Onay Şahin Gümüşhane’de Haftanın Konuğu Oldu

GÜMÜŞHANE OLAY GAZETESİ – 02.02.2021 GÜMÜŞHANE OLAY GAZETESİ – KARADENİZ’İN SEVİLEN SANATÇISI ONAY ŞAHİN İLE  HAFTANIN KONUĞU RÖPORTAJI Röportaj:  Hasan PİR, Bekir BULUT, Rüveyda USTA OLAY GAZETESİ: Sayın Şahin, bize kendinizi tanıtır mısınız, Onay Şahin Kimdir? ONAY ŞAHİN: Trabzon Çaykaralıyım. 1981 yılında Trabzon’da doğdum. O yıllarda daha çok köylerde doğumlar ebeler vasıtasıyla yapılırken, doğumum biraz […]

GÜMÜŞHANE OLAY GAZETESİ – 02.02.2021

GÜMÜŞHANE OLAY GAZETESİ – KARADENİZ’İN SEVİLEN SANATÇISI ONAY ŞAHİN İLE  HAFTANIN KONUĞU RÖPORTAJI

Röportaj:  Hasan PİR, Bekir BULUT, Rüveyda USTA

OLAY GAZETESİ: Sayın Şahin, bize kendinizi tanıtır mısınız, Onay Şahin Kimdir?

ONAY ŞAHİN: Trabzon Çaykaralıyım. 1981 yılında Trabzon’da doğdum. O yıllarda daha çok köylerde doğumlar ebeler vasıtasıyla yapılırken, doğumum biraz sorunlu gerçekleşmiş. O yüzden annem, Trabzon Doğum Hastanesi’nde beni doğurmuş. Bir aylık gecikmeyle dünyaya gelmişim. Yani dokuz aylık değil de on aylıkken dünyaya gelmişim. Yedi kilo olarak dünyaya gelmişim. Bu konuda anneme minnetim ödenmez ve minnetim çok büyüktür.

Trabzon Doğum Hastanesi’ndeki doktorlar adımı Onay vermişler. On aylık bebek olarak dünyaya geldiğim için, o günün hatırasına adımı Onay koymuşlar. Ben de bundan çok memnunum.

Yedi yaşına kadar Çaykara’da babaannem ile büyüdüm. Annem, babam ve diğer kardeşlerim, -bu arada dört çocuklu bir aileyiz- Çaykara merkezde onlar ikamet ediyorlardı. Benim çocukluğum ise yedi yaşına kadar babaannem ile köyde, mezirede, yaylada geçti.

Hayatımda babaannemin çok derin izleri vardır. İsmi Ayşe idi. Sıkça türkülerimde duyarsınız zaten Ayşe adını. İlköğrenimim yedi yaşında Çaykara’da Zeki Bilge İlköğretim okulunda başlar, daha sonra Trabzon’da Derecik İlköğretim Okulu, Trabzon Fatih İlköğretim Okulu, Fatih Lisesi’nde İngilizce hazırlık sınıfı ve nihayet babamın memuriyeti nedeniyle Gümüşhane’ye gelip 1996-1997 döneminde Gümüşhane Lisesi’nde başlayan lise hayatım… Üç yıl Gümüşhane Lisesi’nde okudum ve 1999 yılında Liseyi bitirdim. Daha sonra da üniversite hayatım başlar. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler Bölümünü 1999 yılında başlayıp 2003 yılında bitirdim. 2004 yılında askerliğimi yaptım. 2005 yılında yine Marmara Üniversitesi’nde Sosyal Bilgiler Öğretmenliğini kazandım ve ikinci üniversitemi de bu şekilde okuyarak 2009 yılında mezun oldum. Şu anda İstanbul’da yaşıyorum. Evliyim ve Ömer adında bir oğlum var.

OLAY GAZETESİ: Gümüşhane sizin için ne anlama geliyor?

ONAY ŞAHİN: İnsan hayatı çeşitli dönemlerden oluşuyor. Çocukluk, gençlik, olgunluk ve ihtiyarlık diyelim. Ben gençlik yıllarımı Gümüşhane’de yaşadım. Lise yılları insanın kişiliğinin oturmaya başladığı yıllardır. Ben o yılları Gümüşhane’de yaşadım. Dolayısıyla orada almış olduğum eğitim, orada yaşamış olduğum sevdalıklar bende derin izler bıraktı. Dolayısıyla Gümüşhane benim gençliğimin temellerinin atıldığı yıllardır.

OLAY GAZETESİ: Sayın Şahin, lise yıllarınızı Gümüşhane’de geçirdiniz. Gümüşhane Lisesi’nde okudunuz. Gümüşhane yıllarınızı bize anlatır mısınız?

ONAY ŞAHİN Gümüşhane Lisesi’nin o yokuşu unutulmaz… Onu sabahları büyük bir heyecanla tırmanır, kışın bazen kayar düşerdik. Yazın biraz da tozlu olurdu Gümüşhane Lisesi’nin yokuşu. Gümüşhane Lisesi her şeyi ile benim için unutulmazdır…

Arkadaşlarımla Gümüşhane Lisesi’nde çok keyifli yıllar yaşadım. Güzel bir gurubumuz vardı, yedi, sekiz kişilik… Hem okulda beraberdik, hem okul dışında beraberdik, hem de dershanede beraberdik. Yani arkadaşlığın hat safhasını Gümüşhane Lisesi yıllarında yaşadım ben. Çünkü güzel bir samimiyet,  güzel bir arkadaş grubu. Çocukların bugün lise yıllarında böyle bir samimiyet yakalama şanslarının olduğunu düşünmüyorum. Biz o lezzetleri tattık, yaşadık. Okul Müdürümüz Yusuf Erdem idi. Ben onun nezdinde bütün öğretmenlerime minnetlerimi, şükranlarımı sunuyorum. Gümüşhane Lisesi’ndeki bütün öğretmenlerime teşekkür ediyorum. Henüz Allaha çok şükür, Rahmana kavuşan olmadı bildiğim kadarıyla. Hepsine sağlık diliyorum, çalışanlara, görev yapanlara başarılar diliyorum.

Derin izleri kaldı bende öğretmenlerimin. Çünkü fikir hayatımın, sanat hayatımın oluşmasında onlardan çok etkilendiğimi söyleyebilirim.

Yine o yıllarda en güzel hatırladığım hafta sonları arkadaşlarımla köylere giderdik. Mesela İrfan Yazıcı diye bir arkadaşım vardı. Halen görüşürüm. Onun Çukut diye bir köyü vardı, Kale’ye doğru yukarı giderken Çukut’a gider hafta sonları onun dedesi de o zaman sağdı o köy evlerinde kalırdık. Yine Celal Akın Aydın Hoca’nın oğlu Özay Aydın kardeşim vardı onun köyüne giderdik, Mescitli’ye giderdik, yukarı tarafta Karamustafa’ya çıkardık. Gümüşhane’nin her hafta sonu bir köyüne giderdik. Kemençemiz olurdu yanımızda, kendi aramızda çalar, kendi aramızda eğlenirdik. Bazen Coşkun Tuncer’in köyüne giderdik. Cebeli Masura (Karaca)’ya. Orası Torul olduğu için, kemençe kültürü yoğun olduğu için zaman zaman eğlenceler yaptığımız olurdu. Kemençe çalardım, çok fazla türkü söylemezdim o yıllarda.

