KÜÇÜCÜK ÇİÇEKLERİ HAYATTAN KOPARMAYALIM !!!

İSA AKGÜL’ÜN KÖŞE YAZISI

Kalemim yazmaya adım atmak istemiyor masum çocukların gözyaşlarından oluşan deryaya baktığında… Zihnim ve beynim durağanlaşmış birhalde, kulaklarımda çınlayan minicik yavruların çaresiz ağlayışlarından oluşan kocadağın gölgesini gördüğünde… Gözlerim donuklaşıyor küçük tabutlardan oluşankatarı izlediğinde… Çaresizlik… Yapabildiğim kalben buğz etmek ve Yaradan’a duaetmek ki imanın en alt derecesi…

Büyüklerimiz bize öğretmişlerdi. Savaşta, kesinlikle,
kadınlara, çocuklara, yaşlılara, hayvanlara, ekili araziye ve meyve ağaçlarına
dokunulmaz, zarar verilmez, yakılmaz  ve
yıkılmazdı. Tarihimiz bu güzel özelliklerin uygulamasıyla doludur.

Günümüzün savaşlarında 
uygulanan ise bunun tam aksi. Masum, güçsüz, zayıf ve yardıma muhtaç
olanlar modern silahlarla ilk yok edilenler. İnsanı mükemmeliyete götüren
değerler bütünü, üzülerek belirteyim ki ayaklar altında. Kalplerden şefkat ve
merhamet silinmiş, boşalan yere acımasızlık, zalimlik, merhametsizlik taht
kurmuş.

Yıllar önce bir araya gelip, ‘ Dünya çocuk hakları günü’nü
ilan edenler, günümüzde yaşanılan bu izahı mümkün olmayan vahşeti
duymayanlardır, görüp de görmeyenlerdir. Umursamayanlardır. Vicdanları bile
sızlamayanlardır. Çünkü alevlerin yükselmesine sebep olanlar da kendileridir.

Uluslararası Mülteci Hakları Derneği Başkanı  Uğur Yıldırım; ‘Ayla  bebeğin ölümünden beri, bugün istatiklere
baktığımızda her gün iki çocuğumuzun cesedi kıyılarımıza vuruyor. Akdeniz ve
Ege bu yılda mezarlığa dönüşsün istemiyoruz’ diyor.

UNICEF, ‘Acil yardım yapılmasa, 1.4 milyon çocuk, kuraklık
ve silahlı çatışma nedeniyle hayatını kaybedebilir’ diye beyanat veriyor.

Eğitim yuvaları ve hastaneleri yok edilen, cesetleri enkaz
altından çıkarılan ve sahillere vuran, ülkelerini işgal eden askerler
tarafından öldürülen, hapishanelerde zindanlarda tutulan, organ mafyası
tarafından kaçılarak organları alınan, uyuşturucu tacirlerinin kıskacına
düşürülen, cinsel tacizlere uğrayan, küçük yaşta gelin ve damat edilen,
çalışması için eğitimden uzak kılınan hep çocuklar değil mi ? Savaşlarda
merhametsizce öldürülen, yetim ve öksüz bırakılan çocuklar değil mi ?

Neredesin ey dünya ? Neredesin ey insanlık ? Neredesin ey
batı, ey doğu  ? Neredesin ey kuzey, ey
güney ?

İnsan hayatını bu kadar ucuz ve basit görenler, medeniyetten
ve mükemmeliyetten, daha doğrusu insanlıktan nasibi olmayanlardır.
Uygarlıklarını döktüğü kanlar ve çektirdiği acılar üzerine kuranlardır. Vicdani
değerleri yitirip aşağıların aşağısına terfi edenlerdir. Çıkar ve menfaati için
tüm kötü olanları iyi olarak kabul edenlerdir. Rahmetli Aliya  İzzetbegoviç; ‘Batı hiçbir zaman uygar
olmamıştır’ diyerek  var olan gerçeği
gözler önüne sermiştir.

Masum çocukların, kan ve gözyaşı dinmedikçe, yaşam ve umut
çiçekleri gözlerinde açmadıkça, kimse dünyada mutlu yaşam hayallerine dalmasın.
Hiçbir şey yapamıyorsak, zalimlere 
kalbimizden buğz edelim. Savaşların durması, ölümlerin olmaması için dua
edelim.

Edelim ki, yaşama yeni adım atan küçücük çiçeklerin hayattan
kopmasına fırsat vermeyelim. Ve kendi öz aynamıza bakmayı da ihmal etmeyelim.