KORONALI GÜNLERDE EN BÜYÜK ŞANSIMIZ CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİMİZDİR

Yaşı 60’ın üzerinde olanlar geçmişte bu ülkenin yaşadığı sıkıntılı günleri çok iyi hatırlarlar. Hele hele koalisyon hükümetleri dönemlerinde, yani iki veya üç başlı hükümet zamanlarında bu ülkenin nasıl yönetildiğini, -işin doğrusu nasıl yönetilemediğini- çok iyi bilirler… Normal hükümetler dönemlerinde bile bir taraftan cumhurbaşkanı – başbakan sürtüşmesi, diğer taraftan ise milletvekillerinin hükümetlerin devamı için her zaman […]

Yaşı 60’ın üzerinde olanlar geçmişte bu ülkenin yaşadığı sıkıntılı günleri çok iyi hatırlarlar.

Hele hele koalisyon hükümetleri dönemlerinde, yani iki veya üç başlı hükümet zamanlarında bu ülkenin nasıl yönetildiğini, -işin doğrusu nasıl yönetilemediğini- çok iyi bilirler…

Normal hükümetler dönemlerinde bile bir taraftan cumhurbaşkanı – başbakan sürtüşmesi, diğer taraftan ise milletvekillerinin hükümetlerin devamı için her zaman tehdit oluşturan kendilerini ağıra satma ve “ben olmazsam ha!..” tavırlı tehdit psikolojileri…

Son 60 yılın gazete arşivlerini incelemeniz bile size o dönemlerde devletin nasıl yürüdüğünü gösterecektir…

Parlamenter sistemin yapısından kaynaklı ağır adımlarla ilerleyen bir hükümet sistemi ve çok yavaş yürüyen devlet işleri artık gerilerde kaldı.

BUNLARI NİÇİN YAZDIM?

Bugün karşımızda çok hızlı karar almayı ve çok hızlı mücadele etmeyi gerektiren koronavirüs gibi sinsi ve gizemli bir salgın hastalık ve bir amansız düşman var.

Peki, ülkemizde hangi tür bir hükümet bu sinsi düşmana karşı çok hızlı, kararlı ve operasyonel önlemleri alabilirdi?  Tabiiki iktidardan düşme korkusu olmayan, dağılma korkusu olmayan, iç çekişmeleri olmayan ve güvenoyu korkusu olmayan bir hükümet ancak bu önlemleri alabilirdi…

İşte biz Türkiye olarak şu anda bu tür korkuları olmayan “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sitemi” ile yönetilmiş olmanın şansını yaşıyoruz… Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin bizim için ne denli önemli olduğu günleri yaşıyoruz…

Halkın doğrudan seçimle iş başına getirdiği bir Cumhurbaşkanımız var ve yine Cumhurbaşkanımızın kurduğu bir hükümet var.

Şimdi sizlere soruyorum; şu koronavirüs vakası bir koalisyon hükümetinde veya cumhurbaşkanı ile başbakanın ayrı frekanslarda olduğu bir yönetimde bu ülkenin başına gelseydi halimiz ne olurdu…

Bugün dünyanın süper güçlerinin bile önünde diz çöktüğü bir virüs salgınına karşı ülkemiz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sayesinde  dünyanın gıpta ile takip ettiği çok hızlı ve örnek bir mücadele veriyor.

Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ın liderliğinde herkes sorumluluğunu biliyor, ne yapması gerektiğini biliyor, soğukkanlılıkla, akıl ve bilimle yapılması gereken her şey en güzel şekilde yapılıyor. Karar almak, kararname çıkarmak için günler, aylar beklenmiyor, adeta zamanla yarışır bir hızla gece gündüz demeden devlet tüm kurum ve kuruluşları ile çalışıyor.

Üçüncü dünya savaşı özellikli koronavirüs salgını ile mücadelede halkın seçtiği bir cumhurbaşkanının ve onun kurduğu bir hükümetin ne kadar önemli olduğu yaşanan olaylarla daha net görülüyor. Aslında biz bu netliği terörle mücadelede de gördük… Terörle mücadelede Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi öncesi ile sonrasına bir bakın bakalım ne göreceksiniz… Bugün Allah’a şükür terör örgütlerinin de neredeyse tümünün kökü kazındı.

Ülkemiz; inşallah Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve ekibinin azimli, kararlı, çalışkan ve operasyonel icraatları ile koronavirüs sıkıntısını da, diğer sıkıntıları da en kısa zamanda atlatıp yeni dünyanın bânisi olacaktır.

Güzel günler dileği ile.

Exit mobile version