RUBAİ MISRALARINDA HİKMET DAMLALARI (22)
NASİBİN NERDE SENİN
Kendin göstermek’çün değil onca göz nur-u veli
Ânı ruha hâl etmeli ah riyâkar zır deli
Şol hikmet cümlelerinden nasibin nerde senin
Halinden âyân edebin maddiyata işveli
SUS EY YALANCI
Sus ey yalancı sevgili aşk ki bedende harcanmaz
Sevdâ şarabın içenler gülüp geçer buna kanmaz
Nerde ferhâd nerde kerem buralarda kimse yanmaz
Mecazı aşk zannedenin kendinden başka aldanmaz
GÂFİL MÜSLÜMAN
Ömerden utanmayan bir gâfil müslümânım
Afrikalı aç iken modayı çeker canım
Kalbim temiz ya yeter eğlenceli her ânım
Fakire Allah verir malla yürüsün şânım
KÖR NAZAR
Emaneti sunar şu beşer çarşı pazarı
Senin mi diye sorsan işitirsin azarı
Sârık görse vâveyla eyler hem satan amma
Çaldığı hak malına kördür kendi nazarı
KALBE KOYAN KİM?
Anladım aşkı bilip seveni tuttun gönül
Kalbe koyan kim söyle onu unuttun gönül
Çiçekti ruhta vefâ onu kuruttun gönül
Kalbe koyan kim söyle onu unuttun gönül
CAN BEDENDE MİSAFİRDİR
Mahpus olmuş can ecele fâniden geç hû hecele
Misafirdir bedende can yalan yalan şu heyecan
Zikirde gündüz gecele vakit yok alelacele
Misafirdir bedende can yalan yalan şu heyecan
KÖR BAKIŞI
Kör bakışı mı yâ Rab burun ucunda kabir
Delice neş’e bizde toz kondurulmaz kibir
Allah’ım sen uyandır ah yoluna dayandır
İz’an kıl imtihandır canlar tutulur bir bir
BİR FÂNİ
Seni unutmam derken kendimi unutmuşum
Meğer ben de bir fâni gurbette kalmış kuşum
Ah şu hayat denen şey sonsuzluğa uçuşum
Meğer bende bir fâni gurbette kalmış kuşum
BEYAZ KUŞ
Ah ecel saçlarıma koşuveren beyaz kuş
Bin sevda sunsan bana boş artık gönül bî-hûş
Mecaz imiş inanmış meğer çok aldanmışım
Serâbı aşk sanmışım zehri eylemişim nûş
ŞEYTAN ALDATIR
Hah şimdi özgürsün kendine can ver
Bitti ya ömrünü uzat bir an ver
Aldatan şeytandı bak seni attı
Oynattı kendine mudhike yaptı
DUA
Nefs-i rezil kuşatmış kursağımda feryâdım
Yâ Rab halâs eyle de od’da kalmasın adım
Bilirim imtihandır kazanmak kıl murâdım
Yâ Rab halâs eyle de od’da kalmasın adım
MEZAR-I MAZİ
Çağdaş ruhlar dolar dâim mezâr-ı mâzi
Ah zemânın çağdaşı çok bırakmaz sazı
Görmez bin yıl döner dünya aynı ya hızı
Şifa bulmaz çâresiz bu ruh-u marâzi
HASTASIN GÖNÜL
Sıhhat misafir ya canda illa hastasın gönül
Heyhat uyan ne iz’anda ne de yastasın gönül
Lâyemut olmaya insan velev nebî Süleyman
Ah hazırlan gelir her an ölür yaştasın gönül