Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Kategoriler
Sosyal Medya

KANAL İSTANBUL'A KARŞI ÇIKANLARA CUMHURBAŞKANIMIZ HER CEVABI VERDİ…

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 26 Aralık 2019 Perşembe günü AK Parti Genel Merkezi’nde düzenlenen partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda konuştu. 

Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın konuşmasında değindiği konulardana biri de Kanal istanbul projesi idi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Kanal İstanbul Konusunda şunları söyledi:

Büyük devletlerin alameti farikalarından biri

Cumhurbaşkanı Erdoğan, büyük devletlerin alameti farikalarından birinin de yüzlerce, binlerce yıl ayakta kalacak şekilde inşa edip, insanlığın ortak mirasına kazandırdıkları büyük eserler olduğunu vurguladı.

Dünyanın neresine gidilirse gidilsin denizde ve karada hayranlık verici yapılarla, eserlerle karışıldığına işaret eden Erdoğan, Türkiye’nin mirasçısı olduğu medeniyetlerden kalan eserlerle bu konuda önemli bir birikiminin bulunduğunu söyledi.

Özelikle İstanbul’un bu bakımdan pırlanta kıymetinde bir şehir niteliği taşıdığına dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:

“Mimar Sinan başta olmak üzere İstanbul’u abide eserlerle donatan ecdadı hürmetle yad ediyoruz. Biz de Büyükşehir Belediye Başkanlığından başlatırsak 25 yıl yaptığımız hizmetlerle İstanbul’a yeni eserler kazandırmanın hep gayreti içinde olduk. Ardından Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak bu hizmetleri 81 vilayetimize yaydık. Geriye dönüp baktığımızda hamdolsun milletimizin hayır duasını alan pek çok hizmeti, eseri, projeyi ülkemize kazandırdığımızı görüyoruz.

Bunun son örneklerinden biri İstanbul Havalimanı’dır. Tam kapasiteyle nisanda hizmete giren havalimanımız şu ana kadar 50 milyonun üzerinde yolcuya en üst standartlarda hizmet verdi. 50 milyonuncu yolcuyu uğurlamak bize nasip oldu. Amerika’ya kendilerini aile olarak yolcu ettiğimiz kardeşlerimize Türk Hava Yollarının hediyelerini de eşimle beraber takdim ettik. Birinci etabın kapasitesine kısa sürede ulaşacağımız anlaşılıyor. Bu durum bize 150 milyonluk ikinci kapasite hedefi için hazırlıklarımızı hızlandırmamız gerektiğini ifade ediyor.”

Türkiye’ye küçük düşünmek, davranmak yakışmaz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptıklarını bir kenara bırakıp, yapacaklarına odaklandıklarına dikkati çekerek, Türkiye’ye küçük düşünmenin ve küçük davranmanın yakışmayacağını anlattı.

Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

Kanal İstanbul böyle bir projedir

“Kanal İstanbul böyle bir projedir. Öncelikle şu hususu belirtmek istiyorum. Bu öyle akşam yatıp sabah kalktığımızda aklımıza gelen, anlık olarak ortaya çıkmış bir proje değildir. Kanal İstanbul’un neredeyse Başbakanlığımdan öncesine dayanan bir geçmişi vardır. Biz bu projeyi seçim kampanyamızda milletimizin takdirine sunduk ve onayını aldık. Ardından bu proje adeta ilmik ilmik örülerek konuşulmuş, tartışılmış, çalışılmış, hazırlıkları yapılmış ve bugünkü noktaya gelmiştir.”

Erdoğan, kanalın uzunluğunun 45 kilometre olacağına işaret ederek, bünyesindeki 2 limanı, bir yat limanı, lojistik merkezi, 7 köprüsü, 2 demir yolu ve 2 hafif raylı geçişiyle Kanal İstanbul’un dünya çapında bir eser olacağını belirtti.

İnşası sırasında 1,1 milyar metreküplük dolgunun yapılacağı, yaklaşık 10 bin kişinin istihdam edileceği projenin güzergahının belirlendiğini anımsatan Erdoğan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının, projenin 100 binlik planını onayladığını, ÇED Raporu’nun tamamlanıp, askıya çıktığını bildirdi.

