Nerede tükettin ömrünü?

Selim Gündüzalp

Hayatın en zor sorusuna hazır olmalı insan.

O zor soru…
Gelir bir gün…
Bulur seni.
O zor soru…
Yorganı çekip başına, kulaklarını tıkama boşuna…
O zor soru…
Gelir bir gün…
Bulur seni.
Daha önce sesini duyamadığım saatin tik takları gibi.
Duyurur sesini, o zor soru bulur seni.

Nasıl geçirdin gününü? Nerede tükettin ömrünü?

•••

Bir gün, ömrün minyatürüdür.
Eli boş geçildi mi bir günden ötekine, hayat köprüsünün
bir tahtası eksilir, bizden bir şeyler dökülür.
Yarın, yarın ve diğer yarınlar…
Şimdi çok uzaktalar, çok…
Gelmeyen her gün, gelen gün kadar kısa mıdır?
Gelmeden, bir gün kapınızı çalmadan bilemezsiniz
onu. Ölçülmez hiçbir şeyle gelecek günler.
Gelecek günler kim bilir neler getirecekler…
Hep sürprizini içinde taşıyan o günler…
Günler günleri izler…
Bir gün gelir, ömür biter.
O zor soru kapıda bekler:
Nerede tükettin ömrünü?
Daha tam bulamamışken hayat ırmağında yönünü, o
zor soru yakar, yıkar gönlünü:
Nerede tükettin ömrünü?

•••

Nerede tükettin ömrünü?
Soru zor ama bundan sonrası için bir uyanış nasip
eyle yâ Rab…
Bunca ölmüşler için de yeniden dirilişler, yeniden
uyanışlar nasip eyle.
Her yeni doğan gün gibi, her bahar açan çiçekler
gibi, çiçeklerin arasında uçuşan kelebekler gibi, ömre
yeniden ‘Bismillah’ ile bir başlayış nasip eyle.