Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Hasan PİR

MURAT-I İLAHİ’NİN TECELLİSİ, AYASOFYA VE ERDOĞAN

İstanbul’un fethinin sembolü olan Ayasofya’nın 86 yıllık bir aradan sonra tekrar aslî haline avdet etmesi Müslüman âlemini büyük bir sürura sevk etmiştir.

86 yıllık müzelik döneminde gönlü hep üzüntü duyup, ecdat yadigârı ulu mabedi yeniden camiye çevirmek kendisine nasip olsun diye Merhum Menderes dahil pek çok hamiyet ehli kişi niyet edip çok gayret etmişse de Murat-ı İlahi’nin tecellisinin kimden ayan olduğunu ancak kaderin tecellisi ile anlamış olduk.

Çok şükür, bugün artık Ayasofya’nın yeniden cami olması tahakkuk etti. Kaderin takdiri gayıptan çıkıp görünür oldu.

Murat-ı İlahi, Ayasofya’nın açılışına imza atmayı Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a nasip etti. Ayasofya’da ilk hutbeyi okumak ve ilk Cuma namazını kıldırmak da Diyanet İşleri Başkanımız Sayın Prof.Dr. Ali  Erbaş’a nasip oldu.

Ayasofya; Paygamberimiz Hz. Muhammed’in (s.a.v.);  “Konstantiniyye mutlaka fetholunacaktır. Onu fetheden komutan ne güzel komutandır. Ve o asker, ne güzel askerdir”  hadisi ile Müslümanlara fethedilmesini bir kutlu hedef olarak gösterdiği İstanbul’un İslamiyet’le şereflenmesinin sembol mabedidir.

Ayasofya’nın yeniden cami olarak ibadete açılması herşeyden önce Türk Milleti’nin ve tüm İslam âleminin moralini yükseltmiş, özellikle Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılışı sonrası son yüzyılda büyük bir moral bozukluğuna giren İslam âlemi için yeniden bir diriliş müjdesi olmuştur.

Bir diğer husus da; Ayasofya’nın açılışında Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’la tahakkuk eden bu Murat-ı İlahi tecellisinin Türk milletine ve İslam ümmetine verdiği ve vereceği mesaj olacaktır.

Ayasofya’nın yeniden ibadete açılışındaki nasibiyetin Sayın Erdoğan’da tecelli ettiğini gören Türk milleti, bundan sonraki süreçte Cumhurbaşkanı Erdoğan’a daha çok hizmetler yapması için daha çok dua edecek ve daha çok destek verecektir.

Olaylara bakışını hep kerametvari zuhurata tabi tutan ve ülkemizde de, dünyanın her tarafında da çokça var olan muhafazakar kesim için de Ayasofya’nın bu kutlu açılışının Sayın Erdoğan’a nasip olması bundan sonraki süreçte Sayın Erdoğan’a verecekleri destek için en büyük yol gösterici olacaktır.

Ayasofya’nın açılış tarihi imzası sonrası Sayın Cumhurbaşkanımıza olan güven bundan sonra daha da artacak ve inşallah öncelikle ve özellikle dünyadaki İslam birliği sağlanacaktır.

Bediüzzaman Hazretleri’nin  1950’li yıllarda Merhum Menderes’e ve Demokratlara önemli ikazlarının yer aldığı ve Emirdağ Lahikası adlı eserinde de yayımlanmış olan lahika mektubunda yer alan Ayasofya ikazı kamuoyunun çok dikkatini çekmişti.

Bediüzzaman bu ikazında şöyle diyor:

“Eskilerin lüzumsuz keyfî kanunları ve su-i istimalleri neticesiyle, belki de tahrikleriyle zuhur eden Ticanî meselesini ve ağır cezalarını dindar Demokratlara yüklememek ve âlem-i İslâm nazarında Demokratları düşürmemenin çare-i yegânesi kendimce böyle düşünüyorum:

Nasıl ezan-ı Muhammediyenin (a.s.m.) neşriyle Demokratlar on derece kuvvet bulduğu gibi, öyle de, Ayasofya’yı da beş yüz sene devam eden vaziyet-i kudsiyesine çevirmektir. Ve âlem-i İslâmda çok hüsn-ü tesir yapan ve bu vatan ahalisine âlem-i İslâmın hüsn-ü teveccühünü kazandıran, bu yirmi sene mahkemeler bir muzır cihetini bulamadıkları ve beş mahkeme de beraatine karar verdikleri Risale-i Nur’un resmen serbestiyetini dindar Demokratlar ilân etmelidirler. Tâ, bu yaraya bir merhem vurmalı. O vakit âlem-i İslâmın teveccühünü kazandıkları gibi, başkalarının zâlimane kabahati de onlara yüklenmez fikrindeyim.”

Bediüzzaman Hazretleri’nin 1950’li yıllarda yazdığı bu mektupta Merhum Menderes’in ve Demokrat Parti’nin  yerine getirilmesini istediği üç istek şunlardır:

  1. Ezanın Arapça haline döndürülmesi.
  2. Ayasofya’nın yeniden cami haline çevrilmesi.
  3. Kur’an tefsiri olan Risale-i Nurların serbest olması.

Bu üç istekten birincisini Merhum Menderes yerine getirmiş ve ezanı tekrar asli haline çevirmiştir.

Diğer iki istek olan Ayasofya’nın açılışı ve Risale-i Nurların serbest olması da Sayın Erdoğan ve AK Parti’ye nasip olmuştur.

Murat-ı İlahi’nin bundan sonraki süreçte bakalım hangi müjdelerine şahit olacağız.

Bu güzel ilahi iltifatlar karşısında millet olarak yapmamız gereken ise, ihlaslı kulluk ve Allah’a şükürdür.

Güzel günler dileğiyle.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER