RİSALE-İ NUR’DA ŞEHİT, ŞEHİTLİK, HARBE GİRMEK, HİLAL YILDIZLI BAYRAK

Günümüzde insanların çokca merak ettiği şehit, şehitlik, harbe girmek gibi konularda Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri’nin yazdığı Risale-i Nur Külliyatında yer alan bazı bölümleri sunuyoruz. ŞEHİTLERİN HAYATI “Nass-ı Kur’an’la şühedanın, ehl-i kuburun fevkinde bir tabaka-i hayatları vardır. Evet şüheda, hayat-ı dünyevîlerini tarîk-ı hakta feda ettikleri için Cenab-ı Hak kemal-i kereminden onlara hayat-ı dünyeviyeye benzer fakat kedersiz, […]

Günümüzde insanların çokca merak ettiği şehit, şehitlik, harbe girmek gibi konularda Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri’nin yazdığı Risale-i Nur Külliyatında yer alan bazı bölümleri sunuyoruz.

ŞEHİTLERİN HAYATI

“Nass-ı Kur’an’la şühedanın, ehl-i kuburun fevkinde bir tabaka-i hayatları vardır. Evet şüheda, hayat-ı dünyevîlerini tarîk-ı hakta feda ettikleri için Cenab-ı Hak kemal-i kereminden onlara hayat-ı dünyeviyeye benzer fakat kedersiz, zahmetsiz bir hayatı âlem-i berzahta onlara ihsan eder. Onlar kendilerini ölmüş bilmiyorlar yalnız kendilerinin daha iyi bir âleme gittiklerini biliyorlar, kemal-i saadetle mütelezziz oluyorlar, ölümdeki firak acılığını hissetmiyorlar.

Ehl-i kuburun çendan ruhları bâkidir fakat kendilerini ölmüş biliyorlar. Berzahta aldıkları lezzet ve saadet, şühedanın lezzetine yetişmez. Nasıl ki iki adam bir rüyada cennet gibi bir güzel saraya girerler. Birisi rüyada olduğunu bilir. Aldığı keyif ve lezzet pek noksandır. “Ben uyansam şu lezzet kaçacak.” diye düşünür. Diğeri rüyada olduğunu bilmiyor. Hakiki lezzet ile hakiki saadete mazhar olur.

İşte âlem-i berzahtaki emvat ve şühedanın hayat-ı berzahiyeden istifadeleri, öyle farklıdır. Hadsiz vakıatla ve rivayatla şühedanın bu tarz-ı hayata mazhariyetleri ve kendilerini sağ bildikleri sabit ve kat’îdir.

Hattâ Seyyidü’ş-şüheda olan Hazret-i Hamza radıyallahu anh, mükerrer vakıatla kendine iltica eden adamları muhafaza etmesi ve dünyevî işlerini görmesi ve gördürmesi gibi çok vakıatla, bu tabaka-i hayat tenvir ve ispat edilmiş.

Hattâ –ben kendim– Ubeyd isminde bir yeğenim ve talebem vardı. Benim yanımda ve benim yerime şehit olduktan sonra, üç aylık mesafede esarette bulunduğum zaman, mahall-i defnini bilmediğim halde, bence bir rüya-yı sadıkada, tahte’l-arz bir menzil suretindeki kabrine girmişim. Onu şüheda tabaka-i hayatında gördüm. O, beni ölmüş biliyormuş. Benim için çok ağladığını söyledi. Kendisini hayatta biliyor fakat Rus’un istilasından çekindiği için yer altında kendine güzel bir menzil yapmış. İşte bu cüz’î rüya, bazı şerait ve emaratla, geçen hakikate, bana şuhud derecesinde bir kanaat vermiştir.” (KAYNAK: R.N.K. / MEKTUBAT)

********

HAKSIZ YERE HARBE GİRİLDİ” DEMEK ŞEHİTLERİN ŞEHİTLİĞİNİ İNKARDIR. ŞÜHEDAYI İNKÂR ETMEK VE KANLARINI HEDER SAYMAK, MEŞ’UMLARIN EN MEŞ’UMUDUR.

S – Hangi cemiyettensin? Neden muhalefeti şiddetle tenkit ediyorsun?

C – Şüheda cemiyetindenim. Tek bir velîyi inkâr veya istihfaf etmek, meş’umdur. Öyleyse, iki milyon evliyaullah olan şühedayı inkâr etmek ve kanlarını heder saymak, meş’umların en meş’umudur.

Zira muhalefet der: “Haksız olarak harbe girildi; hasmımız haklı idiler. Cihad değildi.” İşte şu hüküm, iki milyon şühedanın şehadetini inkârdır.

Bence en çok duamız bu olmalı:

اَللّٰهُمَّ لاَ تَجْعَلْ بَاْسَنَا بَيْنَنَا    – Allah’ım aramıza düşmanlık verme, bizi birbirimize düşürme! (KAYNAK: R.K. / (İLK DÖNEM ESERLERİ – İŞARAT)

********

ŞEHİT VELİDİR

“Cihad farz-ı kifaye iken farz-ı ayn olmuştur. Belki muzaaf bir farz-ı ayn hükmüne geçmiştir. Hac ve zekât gibi, cihadda da niyetin tasarrufu azdır. Hatta adem-i niyet dahi asıl nokta-i nazarından niyet hükmündedir. Demek zıdd-ı niyet yakînen tebeyyün etmezse, cihad şahadet-i hakikiyeyi intaç eder. Zira vücub tezâuf etse taayyün eder. İhtiyarı tazammun eden niyetin tesiri azalır. Şu günahkâr millete, birden bire on binler evliya inkişaf ve tezahür etse, az bir mükâfat değildir.”(KAYNAK: R.N.K. / Hutbe-i Şamiye)

********

HÜKÜMET CESARETLİ OLMALI

“Ve bir hükûmet, mücahede ettikçe cesareti artar, terk ettiği zaman cesareti azalır ve binnetice cesaret de, hükümet de söner, mahvolur.” (KAYNAK: R.N.K. / İşarat’ül İcaz)

********

İSLAM, SAVAŞLA KÜFFARIN İSTİLASINDAN KURTULUR

“Cihada asker sevk etmekte, elbette bazı cüz’î ve maddî ve bedenî zarar ve şer olur. Fakat o cihadda hayr-ı kesir var ki, İslâm, küffârın istilâsından kurtulur. Eğer o şerr-i kalil için cihad terk edilse, o vakit hayr-ı kesir gittikten sonra, şerr-i kesir gelir. O ayn-ı zulümdür.” (KAYNAK: R.N.K. / Mektubat)

********

HİLAL YILDIZ BAYRAĞI

“İ’lâ-yı Kelimetullahın bayrağı olan (Hilal yıldız Bayrağı) teâli edecek. Eski şevketini bulacak, İnşaallahü Teâla!..” (KAYNAK: R.N.K. / Asar-ı Bediiye)

********

MİLLETİMİZ İÇİN MÜJDE

“Rahmet-i İlâhiyeden ümit kesilmez. Çünkü, Cenâb-ı Hak, bin seneden beri Kur’ân’ın hizmetinde istihdam ettiği ve ona bayraktar tayin ettiği bu vatandaşların muhteşem ordusunu ve muazzam cemaatini, muvakkat arızalarla inşaallah perişan etmez. Yine o nuru ışıklandırır ve vazifesini idame ettirir.” (KAYNAK: R.N.K. / Mektubat)

Exit mobile version