Malazgirt Zaferi’nin Mânevî Fatihi “Ebu Nasr Muhammed” Adlı Âlim Ve Velîdir
Gümüşhane Üniversitesi İlahiyat Fakültesi dekanı Prof. Dr. Selami Şimşek, zafer haftası ve Malazgirt zaferinin 952. yılı münasebetiyle açıklamalarda bulundu.
Gümüşhane Üniversitesi İlahiyat Fakültesi dekanı Prof. Dr. Selami Şimşek, zafer haftası ve Malazgirt zaferinin 952. yılı münasebetiyle açıklamalarda bulundu.
Prof. Şimşek, Malazgirt Zaferi’nin kazanılmasında Sultan Alparslan’ın olduğu kadar onun hocası ve mürşidi olan Ebu Nasr Muhammed’in de büyük katkısı vardır, tıpkı Fâtih’in, hocası Akşemseddin’e medyûn olduğu gibi!
Şöyle ki her hâdise kendi şartları içerisinde mütâlaa edilecek ve sebep-sonuç ilişkileri içerisinde değerlendirilecek olursa, Anadolu’nun fâtihi Alparslan’ın muzafferiyeti de İstanbul Fâtihi’nin muzafferiyetindeki şartlarla hemen hemen aynıdır. İstanbul Fâtihi 21 yaşında, Anadolu Fâtihi ise 41 yaşındadır. Kendilerini yetiştiren çevre şartlan arasında da büyük benzerlik bulunmaktadır. Nitekim Anadolu’nun Türkleşme ve İslamlaşmasındaki temele ilk harcı koyan Alparslan ve hocası Ebû Nasr Muhammed’in uyguladığı metod ile Kostantiniyye’nin ebediyyen İslamlaşmasındaki ideali gerçekleştiren Fâtih ve hocası Akşemseddin hazretlerinin metodu da aynıdır.
Prof. Şimşek sözlerini şöyle sürdürdü:
Ebu Nasr Muhammed’in tam adı Ebu Nasr Muhammed b. Abdülmelik el-Buhârî el-Hanefî’dir. İsminden de anlaşılacağı üzere Buharalı namıyla mâruf ve meşhur bir Hanefî âlim ve fakihi ve aynı zamanda devrin sayılı gönül sultanlarından olan Ebû Nasr Muhammed, Sultan Alparslan’ın saray imamı ve hocasıydı. Tarihin şeref sayfalarını renklendirmiş bu büyük Müslüman ve Türk kumandanı, hocasından sadece ilim ve feyz almakla kalmamış hemen her icraatında kendisinden izin ve dua almayı usûl haline getirmişti. Anadolu’nun fethini gönlüne koyduğu zaman da öyle yapmış, hocası ile uzun uzun istişârelerde bulunmuş, zafer için müjde almış ve duasını niyaz eylemişti. Akabinde hocası da Sultan’a şu sözlerle cesaret vermişti:
“Ey Türk-İslâm dünyasının kahraman kumandanı Alparslarn! Sen bir din-i mübini müdâfaa için harb ediyorsun ki, Allah (c.c) onu mansûr, muzaffer kılacağını vadetmiştir. Bütün âlem-i İslâm’ın duası seninle ve askerlerinledir. Sen kan dökmek istemedin, fakat kabul edilmedi. Sende günah ve kıusur yoktur. Zafer senindir, bizimdir, bütün âlem-i İslâmındır!”
Ulu velînin bu mânâlı sözleri Alparslan’ın ve askerlerinin gözlerini yaşartmış, mâneviyatmı yükseltmiş, bütün orduyu baştan sona derin bir heyecanla dalgalandırmış ve netice itibariyle zaferin kazanılmasında büyük bir moral ve motivasyon kaynağı olmuştur. Ruhları şâd olsun!