MACRON’UN ZİHİNSEL TEDAVİYE İHTİYACI VAR
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 24 Ekim 2020 Cumartesi günü Kadir Has Stadyumu’nda düzenlenen AK Parti Kayseri 7. Olağan İl Kongresinde konuştu.
Erdoğan konuşmasının bir bölümünü İslam düşmanlığı yapan Fransa Cumhurbaşkanı Macron’a ve Avrupa’ya ayırdı.
“Macron denilen zatın İslam ile derdi nedir, Müslümanlarla derdi nedir?” diye soran Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu:
“Macron’un zihinsel noktada bir tedaviye ihtiyacı var. İnanç hürriyetinden, inanç özgürlüğünden anlamayan, kendi ülkesinde yaşayan milyonlarca farklı inanç mensubu insanlara bu şekilde davranan bir devlet başkanına başka ne denilebilir, öncelikle akli noktadan kontrol. İkide bir Erdoğan ile uğraşıyorsun. Erdoğan ile uğraşmak sana bir şey kazandırmaz. Zaten bir yıl sonra seçim var. Seçimde de akıbetini göreceğiz. Yolunun pek uzak olduğunu zannetmiyorum. Niye? Fransa’ya bir şey kazandıramadı ki kendine bir şey kazandırsın. Bizim ilkeli tavırlarımız kesinlikle bundan sonra da aynen devam edecektir. Şu anda, Azerbaycan’daki felaketlerin arkasında bunlar var, bu işgallerin arkasında bunlar var. Minsk Üçlüsü içerisinde yer alıyorsun. Bugüne kadar ne yaptınız? İşgalden Azeri topraklarını kurtardınız mı? Hayır. Sadece Ermenilere silah gönderiyorsunuz ve Ermenilere gönderdiğiniz silahlarla, barış tesis edeceğinizi zannediyorsunuz. Edemezsiniz. Çünkü dürüst değilsiniz. “
Erdoğan, Türkiye’nin dürüst olarak kardeşlerinin yanında bugüne kadar yer aldığını, bundan sonra da yer almaya devam edeceğini söyledi.
Ermenilerin, Azerbaycan topraklarına saldırısı ile başlayan çatışmaların Azerbaycanlıların işgal altındaki topraklarını kurtarma mücadelesine dönüştüğünün altını çizen Erdoğan, şunları kaydetti:
“Evleri bomba yemiş olan Nigar kızımızı, dün akşam televizyonda izledim ve Nigar kızımız oradan dertlerini anlatıyordu, tabii gözleri yaşlı. Biz, inşallah onların gözlerini yaşlı bırakmayacağız. İnanıyorum ki Azeri kardeşlerimiz, bu mücadeleden zaferle çıkacaklar. Dün Azerbaycan toprakları işgal edilip, Azerbaycanlı kardeşlerimiz katledilirken gözleri kapalı, dilleri bağlı, kulakları sağır şekilde bekleyenler vardı. Aynı kesimlerin bugün yaptıkları ‘Çatışmalar dursun’ açıklaması riyakarlığın dik alasıdır. İki devlet bir millet olduğumuz Azerbaycan’ın işgal altındaki topraklarını özgürleştirme mücadelesine her türlü desteği vermeye devam edeceğiz. “
Erdoğan, Avrupa’da son dönemde tırmanan İslam düşmanlığının her gün yeni ve endişe verici emareleriyle karşılaştıklarını belirterek “Almanya’da bir camiye yüzlerce polisle saygısız bir şekilde yapılan baskının ne güvenlik kaygısıyla ne de başka bir gerekçeyle izahı olamaz. Bunun adı düpedüz İslam düşmanlığıdır.” diye konuştu.