Hem okulda mutlu, hem Gümüşhane merkezde mutlu, köylerinde mutlu yıllardı… O yıllara selam olsun. Bir de o bahsettiğim o arkadaş grubu ile her Ramazan’da teravihlere eski Gümüşhane’ye çıkardık. Eski Gümüşhane’yi çok severdik. Gümüşhane’ye geldiğimde mutlaka çıkarım, orada ayrı bir hava var. Orada Osmanlı kokusu var. O zamanlar yıkık olan ama daha sonra restore edilen minareler çok dikkatimi çekerdi. Oraya gitmeyenler varsa, onlara teessüf ediyorum. Mutlaka gidip eski Gümüşhane’yi görsünler, oranın havası bambaşka. Kış kar demeden biz oraya teravih namazlarını kılmaya giderdik. O zamanlar Ramazan kışa geliyordu. Hatırlıyorum hiç aksatmadan Ramazan otuz, teravih otuz… Biz oraya çıkardık, oradaki camide soba yanardı, o sobanın etrafında önce biraz muhabbet eder, oranın hocası ve cemaati ile hasbihal olur, hatta çoğu zaman yatsı ezanlarını da biz okurduk. İrfan Yazıcı’nın bir hatırası vardır, sesi güzel diye, türkü söylüyor diye ezanı ona okuttuk. Meğerse heyecanlanmış, irfanın sesini tanıyamadık.  

OLAY GAZETESİ: Gümüşhane Lisesi’nde okurken sanatçılık düşüncesi var mıydı? Yoksa sonradan mı ortaya çıktı?

ONAY ŞAHİN: O zamanlar benim sanattan anladığım tek şey elimde kemençe vardı. Babam gençken kemençe çalıyordu. 1993 yılında bana kemençe hediye etti babam. O kemençeyle birkaç parça çalıyordum. Arkadaşlarımızla kendi ortamlarımızda çalıyordum ama hayatımı onunla kazanacağımı o yıllarda düşünmüyordum. Okuyup başka bir iş güç sahibi olacağımı düşünüyordum, sadece amatör olarak kemençe çalıyordum. Tabii ki lise sona doğru kemençe çalmam da gelişti. Yeşil Gümüşhane Seyahat ve Turay Turizm ile Trabzon’a hafta sonları gidiyordum. Bizim Çaykara Derneği’nde eğlenceler yapıyordum. Kemençemle muhtelif bir iki düğüne katılıp bir şeyler yapmaya çalışıyordum. Fakat sanatçı olacağım, albümler yapacağım sesimle hayatımı kazanacağım aklımın ucundan geçmiyordu o yıllarda.

OLAY GAZETESİ: Gümüşhane’nin sizde çok derin izler bıraktığını biliyoruz. Gümüşhane üzerine yazıp söylediğiniz türküler var.  Ama, “Geçmem Gümüşhane’den” dediğiniz türkü en çok tutulanı oldu. Gümüşhaneliler merak ediyor nedir bu türkünün hikayesi…

ONAY ŞAHİN: Bu hikâye Gümüşhane’de yaşanmadı. Gümüşhane’de tanıdığım bir insanla İstanbul’da yaşanmıştır. Gümüşhane’de okurken biz böyle bir sevdalık yaşamadık, ancak aradan yıllar geçti İstanbul’a üniversiteyi okumak için gittiğimde, O da İstanbul’a gitmişti. Ve biz İstanbul’da bir vesile ile buluştuk. İşte o buluşmamızda bir sevda söz konusu oldu. Bu bir kısmet işidir. Biz onunla evlenmedik, o başka bir hayat kurdu ben başka bir hayat kurdum. Bunlar Allah’ın nasibi kısmetidir, buna inanırız. Hakkında hayırlısı olsun o da ailesiyle mutlu ben de ailemle mutluyum. Hani “sevdiğini alamazsan seversin aldığını” derler ya evet aynen öyle oldu. O Türkünün hikâyesi budur. Tabi türkü olduğu için onu o şekilde dile döktük geçmem Gümüşhane’den…  Gümüşhane’den geçilmez, ondan vaz geçilmez, yoksa Gümüşhane’ye uğramadan olur mu? Bütün Gümüşhanelilere selamlar.

OLAY GAZETESİ: Bu türkünüzle ilgili film teklifi geldi mi?

