RUBAİ MISRALARINDA HİKMET DAMLALARI (28)

ŞAİR ALİ ÖZDOĞAN

AH MECAZ!..

Ruhumun naz makâmında huzur bestesi sensin

Aşk güftemin bercestesi sem’inde sesi sensin

Nağme-i saz hengâmında gönül neşesi sensin

Aşk güftemin bercestesi sem’inde sesi sensin

SANA MÜJDE OLSUN

Feryad eyler avaz avaz ah o garip bülbülüm

Sararıyor durmuyor der hasta mı yoksa gülüm

Ah güzel kuş bilemem ki nasıl anlatsa dilim

Sana mujde olsun ebed amma öncesi ölüm.

ŞEYTANI GÜLDÜRME

Yol verüb de salma ânı berbad eyler kalb-ü canı

Ah rezil eyler insanı nefstür o nefs iyi tanı

Tut hapseyle hâl eyleme lîsanında kâl eyleme

Ebedini lâl eyleme gel güldürme kör şeytanı

ÇOK BİLMİŞ

Sen ey çok bilmiş adam bir de kendine baksan

Herşeye muhalifsin insaf gözlüğü taksan

Odun teslim edemem sobaya atıp yaksan

Sermayen bükük dudak bir de ukala aksan

NEFİS

Kalp gözünü kör eyleyip aşk diye bakan nefis

O gönül evini yıkıp canları yakan nefis

Ah suretlerden kanılmaz firâk ateş dayanılmaz

Mecaz yalan aşk sanılmaz maskeler takan nefis

HATIRALAR

Hatıralar beni anmış neler varmış ah yaşanmış

Kimi sevgiye kanmışım kimi firaklarla yanmış

Kimi nazla aldanmışım şu mecazı gerçek sanmış

Meğer sonu hep yalanmış zikr-i hüdâ tek kalanmış

Aşk-ı hüdâ tek kalanmış

ALLAH’IM

Tarihi temiz midir İngiliz Fransızın

Ecnebi oyunuyla alt edildik ansızın

Uyandır milletimin her ferdini Allah’ım

Belasını ver kahret hem içteki kansızın

DEYÛ

Evvelâ gözden alır bak Rabb-i Rahmân gör deyû

Kimse görmez aşk-ı Dünya eylemiş ah kör deyû

Eksilir günler misâli şol bedenden bunca cüz

Hak içün dön kıl tefeyyüz hem cehennem kor deyû

BÎHABER

Bî haber kul ah bekâdan aklı dünyadan hebâ

Aşka gelmiş gölgeler’çün nefse etmiş ittiba

Amma ağlar bin firaktan yandı büryân her ciğer

Şol letaif içre nâdân Hak yaratmış müçtebâ

DERDE DERMAN YOKM MUDUR

Derde dermân yok mudur ah yâr elinden yâre var

Çeşmi giryân derdi ummân bî sürûr bî çâre var

Bir vefâsız cevr’e düşkün şîveger mehpâreden

Çeşmi giryân derdi ummân bî sürûr bî çâre var

YAKASINA TAKILSIN

Görülmüş müydü acep ilim pis nefse âlet

Yeni îcatlar çıktı ah bilimsel cehâlet

Üstüne basar çıkar güya hoca kitabın

Rezilliğini saklar arkasına hitâbın

Geçim’çün din satana takılmış da bunca ad

Bu edepsiz gürûhu kimse eyleyemez yâd

Uçkurdaki akılla kim eyler ilmi berbad

Yakasına takılsın nâm-ı nefsine kavvâd

YİNE MECAZ…

Kalbimde saklı sanma yerin yok ki bil derim

Bilsen de bilmesen de senin varsa sil derim

Ah aşk vefada gizli vefâsıza yok yerim

Bilsen de bilmesen de senin varsa sil derim

TEVBE MÜHLETİ

Bir ömür vermiş Rahman ona tevbe mühleti

Kimsiniz ey çekişken kavgacı hasta güruh

Her kelime engeller o engin suhûleti

Pis nefsin oyuncağı rezil yüzünüze tuh

DİNDAR LİBASLI ŞÂKİ

Bal damlatır kalemden îcaz satar kelamdan

Hâlinde bin dolambaç dindar libaslı şâkî

Dersin alır Belam’dan bin kâr umar selamdan

Kâlinde tok gözden aç bilmez yakın helâki

BAK TABİB

Hûn akıyor eşk-i aşk dertli ne çok bak tabîp

Gel ne olur yâre sar gölge sanılmış habip

Çare nedir var mıdır aşk mı düşen muzdarip

Gel ne olur yâre sar gölge sanılmış habip

KİBİR VE ECEL

Ne kibirdir şu kör nefis tuzağın

Sanıyorsun ecel senin uzağın

Nice âdem varım demiş ama gör

Göçüvermiş yakın senin de çağın

MUHABBET Kİ NAKŞTIR

Ne kırdın ne küstüm darıldım sana

Şu fânî sevilmek için insana

Muhabbet ki nakştır derinden cana

Şu gönlüm sevilen sevenden yana

BENK TUZAĞINDAN UYAN

Bir gün tükenen nefes senin mi

Dâvûd gibi hoş o ses senin mi

Benlik tuzağındasın uyan dost

Can kuş bedenin kafes senin mi