“Bunun benzerini Müslümanlar olarak biz Hristiyanların mabedlerine yaptık mı?” diye soran Erdoğan, şöyle devam etti:
“Yapmadık ve yapmayız. Çünkü bizim karakterimizde, bizim cibilliyetimizde böyle bir anlayış yok. Ama bunların liderleriyle görüştüğümüz zaman ‘Nasıl oldu ya’, ‘Olmaz böyle bir şey ya’ hemen buna başlarlar. Bütün kayıtlar ortada. Bütün bu kayıtlarla konuşuyoruz biz. Bunlar da özgürlük diye bir şey yok. ‘Laiklik, laiklik’ diyorlar laiklik diye de bir şey yok. Hep yalan. Yalan, yalan, yalan. Güya özgürlüğün ve laikliğin kalesi Fransa’da, Peygamber Efendimize hakaret eden karikatürlerin binaların dış yüzeylerine yansıtılması en sefilinden bir bayağılıktır. Bunun adı da özgürlük değil, düpedüz İslam düşmanlığıdır.”
“BAĞNAZ VE FAŞİST ZİHNİYETİ ZATEN GÖRMÜŞTÜK”
Avrupa’daki her İslam düşmanlığının aynı zamanda Türk düşmanlığı olduğunun da asla akıldan çıkarılmaması gerektiğini ifade eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Çünkü Batılı için Müslüman Türk’tür aynı şekilde Türk Müslüman’dır. Ülkemizin üyeliğine karşı sergilenen riyakarlıkta ‘AB değerleri’ diye dünyaya yutturulmaya çalışılan bağnaz ve faşist zihniyeti zaten görmüştük. Şimdi kendi vatandaşı olan Müslümanların haklarına yönelik bu tür saldırılarla Avrupa faşizmi yeni bir safhaya geçmiştir. Bu tehlikeli gidiş Birinci ve İkinci Dünya savaşlarında insanlık tarihinin en büyük katliamlarını gerçekleştiren Avrupa’nın aklının hala başına gelmediğinin işaretidir. Avrupa Müslümanlara karşı açtığı cepheyle aslında kendi sonunu hazırlıyor. Şayet Avrupa ülkeleri siyasi ve ekonomik olarak yeniden yapılanan küresel sistemdeki konumlarını muhafaza etmek istiyorlarsa bir an önce bünyelerindeki bu İslam düşmanlığı hastalığından kurtulmalıdır. Aksi takdirde bu hastalık Fransa’sından Almanya’sına tüm Avrupa’yı içten çökertecektir.”
“TARİHİN HÜKMÜNE HAVALE EDİYORUZ”
Erdoğan, Türkiye’nin her konuda olduğu gibi bu hususta da sonuna kadar hakkın, hakikatin, mazlumun yanında yer almayı sürdüreceğini belirterek, şunları kaydetti:
“Avrupa’daki 6 milyonu aşkın vatandaşımızın ve Müslüman toplumun tamamının huzurlu bir şekilde yaşaması için elimizden gelen her türlü gayreti göstermekte kararlıyız.
Türkiye pek çok cephede kendisi, ümmet ve tüm insanlık için böylesine büyük bir mücadele verirken ülkemize karşı husumet cephesinin bayraktarlığına soyunanları üzüntüyle takip ediyoruz. Üzüntümüz bunların düşmanlığından göreceğimiz zarardan değildir. Yel kayadan ne götürür misali biz bu kayıpları başka yerlerden fazlasıyla telafi ederiz. Dünyada hak ve adalet temelli yeni bir düzenin kurulma şansını yakaladığımız böyle bir dönemde sergilenen bu kirli oyunları tarihin hükmüne havale ediyoruz. Biz doğrunun yanındaki duruşumuzu gerektiğinde bedel ödeme pahasına koruyacağız. Bir yandan bölgesel ve küresel gelişmeleri ülkemizin ve ilkelerimizin lehine yönlendirmeye devam ederken, diğer yandan da kalkınma, büyüme, zenginleşme hedeflerimize adım adım yaklaşacağız.”
KAYNAK: AK PARTİ GENEL MERKEZİ – 24.10.2020