ONAY ŞAHİN: Bizim hikâyemiz, türkümüz ve bestemiz bize özel kalıyor daha çok. Tabi sağolun siz beni herhalde çok yüksek bir yere koymuşsunuz ama ben mahalli sanatçıyım, beni dinleyen birkaç vilayet vardır. Doğu Karadeniz’imin müziğini yapmaya çalışıyorum. Dolayısıyla bizim türkülerimiz ulusal çapta büyük yankı yaratmamıştır. Biz kendi içimizde kendi hikâyemizi yaşarız, kendi türkümüzü söyleriz. Biz bizi biliriz, birbirimizi dinleriz. Kendi insanımız olarak Gümüşhane’yi, Trabzon’u, Giresun’u,  Rize’yi ve Bayburt’u kastediyorum. Biz, böyle birkaç vilayet olarak bir arada yaşayan insanlarız. Dediğiniz gibi bir ulusal çapta dizi veya filim teklifi gelmedi.

OLAY GAZETESİ: Gümüşhane’de pek çok arkadaşınız var. Gümüşhanelilerin çok sevdiği Coşkun Tuncer de sizin sınıf arkadaşınız. Arkadaşlarınızla görüşmeniz devam ediyor mu?

ONAY ŞAHİN: Tabi ki o bahsettiğim grubun içerisinde hemen hemen herkesle irtibatım devam ediyor. Bazen ben ararım, bazen onlar arar. Birbirimizden haberimiz var. Kimisi öğretmen olmuş, kimisi cezaevi müdürü olmuş, kimisi kendine göre bir hayat kurmuş Gümüşhane’de ticaret yapıyor, hepsiyle diyaloğum var, haber alıyorum. Hatta diye bilirim ki üniversite yıllarındaki arkadaşlarımla bu sıklıkla görüşmüyorum. Daha çok  Gümüşhane’deki arkadaşlarımla görüşmem devam ediyor.

OLAY GAZETESİ: Sayın Şahin, sanatçı olmak nasıl bir duygu?

ONAY ŞAHİN: Benim aklıma “sorumluluk” kelimesi geliyor. İçerisinde yaşadığınız topluma karşı sorumlusunuz. Sanatçısınız, tanınan insansınız, göz önündesiniz öyle ise toplumla çelişen, çatışan hareketlerden kaçınmalısınız. Türkülerimde, eserlerimde ve yaşantımda bunu yapmaya çok çalışırım. Kendimi; topluma aykırı bir insan değil de onların altıncı hissi, sağduyusu gibi görürüm. Onlarla birlikte yürürüm, kendimi onlardan asla ayrı görmem,  sadece onların bir yansıması olmaya çalışıyorum. Sanatçı olmak sorumluluk gerektiriyor.

OLAY GAZETESİ: Bugüne kadar kaç albümünüz oldu? Bundan sonraki hedefiniz nedir?

ONAY ŞAHİN: Toplam altı albümüm var ama albüm dönemi bittiği için tekli şarkılar üretmeye devam ediyoruz. Yaklaşık yedi tane de tekli şarkım çıktı. Toplam seksen civarında eserim oldu. Bunların hepsinin sözü – müziği bana ait değil, bana ait olanlar da var. Derlemelerim de var, başka arkadaşlarımdan aldığım söz ve müzikler de var. Bundan sonraki çalışmalarım tekli olarak devam edecek ama sadece kültürel arşiv niteliğinde bir albüm de yapmayı düşünüyorum.

OLAY GAZETESİ: Gümüşhane üzerine kaç eseriniz var?

ONAY ŞAHİN: “Bir kız var nişan eden” ve “Gümüşhaneli” diye iki ayrı çalışmam var. Yani, Gümüşhane’yi doğrudan konu alan iki tane sevilen türküm oldu.

OLAY GAZETESİ: Karadeniz’de çok seviliyorsunuz. Sizin  ve eserlerinizin çok sevilmesinin nedeni nedir?

ONAY ŞAHİN: Ben; olduğum gibi görünen, göründüğü gibi de olmaya çalışan bir insanım. Türkülerimde Karadeniz insanının hayatını anlatmaya çalışıyorum. Herhalde sevilmemim sebebi bu gerçeklik yönümdür. Ahlaki hassasiyetlerimin de sevilmemim bir diğer sebebi olduğunu biliyorum. Bu sevgiye laik olmaya çalışıyorum.

OLAY GAZETESİ: Sevilen bir sanatçı olarak, sanatın milli kültürümüz açısından önemini anlatır mısınız?

