Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Hasan PİR

MÜFREDAT AHHH MÜFREDAT…

2017-2018 eğitim öğretim yılı nasip olursa bir hafta sonra 18 Eylül 2017 pazartesi günü başlamış olacak.

Yeni eğitim öğretim yılının öğrencilerimize, öğretmenlerimize, ebeveynlere ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum.

Yeni eğitim öğretim yılına “müfredat” yenileme çalışmaları damgasını vurdu.

Uzun süredir üzerinde çalışmaları devam eden müfredat yenileme çalışmalarına bağlı olarak bu eğitim öğretim yılında ilkokul 1, ortaokul 1 ve lise birinci sınıflarda yeni müfredat uygulanacak. Gelecek yıllarda da diğer sınıflarda uygulama devam edecek.

***********

Ülkemizde ortalama 5 yaşından sonra çocukların hayatı okullarda geçiyor. Haftada 5 gün, ayda 21 gün yılda ise ortalama 8 ay…

Bir öğrencinin en dinamik ömür dönemi  olan 5 – 20  yaş aralığında, günlerinin en aktif saatleri okullarda geçiyor. Ortalama sabah 8 – akşam 17.00 arası öğrenciler okullarda ömürlerini tüketiyorlar.

Anne baba ve aile bireyleri çocuklarına bu denli zengin bir zaman dilimi ayıramıyor.

Ülkenin geleceği olan çocuklar en verimli çağlarında okullara, öğretmenlere teslim ediliyor.

Yani şunu demek istiyorum. Bir Türk gencinin yetişmesinde en önemli faktör okul ve öğretmen olduğuna göre, okul ve öğretmen bu gençlere hangi eğitimi ve bilgileri neye göre veriyor?

İşte tam bu noktada “MÜFREDAT” denilen gizemli ve en etkili odak karşımıza çıkıyor.

Okullarımızda ders kitaplarının, eğitim öğretim faaliyetlerinin bağlı olduğu ana çerçeve kurallarına müfredat deniliyor.

Cumhuriyetin ilanından bu güne Türk Milli Eğitim Sistemi, milli eğitim bakanlıklarınca kabul edilen müfredatlara göre yürütülüyor. Kitaplar bu müfredatlara göre yazılıyor. Öğretmenler bu müfredatlara göre eğitim öğretim faaliyeti yürütüyor.

Peki; bu müfredat programları ne zaman hazırlanmış?

Türkçe, matematik, fen bilgisi, tarih, coğrafya, edebiyat, fizik, kimya, biyoloji gibi ana derslerin müfredat programları 1940’lı yıllardan geliyor. Belki zaman zaman kısmî müdahaleler yapılmış olsa da maalesef 60 yıl, 70 yıl önceye dayanan müfredatlarımız var. Yeni oluşan derslerin müfredatları ise yakın zamanlara ait. Örneğin Bilgisayar dersi, Bilişim dersi v.b.

60 – 70 yıl önce yazılan müfredatlara göre hazırlanan ders kitaplarını bugünün dünya ile yarışan Türkiyesi’nde maalesef öğrenciler okumak zorunda kalıyor.

1940’lı yılların müfredatıyla bugün eğitim öğretim yapmak, 1940’lı yılların kuş tüfeği ile 2017 yılında ordu donatmaya benzer.

Bu önemli müfredat sorununu çözmek de Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’a ve ekibine nasip oldu. Millet olarak bu çalışmadan dolayı Sayın Cumhurbaşkanımıza ve ekibine teşekkür ediyoruz.

***********

Eski ve yeni müfredat arasında ne fark olacak ki diye düşünenler olabilir.

Sadece bir iki örnek vermek istiyorum. 1940’lı yılların anlayışında, özellikle Osmanlı tarihini inkâr etme anlayışı ve Osmanlı’ya düşman oluş felsefesi olduğu için o günlerde hazırlanan tarih dersi müfredatına bu olumsuz anlayış konulmuş ve bugüne kadar da bu müfredat yürürlükte kalmıştır. Bunun sonucu olarak da, asrın en siyasi padişahı olan Merhum Sultan Abdülhamit Han, bugüne kadar hep “vatan haini” olarak işlenmiştir. Yeni müfredatta artık Merhum Sultan Abdülhamit Han layık olduğu “vatanperverlik” özelliği ile Türk gençlerine tanıtılacaktır.

Bir diğer ibretlik olay da; 1940’lı yılların müfredatında -çağdışı olduğu halde- bilerek gençlerin zehirlenmesine göz yumulan “Darvinizm” aldatması ve”Tabiyatçılık  zehiri”nin işlenmiş olmasıdır. Ama, “yaratıcılık” gerçeğine, “yoktan var eden” Bir Allah’ın olduğu gerçeğine bilerek hiç değinilmemiştir. Şimdi ise “Yaratıcılık” gerçeği yeni müfredatta öğrencilerin daha rasyonel düşünmesine kapı açacak ve okunan ilimlerdeki “Sanattan Sanatkâra gidiş” felsefesi öğrencilerde yeni mükemmelliklere gidiş için rehberlik yapacaktır.

Yeni müfredatla getirilen en önemli yeniliklerden birisi de “DEĞERLER EĞİTİMİ”dir.

“Değerler Eğitimi” ile, insanın diğer canlılardan farkı ortaya konulmuş, insanın ruh yönüne el atılmıştır. Sadece maddi bilgiler değil, değerler eğitimi ile etik ve ahlak bilgilerin öğrenciye öğretilmesi gereği ortaya çıkmıştır.

Değerler eğitiminin müfredatta yer alması ile ahlakî değerlerin kaynağına gidiş kapısı açılmış ve her güzelliğin, her değerin, her ahlak normunun ölçüsünün Allah olduğu, Kur’an olduğu, Hadis-i Şerifler olduğu gerçeğine önemli bir kapı açılmıştır. Bu konuyu öğretmenlerimizin çok iyi değerlendirmesi gerektiğine inanıyorum.

Yeni müfredat; öğrenciyi “akıl” ve “vicdan” bağlamında iki önemli noktadan var kabul edip, aklı doyurmak için müspet ilimleri, vicdanı doyurmak için de değerler eğitimi gibi referansları gündeme getirmiştir.

***********

En aktif zamanlarını okullarda geçiren öğrencilerimize çağın, bilimin, sağduyunun ve ahlakın gereği olan bilgi donanımı gerekli idi. Yeni müfredatla bu iş başarılmıştır.

Öğretmenlerimizin yeni müfredat doğrultusunda öğrencilerimizi en iyi şekilde yetiştireceklerine inanıyoruz.

2017-2018 eğitim öğretim yılının tekrar hayırlı olmasını diliyorum.

 

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER