KORONAVİRÜS SALGINININDAN KURTULUŞUN BİR KEFARETİ OLARAK AYASOFYA İBADETE AÇILMALIDIR

HASAN PİR’İN KÖŞE YAZISI Koronavirüs  (kovid -19) salgını; bütün insanlığı ilgilendirmesi, etki alanının tüm dünya olması nedeniyle  Nuh Tufanı’ndan bugüne insanlığın yaşadığı çok nadir büyük felaketlerden biri olarak görünüyor. Dünyayı yaşanmaz hale getiren, isyan, günah, zulüm ve sapkınlıklarla yoldan çıkan insanları yola getirmek için Allah (c.c.); istediği her şeyi bir ikaz edici, bir sebep olarak […]

HASAN PİR’İN KÖŞE YAZISI

Koronavirüs  (kovid -19) salgını; bütün insanlığı ilgilendirmesi, etki alanının tüm dünya olması nedeniyle  Nuh Tufanı’ndan bugüne insanlığın yaşadığı çok nadir büyük felaketlerden biri olarak görünüyor.

Dünyayı yaşanmaz hale getiren, isyan, günah, zulüm ve sapkınlıklarla yoldan çıkan insanları yola getirmek için Allah (c.c.); istediği her şeyi bir ikaz edici, bir sebep olarak gönderir. Tufanlar da, afetler de, musibetler de, salgınlar da hepsi Allah’ın takdiri ve izni tahtında olan hadiselerdir.

Nuh Tufanı’ndan bugüne pek çok ilahî ikaz sınavı yaşanmıştır. Nuh tufanı o günün şartlarında bütün dünyayı saran ve bütün dünyada yaşanan bir özellik gösterdiği gibi koronavirüs salgını da bugün yine tüm dünyayı saran bir özellik gösteriyor. Bu benzerlik nedeniyle kovid -19 salgını sanki Nuh Tufanı sonrasında dünyanın bu boyutta yaşadığı nadir ilahi sınavlardan biri olma özelliği taşıyor.

Koronavirüs salgın olayı dünyanın yeniden şekillenmesi bağlamında -gerek doğrudan gerekse doğuracağı sonuçlar itibariyle- belki de yüzyılımızın en önemli olaylarından bir olacak gibi görünüyor. Duamız; Allah (c.c.) nun  ülkemizi, İslam alemini ve dünya masum ve mağdurlarını koronavirüs salgınından da, daha beter hastalık, felaket ve helaketlerden de korumasıdır.

Başımıza gelen belaların def’i için sadakadan oruca ve adanan adaklara kadar çeşitli kefaretler öderiz. “Az sadaka çok belayı def eder” Hadis-i Şerifi de bu gerçeğin bir ifadesidir.

Koronavirüs salgını ülkemizde 83 milyon vatandaşımızın tamamını ilgilendiren bir boyuta geldiği için bu salgının kefareti de sadakası da büyük olmalıdır.

Bin yıldır İslam’ın bayraktarlığını yağan Türk Milleti’nin bu çok önemli salgının pençesinden kurtuluşunun da bir manevi kefareti olmalıdır. Bu derece önemli ve büyük kefaret de ancak Ayasofya’nın yeniden cami olarak ibadete açılmasıdır.

Koronavirüs salgını yaşanan günahların çokluğu ve büyüklüğüne karşı kader canibinden gelen bir ikaz olarak değerlendirildiğine göre, koronavirüs salgınının bir kefareti, bir diyeti  olarak Ayasofya cami olarak ibadete açılmalıdır. İnşallah vakti gelmiştir.

Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve ekibi bu hususları mutlaka daha geniş değerlendiriyordur.

Güzel günler dileğiyle.

Exit mobile version