ONAY ŞAHİN: Daha önce de açıkladığım gibi sanat ve sanatçı toplumla çatışmadığı sürece bence doğru yoldadır. Ama, bir sanatçı ve sanatı toplumun değerleri ile yaşantısı ile çatışan, aykırı – aşırı özgürlükçü bir tavır takınırsa bence o sanatın milli yanı da kalmaz kimseye de bir faydası olmaz. Sanat ve sanatçının milliliği olduğu sürece, ahlaki özelliği olduğu sürece faydaları tartışılmaz. Ben, pandemi öncesi sık sık yurt dışına konserlere gidiyordum. Oralarda bizim cemiyetlerimize, düğünlerimize, horonlarımıza, gecelerimize iştirak etmeyen aileleri gördüm. Bu ailelerin çocuklarının  asimile olduğunu gördüm. Bu asimile olan çocuklar doğru düzgün Türkçe bile konuşamazken, kültürel faaliyetlerden geri kalmayan ailelerin çocuklarının ise senden benden daha milliyetçi, Türkiye’de yaşayan insanlardan daha kültürüne bağlı ve özüne düşkün olduklarını görüyordum.

Sanat milli olduğu sürece;  değil Almanya, Hollanda’ya gitmiş olmanız, uzaya da çıksanız sizi özünüzle kaynaştırır. Dolayısıyla benlik duygunuzu artırır. Milli sanatın faydası budur. Benlik duygunuzu, kişiliğinizi yükseltir sizi daha karakterli yapar.

OLAY GAZETESİ: Siz, iki komşu il olan Trabzon ve Gümüşhane arasında adeta müzikle, türkülerle bir köprü kurdunuz. Bu nasıl bir duygu, açıklar mısınız?

ONAY ŞAHİN: Öncelikle teşekkür ediyorum… Evet, böyle bir gayreti oldu ve oluyor da… Benim Gümüşhane ile ilgili ikinci çalışmam olan Gümüşhaneli klibinde -mezara gidip çiçek koyduğum klipten bahsediyorum- orada kullandığım arabanın plakasını güya ben bir gurbetçiyim Avrupa’dan geliyorum Türkiye’ye, arabamın plakası da 6129. Dolayısıyla böyle bir misyonumun olduğu doğrudur.

Gümüşhane ile Trabzon arasındaki bu kardeşlik Onay Şahin’den çok daha eskiye dayanır. Biraz da manevi yönden örnek vermek istiyorum buna. Benim yörem Çaykara ilçesi maneviyat’ a çok önem veren bir bölgedir. Ahmed Ziyaüddin  Gümüşhanevî Hazretleri’nin dergahının bir uzantısı da Çaykara’dadır. Hacı Ferşad  Efendi Çaykara’nın yetiştirdiği çok büyük manevi şahsiyetlerinden biridir. Hacı Ferşat Efendi Gümüşhanevî koluna intisap etmiş, dolayısıyla Gümüşhanevî Hazretleri’nin bir dergahını kurmuştur Çaykara’da. Gördüğünüz gibi bu kardeşlik benden çok daha eskilere dayanıyor. Kaldı ki onların kurmuş olduğu bu manevi iklimde Onay Şahin’in gayretleri solda sıfır kalır ama bunu fark ettiğiniz için de size teşekkür ediyorum.

OLAY GAZETESİ: Mezun olduktan sonra Gümüşhane Lisesi’ni hiç ziyaret ettiniz mi?

ONAY ŞAHİN: Evet, birkaç kez ziyaret ettim. Yaz tatiline denk geldiği için öğrenciler ve öğretmenler yoktu. O sırada okul açıktı içeri girdik, okuduğumuz sınıfları gezdik. Bir de  Orada onur köşemiz diye bir bölüm yapılmış, o köşede benim de adım vardı. Gümüşhane Lisesi, mezunlarından benimle de onur duymuş.  Ben de Gümüşhane Lisesi ile onur duyuyorum. Onların bu vefasından dolayı da çok teşekkür ediyorum.