Oldu ki bulamadık milli bütçeden

Küçükçekmece Gölü’nden başlayacak projenin Terkos Gölü’nün doğusundan Karadeniz’e ulaşacak bir hat boyunca inşa edileceğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

“Anayasa Mahkemesi bu projenin yap-işlet-devret modeli kapsamına alınmasıyla ilgili düzenlenmenin iptaline ilişkin malum çevrenin başvurusunu reddetmiştir. Bir başka ifadeyle bu projenin kararı verilmiş, süreci başlatılmış ve belirli bir aşamaya da gelinmiştir. Kanal İstanbul’un proje ve inşa süreciyle ilgili hazırlıklarımız tamamlanmak üzeredir. İnşallah yakında bununla ilgili ihaleye de çıkılacaktır. Bu büyük projeyi devletimize ve milletimize herhangi bir yük getirmeden yap-işlet-devlet modeliyle, oldu ki bulamadık milli bütçeden bunu yapmak suretiyle hayata geçireceğiz.

Ana muhalefetin başındaki zat bütün müteahhitleri tehdit ediyor. ‘Sakın bu işe girmeyin, bak girerseniz biz geliyoruz, geldiğimizde biz bunu iptal edeceğiz.’ Ya sen gelmeyeceksin, zaten sen gelemezsin. Bu ülkede dikili bir ağacı olmayana benim milletim ‘Yürü’ demez. Sizin böyle bir gayretiniz yok. Milletimiz hizmet bekliyor. Siz birinci köprüde de aynısını yaptınız. Yaptık mı, yaptılar, Allah rahmet eylesin. İkinci köprüde bunlar yine aynısını yapmadı mı, aynısını yaptılar. Yaptık mı, yapanlardan Allah razı olsun, ölenlerin ruhunu Allah rahmet eylesin.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 3’üncü Köprü, Osman Gazi Köprüsü, İstanbul-İzmir Otoyolu, Marmaray, Avrasya Tüneli’nde de ana muhalefetin benzer itirazlarda bulunduğunu hatırlatarak, “Başbakan olduğumuzda Adnan Menderes Havalimanı gibi doğru dürüst bir havalimanı yoktu. Oraya da şu andaki muhteşem havalimanını yaptık, çünkü bize hizmet yakışıyor. Oy verirler vermezler, önemli değil. Bizim karakterimizde şu var, ‘At denize balık bilmezse halik bilir.'” diye konuştu.  

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkeye ve millete hizmet etmenin nasip işi olduğunu belirtti. 

“Şayet nasibinizde böyle hayırlı bir işe vesile olmak yoksa önünüze gelen fırsatları da tepersiniz.” diyen Erdoğan, İstanbul’a ve Türkiye’ye kazandırılacak tarihi bir eser olarak gördükleri Kanal İstanbul’a herkes gibi muhalefetin de destek olmasından memnuniyet duyacaklarını ifade etti. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ama onlar ne yapıyor? Destek olmak bir yana ‘Biz bunu yaptırmayız, yapanlara da parasını ödemeyiz.’ diyebilecek kadar akıl, mantık dışı bir yere savruluyorlar. Bu, bırakınız devlet yönetimini ve siyaseti, çocukların kendi aralarında evcilik oynarken bile etmeyecekleri bir sözdür. Kumaşında azıcık devlet adamlığı, yönetici sorumluluğu, hukuk bilgisi, hak ve adalet anlayışı olan hiç kimsenin ağzından böyle bir söz çıkamaz. Gerçi bunlar gittikleri yerlerde ülkelerini şikayet edip, uluslararası yatırımcılara ‘Türkiye’ye sakın gelmeyin.’ çağrısı yapabilecek kadar muvazeneyi yitirmiş bir zihniyetin mensuplarıdır. Onun için de iflah olmuyorlar. Kendi bataklıklarında çırpınıp duruyorlar. 

