MİRAÇ GECESİNİN SABAHINDA YAŞANAN ve ZAMANI DURDURAN BİR BAŞKA MUCİZE

HASAN PİR YAZDI Dün gece mübarek Miraç kandilini idrak ettik. Allah kabul etsin. Miraç mucizesi; Hicretten 1,5 yıl önce, Recep ayının 27. Gecesi, Resûlullah (sav) Mekke’de iken gerçekleşmiştir. Şu anda Hicri 1438 yılında olduğumuza göre, Miraç mucizesi bundan 1439 yıl önce vuku bulmuştur. Miraç mucizesinin gerçekleştiği o gece, Allah’ın müsaadesiyle  Cebrail (as), Burak adı verilen […]

HASAN PİR YAZDI

Dün gece mübarek Miraç kandilini idrak ettik. Allah kabul etsin.

Miraç mucizesi; Hicretten 1,5 yıl önce, Recep ayının 27. Gecesi, Resûlullah (sav) Mekke’de iken gerçekleşmiştir.

Şu anda Hicri 1438 yılında olduğumuza göre, Miraç mucizesi bundan 1439 yıl önce vuku bulmuştur.

Miraç mucizesinin gerçekleştiği o gece, Allah’ın müsaadesiyle  Cebrail (as), Burak adı verilen bir Cennet bineği ile Resul-ü Ekrem (sav)’ı alarak, önce Kudüs’e, Mescid-i Aksa’ya götürmüştür.

Peygamberimizin Miraç yolculuğu bizzat dünyevî bedeni ile olmuştur. Burada, bütün Peygamberlerin ruhlarına (as)  imam olarak namaz kıldırdıktan sonra yine dünyevî bedeni ile semaya yükseltilmiş, yedi kat semayı geçmiş, Cennet ve Cehennem’i, Sidretül Münteha’yı görmüş; daha sonra Arş-ı Alâ’yı da geçerek bütün kâinatı geride bırakmış, Kab-ı Kavseyn denilen makamda Allahü Tâlâ ile perdesiz olarak görüşmüş, nihayetsiz güzel olan Cemalini görmüş ve kelâmını işitmiş, Rabbi’nin sohbetiyle müşerref olmuştur. Bu uzun yolculuktan dönüşü ise bir anda gerçekleşmiştir.

MİRAÇ GECESİNİN SABAHINDA DÜNYA’NIN DÖNÜŞÜNÜ ve ZAMANI DURDURAN OLAY

Peygamberimiz, Mirac gecesinin sabahında, miracını Kureyşlilere haber verir. Bu habere Kureyşliler inanmazlar. Ve “Eğer Kudüsteki Beyt-ül Makdis’e (Mescid-i Aksa) gitmiş isen, Beyt-ül Makdis (Mescid-i Aksa) in kapılarını, duvarlarını ve özelliklerini bize tarif et” derler. Peygamberimiz de onların inanmamalarından ve sorularından çok sıkılır. Birden Cenab-ı Hak, bir mucize olarak, Mescid-i Aksa’yı Peygamberimize gösterir ve Efendimiz de kendisine gösterilen o mucize tabloya bakarak, her şeyi birer birer tarif eder.

Peygamberimiz bu sırada  Kureyşlilere ayrıca; “Yolda giderken sizin bir kafilenizi de gördüm, kafileniz yarın filan vakitte gelecek.” der.

Bunun üzerine Kureyşliler; Efendimizin haber verdiği saatte kafileyi beklemeye başlarlar.  Fakat, kafile Peygamberimizin haber verdiği saate göre bir saat gecikir.

Kudreti sonsuz Allah (c.c.), Sevgili Peygamberimiz Resul-i Ekrem (sav)’in verdiği haberin doğru çıkması için, Güneş’i bir saat yerinde tutar. Yani Allah’ın emri ile Dünya, Efendimiz Hz. Muhammed’in (sav) sözünün doğru çıkması için görevini bir saat erteleyip, Güneş etrafındaki dönüşünü durdurur. Ve bir saat boyunca Güneş aynı noktada asılı kalır. Bu şekilde kafile de Peygamberimizin haber verdiği saatte gelmiş olur. (Bu konu ile ilgili daha geniş bilgi için, Bediüzzaman Said Nursi, Mektubat – 19. mektup isimli esere bakılabilir.)

Yüce Allah (c.c.); Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)’i bu kadar çok seviyor. Onu, düşmanlarının karşısında mahcup etmemek için evrenin, galaksilerin, güneşin ve dünyanın hareketini ve zamanı durduruyor.

Bizler de Allah’ın habibi olan Hz. Muhammed (sav)’a ümmet olmanın bahtiyarlığını yaşamalıyız. Peygamberimizin izini takip edip, onun sünnetlerini harfiyyen uygulamalıyız.

Bütün bunlardan sonra isteğimiz ve duamız; “Yüce Rabbimizin bizi kendisine hakiki kul, Peygamberimiz Hz. Muhammed’e ise hakiki ümmet etmesidir.” Amin.

Güzel günler dileğiyle.

 

Exit mobile version