Menderes’in de Erdoğan’ın da Düşmanlarının En Büyük Silahı Sistematik Yalanlardır

HASAN PİR’İN KÖŞE YAZISI Geçen ay ortaya atılan ve ortaya atanların bile yalan ve yanlış olduğu için hemen geri çektiği Katarlı öğrencilere sınavsız Türkiye’de okuma hakkı tanındığı maksatlı haberi maalesef art niyetli kişilerce Türkiye genelinde hâlâ piyasaya üflenmeye devam ediliyor. İşin garip tarafı, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın tüm televizyonların yayımladığı millete hitap konuşmasında Katarlı […]

HASAN PİR’İN KÖŞE YAZISI

Geçen ay ortaya atılan ve ortaya atanların bile yalan ve yanlış olduğu için hemen geri çektiği Katarlı öğrencilere sınavsız Türkiye’de okuma hakkı tanındığı maksatlı haberi maalesef art niyetli kişilerce Türkiye genelinde hâlâ piyasaya üflenmeye devam ediliyor.

İşin garip tarafı, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın tüm televizyonların yayımladığı millete hitap konuşmasında Katarlı öğrencilerin sınavsız olarak Türkiye’de üniversitelere gireceği haberinin yalan olduğunu açıklamasına rağmen, bu açıklamadan sonra bile bu yalanı hâlâ vatandaşa pompalayan art niyetli kişiler var ülkemizde.  

Maalesef Türkiye’de “yalan, yanlış ve iftiradan” beslenen ve medet uman bir kesim var ki, “yalan” haberleri kendileri için bir sermaye yapıp, Sayın Erdoğan yönetimindeki iktidarı bu yalanlarla karalamaya çalışıyorlar.

Bu cambazların “yalan” sermayelerinin en acımasız örneklerini bu millet 1950’li yıllarda Rahmetli Menderes’e yapılanlardan biliyor.

Demokrasiyi ve muhafazakâr insanların seçimle iktidara gelmesini hazmedemeyenler Rahmetli Menderes’i iktidardan indirmek için planlanan 60 ihtilaline hazırlık yapmak üzere o dönemin gazetelerinde, “Hükümet, gözaltına alınan öğrencileri, kıyma makinalarından geçirtip tavuk yemi yaptırdı” Manşeti ile haber yaptırdılar.

Seçimlerle Menderes’i iktidardan indiremeyenler, ihtilalle indirmek için daha ne yalanlar ortaya atıp, saf vatandaşı yalanlarına alet etmek istediler. Bunların tamamı yazılıp çizildi. Şimdi ibretle okuyoruz…

Şimdi de Sayın Erdoğan’ı seçimle mağlup edemeyeceklerini anlayan aynı kesim, yalan yanlış haberleri sistematik olarak vatandaşa servis etmekle belki iktidara geliriz hevesine kapılıyor. Şu iyi bilinmeli ki;  helal yollarla iktidara gelmek varken, yalan, yanlış ve iftira dolu bir sermaye ile iktidara gelmek kimseye hayır getirmez ve zaten kimseye de nasip olmaz…  

*****

Bazı sınavlarda üç yanlışın bir doğruyu götürme kuralı vardır.

Siyaset arenasında da sanki bu kural etkili oluyor. Üç kişi tarafından söylenen bir yanlış ve yalan haber bir doğru haberi silip götürüyor. Bu tehlikeli duruma acilen engel olmak gerekir… Hiç kimse için yalan konuşup vatandaşı aldatma hürriyeti yoktur.

Bir yalan haberi üç ayrı kişi aynı vatandaşa aktarırsa ne olur? Elbette vatandaş bu yalana inanır.

Katarlı öğrenciler konusunda da durum böyle olmuştur. Özellikle yalan haberleri ile meşhur bir iki televizyon kanalı ve bir iki gazete bu sansasyon içerikli haberi yayar. Sadece bu kanal ve gazeteleri takip eden ve Erdoğan düşmanlığı ile tanınan kişiler ise haberin doğruluğunu araştırmaya bile gerek görmeden mal bulmuş mağribi gibi sağda solda bu konuyu konuşur ve saf vatandaş da maalesef  bu tuzağa düşer…

Milleti için gecesini gündüzüne katan Sayın Erdoğan’ın sahadaki ekibi bu yalan ve yanlışlıları iyi takip etmelidir. Vatandaşımızın bunlar tarafından zehirlenmesine fırsat verilmemelidir. Ama, sakın ola ki; “onlar yaptı biz de yapalım” mantığı ile yalan haberden medet umma düşüncesine Sayın Erdoğan’ın ekibi hiçbir zaman girmemelidir.

“Her söylediğin doğru olmalı” kuralı her siyasi parti için geçerli olmalıdır. Allah katında ve toplum vicdanında hata ve suç teşkil eden bir davranışın yapılmaması sadece bir kesim için değil her kesim için geçerlidir. Yoksa hakperestlik denilen şey ortada kalmaz. Allah katında günahların kişilere göre çifte standardı yoktur… Kim işlerse işlesin günah günahtır…

Yalan ve iftira dinimizde büyük günahlardan sayılmaktadır. Olmayan bir şeyi olmuş gibi konuşmanın ve yazmanın hesabı yarın Ahirette çetin olur. Kur’an-ı Kerim’de Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur” ( İsrâ suresi 36.Ayet )

Partisinin ve liderinin adı ne olursa olsun, bu ülkenin temiz insanlarına temiz siyaset yakışır. Hangi parti olursa olsun herkes dağarcığındaki doğruları vatandaşımıza anlatmalı, vatandaşımız da ona göre karar vermelidir. İftira ile yalan ile hiç kimse siyaset yapmamalıdır.

Unutmamak gerekir ki, ölçüleri yanlış olanların bütün ölçümleri yanlıştır. Bir Müslüman’ın ölçüsü doğruluk olmalı, dürüstlük olmalı. Araştırıp doğrusunu öğrenmeden kulaktan dolma sözlerle kul hakkına girilmemelidir.

“Yalan” doğurgandır. Sizden çıktıktan sonra çok kısa zamanda dünyayı dolaşır. Ve bu yalanın müsebbibi siz olursunuz. Ondan sonra bu yalanı düzeltmeye kalksanız bile düzeltemezsiniz.

Güzel günler dileğiyle.

Exit mobile version