını kim yaratmışsa, kobranın resmini atlas kelebeğinin kanatlarına işleyen de odur. Yoksa bu işi nasıl izah edebilirsiniz? Tabiat mı yaptı diyeceksiniz? Akılsız, şuursuz bir tabiatın atlas kelebeğinin düşmanını hesap edip, kobra resmini kelebeğin kanatlarına çizmiş olması düşünülebilir mi? Peki o halde bu resmi kim yaptı? Hangi ressam yaptı? Kobra yılanını alıp, hem de her türlü rengiyle, şekliyle nazik ve zenne bir kelebeğin kanatlarına resmetmek Allah’tan başka kimin işi olabilir ki?

İşin bir başka ilginç tarafı da, kelebeğe düşmanlarını tanıma ve onlara karşı koyma his programının verilmiş olmasıdır. Kelebek, kendisine kodlanan program gereği, düşman bir yaratığı görünce, hemen kanatlarını açıyor ve kanatlarındaki silahı, yani kobra resmini düşmanına gösteriyor. Ama, dost bir yaratığı görünce bu olayı yapmıyor. Yani her şeyi ile dört dörtlük bir yaratılış harikası…

Bu olayda dikkat çeken bir diğer noktada şudur; bir birine yakın ırklardaki benzerlikler bazen insanların dikkatini çeker, “birbirine yakın ırklardır, olabilir” denebilir. Halbuki bir kobra yılanı ile bir kelebeğin uzaktan yakından bir ırk veya cins benzerliği veya akrabalığı da bulunmamaktadır. O zaman bu durum, Darvin felsefesinin de ne kadar temelsiz olduğunu göstermektedir.

Olayın çıkış yolu Allah’ı kabul etmekten başka bir şey değildir. Kobra yılanını yaratan Allah, kobranın resmini, silah olarak kelebeğin kanatlarına işlemiştir.

Allah’ın insanlara verdiği beden gözü, olayları, renkleri, çizgileri görürken akıl gözü de olaylar arasında irtibat kurarak, bunları yapan ve yaratanı bulmak zorundadır.

Dünya yüzünde bulunan milyonlarca bitki ve hayvanda şu tabloyu görmekteyiz: “Her bir milletin, her bir taifenin elbisesi ayrı, yiyeceği ayrı, programı ayrı, silâhı ayrıdır…” Aslanın elbisesiyle tavuğun elbisesi farklı olduğu gibi, yılanın silahıyla, filin silahı da farklıdır. Yılanın silahı zehiri, filin silahı kuvveti, gülün silahı dikeni, atın silahı tekmesi olduğu gibi, atlas kelebeğinin silahı da kanatlarındaki kobra resmidir.

Yunus Emre,  Allah’ın sanat güzelliklerini anlatırken; Bir sineğin kanadını kırk kağnıya yüklettim / Kırkı da çekemedi, kaldı” derken, bir sineğin kanadındaki sanat inceliklerini insanlara anlatmak istemiştir.

            Yunus Emre’nin sineğin kanadında gördüğünün bir benzeri atlas kelebeğinin kanatlarında bulunmaktadır. Kelebeğin kanatlarındaki resim; Allah’ın sanatı, Allah’ın mührü, Allah’ın taklit kabul etmez imzasıdır.

İnsan; yaratılmış olan binlerce güzelliği ve hikmeti görünce, Hadis kitaplarından Nevevi’de geçen “San’atına, akılların hayran olduğu Allah (c.c.), her türlü kusur ve noksandan münezzehtir.”,  “İşlerinde akılların hayrette kaldığı O Zât (c.c.), her türlü kusurdan nihayet derecede münezzehtir.”  İfadelerindeki manayı daha güzel anlamış olmaktadır.

(Analiz: Gümüşhanedenhaber)

 

 

Exit mobile version