OKU-YORUM…

Bilgi edinme yollarının başında gelen “Okumak” üzerine çok şeylerin yazılıp –çizildiğini hepimiz biliyoruz.  Devlet politikası olarak yürütülen bu önemli hizmet,büyük yazarların kalemleriyle ozanların seslendirmeleriyle de desteklenmektedir. Nitekim ,merhum Özay Gönlüm, “Evlerinin  önü bulgur kazanı / Herkes sever okuyanı yazanı/ kimse sevmez tembel tembel gezeni” derken , Bozkırın tezenesi ünlü San’atçı Neşet Ertaşt’a “İsterim ki Bu […]

Bilgi edinme yollarının başında gelen “Okumak” üzerine çok şeylerin yazılıp –çizildiğini hepimiz biliyoruz.  Devlet politikası olarak yürütülen bu önemli hizmet,büyük yazarların kalemleriyle ozanların seslendirmeleriyle de desteklenmektedir. Nitekim ,merhum Özay Gönlüm, “Evlerinin  önü bulgur kazanı / Herkes sever okuyanı yazanı/ kimse sevmez tembel tembel gezeni” derken , Bozkırın tezenesi ünlü San’atçı Neşet Ertaşt’a “İsterim ki Bu Dünyada” başlıklı destanında “İsterim ki Bu Dünyada/Hiç kimse cahil kalmasın/Okusun ilmin kitabın/Kimseden akıl almasın” dizeleriyle okumanın önemini ne de güzel özetlemiş..

Evet değerli okurlar. İlk İlahi emrin,”OKU” olduğunu da hatırlatarak eğitim yılının başladığı şu günlerde bir hatırlatmada biz yapalım dedik ve Ereğli ‘den yazan emekli Mühendis ,A.Selami Sadık’ ın konuya ilişkin yazısını sizlerle paylaşalım istedik.

“Kitap okuyorum ama karakterleri ve içeriği sürekli  unutuyorum” diyen kişiler için iyi bir paylaşım olacağına inandığım, okurumuz  Sadık’ın  email adresime düşen mesajı aynen şöyle:

Bir defasında hocama dedim ki: “Bir kitap okudum ama zihnimde kitaptan hiçbir şey kalmadı.”
Bana bir elma  uzattı ve dedi ki: “Bunu ağzında çiğneyip ye.”..Yedikten sonra sordu:” Şimdi sen büyüdün mü ? :” Hayır, ” dedim.Dedi ki : “Büyümedin ama o elma  vücuduna dağıldı; et oldu, kemik oldu, sinir oldu, deri oldu, tırnak oldu, hücre oldu….

Anladım ki, okuduğumuz  kitaplar da öyle dağılıyor .Bir kısmı kelime dağarcığımızı  zenginleştiriyor. Bir kısmı bilgi ve irfanımızı  artırıyor. Bir kısmı ahlakımızı güzelleştiriyor. Bir kısmı yazı ve konuşma üslubuna incelik katıyor. Bir kısmı hayata farklı bakmayı sağlıyor: Bir kısmı içimizdeki sevgiyi,  merhameti ve öz güveni artırıyor. Bir kısmı  düşünmeyi, sorgulamayı  tetikliyor, olaylar karşısında nasıl davranılması  gerektiğini öğretiyor… Her ne kadar sen bunların farkında olmasan da…

Kitap okumak ( bir )şeye yaramaz, çünkü kitap okumak çok şeye yarar ! O kadar çok şeye yarar ki neye yaradığını söylemek imkansızdır.”

Sadece, hayatta sığınılacak en güvenli limanın OKUMAK olduğunu söylemek yeterli olur kanısındayım. Bu sebepledir OKUMA nın önündeki her türlü cehalet engeli kaldırılmalı ne kadar kara çalı varsa temizlenmelidir.

Unutmayalım:

Bir kitap okuyan her şeyi bildiğine hükmeder.

İki kitap okuyan kuşkuya düşer..

Üç kitabı okuyan her şey,i bildiğini zanneder. ..

Bu nedenledir ki, “beşikten mezara kadar oku “bir hadisle de tescil edilmiştir.

 

Exit mobile version