Projeye niçin karşı çıktıklarının makul, mantıklı, bilimsel bir izahını da yapamıyorlar

Bunun da ötesinde, projeye niçin karşı çıktıklarının makul, mantıklı, bilimsel bir izahını da yapamıyorlar. Öyle ya karşı çıkıyorsanız, hesabınızı, kitabınızı, alternatiflerinizi ortaya koyarsınız, bizi de milleti de ikna edersiniz, mesele biter. Peki, bunların söylediği nedir? Kimi, ‘Bunu hangi parayla yapacaksın?’ diyor. Halbuki proje eğer yap-işlet-devret ile olursa zaten bizim bütçemizden herhangi bir para çıkmadığı gibi bütçeye dönüşü olan bir para var. Milli bütçeden bunu yapar mıyız, eyvallah yaparız. Onun da bütün bu noktadaki kaynakları bellidir. Kimi, ‘çevre ve deprem riski’ diyor. Halbuki projenin hazırlıkları kapsamında çevre ve deprem meselesi de dahil 56 kurumdan olumlu görüş alınmıştır. Kimileri ‘gereksiz’ yönünde açıklamalarda bulunuyor. Herhalde bu söz CHP’nin klasik muhalefet zihniyetini en iyi yansıtan ifadedir. Çünkü CHP, tarihi boyunca ülkemizin her önemli projesine böyle diyerek karşı çıkmış, takoz koymaya çalışmıştır.” 

Hamdolsun milletimiz Türkiye’yi bu ‘istemezükçü’ zihniyetin eline bırakmadı. İnşallah bundan sonra da bırakmayacak…

Eski Başbakanlardan Adnan Menderes’in Vatan Bulvarı’nı açarken CHP’lilerin yolun genişliğini eleştirdiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

“Çünkü ne hayal edebilirler, ne böyle bir şey yapabilirler. Ne dediler, ‘Buraya uçak mı indireceksiniz?’ Aynı CHP, işte şimdiki 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nün inşaatına ne dediler, ‘Bu köprüden mutlu azınlık geçecek.’ gerekçesiyle karşı çıktılar. Acaba, buradan CHP’ye oy veren kardeşlerim geçmiyor mu, geçmedi mi? Bunun mutlusu, mutsuzu olur mu? Biz bunu yaparken bunun ayrımını yapmıyoruz ki. Buradan AK Parti, CHP, MHP, İYİ Parti, şu parti, bu parti böyle bir ayrım yapmıyoruz ki. Biz bunu Türk milletine yapıyoruz, insanlığa yapıyoruz, farkımız bu. İnşaat bittiğinde hükümet değişip de açılışını yapmak kendilerine nasip olunca bu sefer pişkince ‘büyük eser’ diyerek projeye sahip çıkmaktan da geri kalmadılar. 

Geçmişte yerli ve milli uçak, yerli ve milli silah, yerli ve milli demiryolu, yerli ve milli araba projelerimizi akamete uğratan, hatta GAP’a dahi karşı çıkan yine bunlar. Şimdi sahiplenmeye çalıştıkları Marmaray’ı engellemek için, Avrasya Tüneli’ni sabote etmek için neler yaptıklarını daha dün gibi hatırlıyoruz. CHP kafasının Fatih Sultan Köprüsü’nde, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nde, İstanbul-İzmir Otoyolu’nda, İstanbul Havalimanı’nda ve diğer yüzlerce, binlerce projedeki tutumunu en iyi milletimiz biliyor. Hamdolsun milletimiz Türkiye’yi bu ‘istemezükçü’ zihniyetin eline bırakmadı, inşallah bundan sonra da bırakmayacak.”

Türkiye’nin kendine ait bir su yolu olarak faaliyet gösterecek ve işletilecek

Kanal İstanbul’u, İstanbul Boğazı’ndaki deniz trafiğinin bir alternatifi olarak planladıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Geçtiğimiz yıl İstanbul Boğazı’ndan 41 binin üzerinde gemi geçti. Yani günde 118 civarında gemi, bu su yolunu kullanarak Marmara ile Karadeniz arasında seyrüsefer yapıyor. İstanbul’un böylesine yoğun bir deniz trafiğini kaldıramadığını, günün herhangi bir saatinde boğaza bakan herkes görebilir. Tabii gözleri olup görmeyenlere, kulakları olup duymayanlara, dilleri olup hakkı söyleyemeyenlere, bu gerçekleri kabul ve ikrar ettirmek pek mümkün değildir.” diye konuştu.

