RUBAİ MISRALARINDA HİKMET DAMLALARI (15)

DÜŞÜN Dosta feryâd etmeden bil yakın kendi yâdın. Kabz-ı ervah kaydında bir adım sonra adın Düşün nasıl yaşadın kim gönderdi dünyâ ne Ne lezzet ne gamhâne ahret olsun murâdın GÖNÜL Umulur mu zerre huzur zevk vü şevki fâniden İmtihandır tez biter hem vakit gelir âniden Tez bedenden tecerrüdle kalp katına çık gönül Bekayı bil ebede […]

DÜŞÜN

Dosta feryâd etmeden bil yakın kendi yâdın.

Kabz-ı ervah kaydında bir adım sonra adın

Düşün nasıl yaşadın kim gönderdi dünyâ ne

Ne lezzet ne gamhâne ahret olsun murâdın

GÖNÜL

Umulur mu zerre huzur zevk vü şevki fâniden

İmtihandır tez biter hem vakit gelir âniden

Tez bedenden tecerrüdle kalp katına çık gönül

Bekayı bil ebede gül onu iste sânîden

AYIP ETTİK

Can rahmete kavuşunca hemen dedik kaybettik

Hiç kavuşan kaybolur mu vallahi ayıp ettik

Hem sahipsiz miydi geldi ah âdem şu faniye

O kavuştu da Sâni’ye biz bizi kayıp ettik

İMTİHAN

İmtihandır sınanmak’çün arz’a salındı da ruh

Müptelâ-yı lezzet oldu cümleden sermest güruh

Eyvah eyvah ne aldandı şeytana kandı âdem

Vicdan bastı sırra kadem nefsle ilan oldu sulh

ZAYİ OLMAZ

Sevdiğinden sevdirene giderken mi bu hüzün

Sus vefâsız ayıp ayıp kızarmıyor da yüzün

Kimdendir şu seven kalbin söyle kimden şu beden

Zayî olmaz Rabbe giden ondan gece gündüzün

SORULAR…

Esir eyledi zâhir ah şu beden belâ mı

Kalp vû ruhu hapsetmiş fâniye müptelâ mı

Dâim nefsi aklayan hep hakkı yasaklayan

Pis benliği paklayan ancak gelen salâ mı

VUSLAT KOŞAR AYRILIĞA

Aralanır ol bâb-ı çeşm sîne-i yar görünür

Kimi neş’e kimine gül kimi var hâr görünür

Bilinmez ki âdem oğlu niçin düşer sevdaya

Vuslat koşar ayrılığa hep ah-u zar görünür

Exit mobile version