Korkusuzca Öğrenmek
Selami Öktem
Korku ve kaygılar yüzünden ‘şimdi’ elimizden kaçıp gidiyor. Oysa hayat ‘şimdi’de çiçek açar. Bir Kalbi Kırılmaktan Koruyabilsem, Kemal Sayar
Geçtiğimiz günlerde Scott Young ve Vat Jaiswal adında iki kişinin başlarından geçen yeni bir dil öğrenme macerasına tanık oldum. Oldukça da etkileyici geldiği için sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu gençler, öncelikle geçmişte yaşadıkları yeni bir dil öğrenme maceraları ile etrafındaki insanların deneyimlerini ölçüp tartmışlar ve acaba ne eksik diye düşünmüşler. Tanıdıkları bir kişinin farklı bir dil konuşulan başka bir ülkede 20 yıl kadar kaldıktan sonra bile halen kaldığı ülkenin dilini öğrenememiş olması, yıllarca süren okul ve sonrasında uzun zamanlar alan kurs sürelerine rağmen yeni bir dil öğrenmek isteyen insanların istedikleri seviyeye ulaşamamaları, çeşitli video kurslara katılanların ise zaman geçtikçe ilgilerini kaybedip yeni bir dil öğrenmekten vazgeçmeleri gibi durumlardan dolayı bu seçenekleri daha detaylı inceleyerek neyin eksik olduğunu araştırmışlar.
Scott Young ve Vat Jaiswal yaptıkları çeşitli araştırmalar sonucunda yeni bir dil öğrenmenin en kolay yolunun o dili korkusuzca konuşmaya çalışmaktan geçtiğini keşfetmişler. Bunu bir nevi yüzme bilmeyen birini suya atıp korkmadan dene demekle bir düşünebiliriz. Hani korkmadan kendini suya bırak, o seni yukarı çekecektir derler ya o misal. Yabancı bir dil öğrenirken önümüzdeki en büyük engel o dili mükemmel bir şekilde konuşma arzumuz olabilir. Oysa hata yapmaktan çekinmesek, yanlış yapabileceğimizi de kabul etsek ve sanki biz yanlış bir şey söyleyince herkes bizimle dalga geçecekmiş sanmasak, her şey ne kadar kolay olacak. Scott Young ve Vat Jaiswal keşfettikleri bu durumu sınamak için 1 yıl içerisinde tam 4 dil öğrenmeye karar verirler. Bunlar İspanyolca, Portekizce, Çince ve Korece dir.
Scott Young ve Vat Jaiswal yılın her 3 ayında bir ülke değiştirip farklı bir ülkeye geçerek o ülkenin dilini öğrenmeye çalışırlar. Örneğin başta İspanya’ya giderler. İlk zamanlar farklı bir ülkeye gitmenin o ülkenin dilini öğrenmek için yeterli olmadığını ifade etmiştik ancak Scott Young ve Vat Jaiswal bir şeyi farklı yaparlar. Scott Young ve Vat Jaiswal asla anadillerini gittikleri ülkede kullanmazlar. Yani İspanya’da asla İngilizce konuşmazlar. Başlarda çok da komik ve basit hatalar yapsalar da zamanla bu hataları azalmaya başlar. 3 ayın sonunda herhangi biri ile İspanyolca sohbet edebilir bir seviyeye ulaşırlar. 20 yıl geçmesine rağmen farklı bir ülkeye giden bir tanıdıkları o ülkenin dilini öğrenememişti ancak o kişi kendi anadilinden hiç vazgeçmemiş ve etrafında hep İngilizce konuşan insanlar olan biriydi. Scott Young ve Vat Jaiswal ise kendi anadillerini birbiri ile konuşurken bile kullanmamış ve gittikleri ülkeye adım attıktan sonra sadece o ülkenin dilini kullanmışlardır. İspanya’da 3 ay kaldıktan sonra Brezilya’ya giderek Portekizce, 3 ay sonra Çin’e giderek Çince ve son olarak da Kore’ye giderek Korece öğrenmişler. Scott Young ve Vat Jaiswal’in bu güzel macerasını Barış Özcan’ın anlatımıyla YouTube üzerinden izleyebilirsiniz. Kendi ağızlarıyla yaşadıkları deneyimi dinlemek isteyenler ise TedX üzerinden bu hikâyeyi izleyebilirler.
Scott Young ve Vat Jaiswal’in yaşadıkları deneyim bana hayattaki birçok konuda benzer korkaklığı yaşadığımızı düşündürttü. En çok da matematik öğrenmek konusunda bu durum başarımız önündeki en büyük engel olabilir. Çünkü matematik özellikle de uygulama yaparken yani problem çözerken yanlışınız varsa bunu şeffaf ve sert bir şekilde yüzünüze çarpar. Kalabalık bir sınıfta bu başarısızlığı yaşayan öğrenci zamanla denemekten bile vazgeçebilir. Oysa matematikte çoğu zaman çözüme gitmenin birden fazla yolu vardır. Öğrenci ancak daha fazla denerse sonuca ulaşabilir. Yani korkusuzca yapmaya çalışırsa. Çünkü yeni bir dil öğrenmeye çalışırken Scott Young ve Vat Jaiswal’ in yaptığı tam da buydu. Tek şanslı oldukları nokta yarım yamalak konuşsalar bile el kol hareketleri ile ya da ifadelerinin bir kısmı ile istediklerini ifade edebilme ihtimalleridir. Ancak matematikte yanlış sadece yanlıştır.
Matematik dışına çıkarak diğer birçok konuda da korkusuzca öğrenmeye çalışmak fayda sağlayabilir. Bu sayede yeni bir bilgisayar oyununu iyi bir şekilde oynamayı hatta yeni bir yazılımı kullanmayı öğrenebilirsiniz. Basketbol oynamayı, futbolu, voleybolu veya da satrancı iyi bir şekilde oynamayı başarabilirsiniz. Belki de öğrenmenin en kolay yolu korkusuzca öğrenmeye çalışmaktan geçiyordur.