Erdoğan, sadece son 2 yılda boğazda irili ufaklı 41 gemi kazası yaşandığını aktararak, geçmişte boğazda yaşanan pek çok felaketin de unutulmaması gerektiğine dikkati çekti. Sadece Independenta Romen bandıralı tanker kazasının yol açtığı çevre felaketinin bedelinin 40 milyar lira olduğunu belirten Erdoğan, geminin 7,5 ay kaza yerinde yandığını hatırlattı.  Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: 

“Kanal İstanbul’un ön çalışmalarındaki bütçesi 75 milyar lira civarındadır. İstanbul’da aşağı yukarı aynı trafiğe sahip Çanakkale Boğazı’na göre 4 kat daha fazla kaza yaşanıyor. Çünkü, gemi geçişleri yanında boğazın kendi iç trafiği de çok ama çok yoğun. İstanbul gibi 15 milyon nüfusa ve fiilen belki 18 milyon insana belki ev sahipliği yapan dünyanın en büyük şehirlerinden birinde karşımızdaki bu soruna çözüm bulmak, ülkenin yöneticileri olarak en başta gelen görevimizdir. 

Türkiye’nin bu projeden elde edeceği gelir maliyetini kısa sürede çıkartacağı gibi kalıcı bir finansman kaynağı haline de getirecektir. Bu projeyle artık iyice sıkışan İstanbul’a yeni nefes ve hayat alanları açıyoruz. Kanal İstanbul’un Montrö Sözleşmesi ile herhangi bir ilgisi de yoktur. Tamamen Türkiye’nin kendine ait bir su yolu olarak faaliyet gösterecek ve işletilecektir. Ülkemizin en değerli markası olan İstanbul, bu projeyle çok daha kıymetlenecektir. Tabii, bunun için önce ülkemizi ve şehrimizi deruni bir aşkla her türlü hesaptan ayrı bir muhabbetle sevmemiz gerekiyor.”

Senin böyle bir karar verme yetkin yok

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kanal İstanbul projesine yönelik eleştirileri değerlendirirken, “İnanın bunların İstanbul sevdası diye bir dertleri yok, İstanbul sevgisi diye bir dertleri yok. Nasıl olduysa İstanbul’da bir Büyükşehir Belediye Başkanlığını aldılar ama İstanbul seçimini kazanmadılar. İstanbul seçimini AK Parti kazandı. Çünkü, Meclis kahir ekseriyetiyle kimde? AK Parti’de ve Cumhur İttifakı’nda. Bunu iyi anlamamız lazım.” dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Kanal İstanbul hakkındaki açıklamalarına değinen Erdoğan, “İstanbul’a ‘Kanal İstanbul gereksiz.’ diyor. Bunun kararını vermek sana değil, bunun kararını verme yetkisi bize aittir. Biz bunun kararını zaten verdik. Aynı zamanda Büyükşehir Belediye Meclisine aittir. Senin böyle bir kararı verme yetkin de yok.” ifadelerini kullandı.  

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuda adımları attıklarını, yola kararlı bir şekilde devam ettiklerini ve bunu yapacaklarını vurguladı.

Necip Fazıl Kısakürek’in “Canım İstanbul” şiirinin “Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar. Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar. İçimde tüten bir şey; hava, renk, eda, iklim. O benim, zaman mekan aşıp geçmiş sevgilim. Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur. Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur. Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale. Ve kavuşmuş rüyalar, onda onda misale. İstanbul benim canım. Vatanım da vatanım. İstanbul, İstanbul…” dizelerini okuyan Erdoğan, İstanbul’a Kanal İstanbul projesini kazandırma konusunda kararlı olduklarını kaydetti. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Projenin sahibi, Türkiye Cumhuriyeti devletidir. Kurumların görevi devletin aldığı karara uygun şekilde kendi sorumluluk alanlarında üzerlerine düşeni yapmaktır. Görevi ihmal eden hesabını millete ve hukuka muhakkak verecektir.” değerlendirmesinde bulundu. 

KAYNAK: CUMHURBAŞKANLIĞI İLETİŞİM BAŞKANLIĞI