OLAY GAZETESİ: Belki bilginiz olmayabilir. Gümüşhane Lisesi’nin eski binaları yıkılarak devletimiz tarafından yeni lise binaları yapıldı. İnşallah yakında açılacak. Pandemi bittiğinde bu güzel binada lise öğrencilerine bir konser vermeyi düşünür müsünüz?

ONAY ŞAHİN: Tabiki ben orada her zaman eski hatıraları aramış olacağım. Ama devletimiz de sağ olsun eğitim öğretime değer vermiş, yeni bir lise yapmış onun açılışında bulunamasam da açıldıktan sonra mutlaka ziyaret etmek isterim. Öğrencilere konser vermeyi de tabi ki isterim. Gümüşhane Valiliği bu konuda bana bir görev verirse seve seve bu görevi de yaparım.

OLAY GAZETESİ : Onay Bey, güfte, beste ve müzik çalışmaları dışında bir meşguliyetiniz var mı?

ONAY ŞAHİN: Biz Karadenizliler çalışkan insanlarız, bir elde birkaç karpuz tutmayı severiz. İstanbul’da olmamın bir avantajı var, burası fırsatlar şehri. Burada ticaretle de meşgul oluyorum. Çeşitli alanlarda alım satımlar yapıyorum ama sosyal faaliyet noktasında birkaç dernekte görev ve sorumluluk aldım, dernekçilik de yapıyorum. Buralarda yoğun bir hayat içerisindeyim diye bilirim.

OLAY GAZETESİ: Hayatınızda örnek aldığınız şahsiyetler kimlerdir?

ONAY ŞAHİN: Her insanın etkisinde kaldığı yüksek şahsiyetler vardır. Ben de kendime öncelikle Hz. Ömer’i örnek aldım. Hz  Ömer dürüstlük konusunda, adalet konusunda örnek bir insan. Ben oğlumun adını da bundan dolayı Ömer verdim. Oğlumun adını Ömer vermeseydim Mehmet Akif verirdim. Çünkü,  Mehmet Akif Ersoy da dürüstlük ve yüksek şahsiyet konusunda örnek bir insandır. Bu gibi insanları hayatta kendime örnek edinirim. Başkaları da vardır ama bu iki şahsiyet şimdilik yeterli diye düşünüyorum.

OLAY GAZETESİ: Gençlerimize neler söylemek istersiniz?

ONAY ŞAHİN: Şu pandemi döneminde tecrübe ettik ki Batı’nın bütün değerleri çökmüştür. Biz bunu zaten biliyorduk, hocalarımız da öğretiyordu, okuduğumuz kitaplardan da biliyorduk ama artık bunu herkes gördü,  herkes biliyor. Batının en büyük değeri demokrasidir. Onun bile ne kadar yalan olduğu, onun bile nasıl bir palavra olduğu herkesçe bilinen gerçek oldu. Eğer kendimize bir değer arıyorsak kendi milli kültürümüzde bu değeri bulabiliriz. Çünkü biz, Allah’ın yolunda yürüyen bir milletiz. Her zaman bizi bu yoldan ayırmak için bize çeşitli oyunlar oynadılar, oynuyorlar da… Gençlerimize önerim şudur; milli olalım, milli bir duruşumuz olsun ve inançlarımıza sarılalım, ondan sonra bu milli kültürümüz bu milli duruşumuz, inançlarımız sayesinde bizim karşımızda bütün değerlerin nasıl sıfıra çıktığını hep birlikte göreceğiz.

OLAY GAZETESİ: Onay Bey, bu güzel sohbetiniz ve sorularımıza verdiğiniz mütevazi cevaplar için size teşekkür ediyoruz.

ONAY ŞAHİN: Ben de sizlere, Gümüşhane Olay Gazetesi ailesine teşekkür ediyorum. Allah’a emanet olunuz. Özellikle Hasan Pir Hocama ve Gümüşhane’deki bütün dostlarıma selamlarımı sunuyorum, hepinizi Allaha emanet ediyorum.

KAYNAK: GÜMÜŞHANE OLAY GAZETESİ – 02.02.2021

Exit mobile version