RUBAİ MISRALARINDA HİKMET DAMLALARI (13)

MUKALLİT

Mecazdan mest ü berduşun nârâ-i bîhûşuna sus

Aşk-ı Hüdânın zikriyle coşarak hû diyene küs

Tam ecnebiden tevarüs ah mukallit utan nâdân

Utan çabuk dön hatâdan eyleme şerre teşebbüs

GAM İÇRE GAM ÇEKME GÖNÜL

Solacak güle aldanma derd-i aşkı yektâ sanma

Ah o bin firaktır yanma gam içre gam çekme gönül

Fâni olanları anma güneşe dön cama kanma

Ah o bin firaktır yanma gam içre gam çekme gönül

BİR GÜN BİTECEK

Hayâli midir beni şâd ü handan edecek

Vuslat ya kâbil değil ya da bir gün bitecek

Ah inlerim bu hâlim yaşadıkça sürecek

Vuslat ya kâbil değil ya da bir gün bitecek

KÖR MÜ OLDUN

Kör mü oldun geleceğe ah yalancı kahkahacı

Safa neş’e başın tâcı servis yapsın baklavacı

Gelme de gelmesin ölüm yahu seni kırmaz gülüm

Uyuştur yahut aklını narkoz belki vermez acı

LEZZET ARIYOR ÂDEM

Beden sanat içinde ruh saltanat içinde

İmtihandır kim bile sır var neden niçinde

Lezzet arıyor âdem ölüm kalkmış ya rafa

Düşünmeyen bir kafa akıl Çin’de Maçinde

BÎ HUŞUM

Neş’e kalmış sanma senden yâdigar

Ah garîbim nâtüvânem bî huşum

Sîne sensiz gonca gitmiş hâr’ı var

Ah garîbim natuvânem bî huşum

YAR ELİNDEN

Derd-i aşktan gör neler düşmüş bana

Yâr elinden yâreler düşmüş bana

Ah garip hem nâtüvânım muzdarip

Yâr elinden yâreler düşmüş bana

NİCE ÂŞIK

Ah âhu gözün derdine düşmüş nice âşık

Kör Rabbine kör gaflete düşmüş nice âşık

Kimden geliyor kim veriyor bunca güzellik

İz’an edemez gördüğü düş’müş nice âşık

ÂMA GÖZ

Göz rengine aşk mı olur azîzim

Göstereni göremeyen göz âmâ

İz’an eyledikce ziyâde sızım

Elvân-ı şems içün îtibar cama