KAYIP YIL

Bir Nev Bahar geçti üzerimizden Tunç miğferli yeşil Kırlangıçlarla Başıboş mevsimlerin  katarında da bir telaş Ya köyüne var hele..! Ya buradan uzaklaş. İnsan siluetlerinde manalı keder Korkuları takip eder  gölgeler  Gitmek kalmak arasında bir savaş … Hüzünlü balkonlardan geçer gemiler Bayrakları selam almaz nazlanır Kimden kaçar böyle niye hızlanır Gün akar sonsuza gemiden yavaş … […]

Bir Nev Bahar geçti üzerimizden

Tunç miğferli yeşil Kırlangıçlarla

Başıboş mevsimlerin  katarında da bir telaş

Ya köyüne var hele..! Ya buradan uzaklaş.

İnsan siluetlerinde manalı keder

Korkuları takip eder  gölgeler

 Gitmek kalmak arasında bir savaş

Hüzünlü balkonlardan geçer gemiler

Bayrakları selam almaz nazlanır

Kimden kaçar böyle niye hızlanır

Gün akar sonsuza gemiden yavaş

Tülbentli  gelinin suskunluğunda zaman

İçine atar kelimelerin kahrını

Ak perçemi düşer kaşının üstünden

Mırıldanmaz artık köy türkülerini

Leylide yar, loyluda yar

Cezbetmez gönl-ü yareyi

Ne oyun ne de arkadaş

Güneşşiz bir yaz geçti üzerimizden

Yağmaya gönülsüz mor bulutlarla

Çocuksuz parklarda yaslı salıncak

Minik bir el değse göye uçacak

Çiçek gölgelerinde demlenir güneş

Burada yalnızlık tam ölüme eş

Caddeler payanda insan resmine

Kaldırımlar topuk sesine hasret

Yol çizgilerinde aç karıncalar.

Yıllar öncesindeki yurdunu arar

Rüzgârın sesinde yeknesak mavi

Kulağıma bir söz çalar gaipten

Kalk git ,yürü ,gez dolaş

Koy kahvelerinin merak-ı mucip

Ajanslar ölüm geçecek yine

Şeherde  yok imiş yarenlik etmek

Hatta yasaklanmış komşuya gitmek

Taşucu’nda yine bir şey görmüşler

Ne olup bitmişse  söylemez  sırdaş.

Bir kayıp yıl geçti üzerimizden

Geceye bezenmiş sır umutlarla

Evde tek varlığım oyuncaklarım

Onlarla azalır biraz efkarım

Pencereme konar ak güvercinler

Kendi lisanıyla neler der, neler

Uçmak için gönle koyar bir ateş

Burada yalnızlık tam ölüme eş

Exit mobile version