RUBAİ MISRALARINDA HİKMET DAMLALARI (29)

ARTIK KABİR GÖRÜNDÜ

Aman artık anladık bak bildi ya seni halk

Artık kabir göründü bir vakit namaz’a kalk

AH MECAZ..

Hayâlin midir beni şâd ü handân edecek

Vuslat ya kâbil değil ya da bir gün bitecek

Bilirmisin bî vefâ aşk bu dâim sürecek

Vuslat ya kâbil değil ya da bir gün bitecek

ÇOK SÜRMEDİ NEŞE-İ DEM

Meğer firkatla âlûde çok sürmedi neşe-i dem

Gitti dügâh ü segâhe figân eyledi kemânem

Ah ben nidem nasıl idem eşk’le dolup taştı dîdem

İmdi gamm’a müptelâyem bî hevâyem bî zemânem

AH SEVGİLİ SÖYLE

Ah sevgili söyle sen yar mısın yâre misin

İftiraktan yâre çok yâreye çâre misin

Sems-i seyyâre misin güne mehpâre misin

Bin firaktan yâre çok sen de bîçâre misin

GÜNE SIĞAN OLMAZ SEVGİ

Gel güldürme beni âşık güne sığan olmaz sevgi

Aşk bu değil bil bulaşık nurânîdir solmaz sevgi

Nefes gibidir alınır huzur-u ruhdur kalınır

Taklid olan tez çalınır kirli kalbe dolmaz sevgi

NE SANAT BU YARABBİ

Ne sanat bu ya Rabbi ne âsâr-ı nâdide

Basiretle baktır da çağlasın iki dîde

Dîde’den kalbe gitsin bu sırât-ı ferah-nâk

Şol lezâiz’den leziz zikri dâim kıl dilde

YARABBİ KORU BENİ

Uğraşamam kimsenin kusurlarıyla

Mahpusmuyam çevrilem nef’s surlarıyla

Yârabbi koru beni aşk nurlarıyla

Kuranının zikrinde ben mest olayım

Ol ebedin aşkıyla sermest olayım

FARAZA

Faraza çıksa meclise şol âdemin bir dürüstü

Eleştirir bin boşboğaz kimisi gösterir büstü

Kimisi savsaklar durur elbiseyi başı üstü

Tamam yahu tamam yetti âdem de gelmeden küstü

İLTİMAS

Kendi elinle kıydın ya hep istedin iltimas

İltimas istenen yerde olur şeytanla temas

Suçlu kim şimdi sen söyle gitti elmas liyakat

Gitti gideli liyakat kalmadı ruhta tâkat

Ya çıkar içinden gönder bul dürüst yiğitleri

Ya kandırsın dursun seni her zamanın itleri

BUNALMIŞ MİLLETİM

Gör bunalmış milletim ah derdi çok her ferdinin

Hiç düşünmez bî haberdir çâresinden derdinin

Şol liyâkat hançerinden yâreler hep kendini

Görmüyor hayret ne dersen görmüyor pis fendini

KÂLİMİZ

Şol siyaset bozdu zanneyler misin sen halimiz

Ben inanmam halimizden bin rezildir kâlimiz

Pis yalanlar saldı nefsten sardı şeytan milleti

Gitti erdem vû fazilet çekti hâlet zilleti

Şimdi ağlar amma saklar bilmiyormuş derdini

Kim gelir hiç kimse gelmez tez düzeltsin ferdini

DÜRÜST YOK MU HİÇ

Nerde dürüst yok mu hiç sahteciden el aman

Her yere girmiş rezil sapla karışmış saman

Kâm ona mevki makam yer ha babam onca hak

Topluca vursak dayak ah ne yaman ah yaman

AH MECAZ!..

İnciniyor kılma gönül bî huzur

Yâre-i dil onmayacak yâre gör

Sevgiliden nazda aranmaz kusur

Amma şu dîl yârelenir çâre zor

YALANINA YALAN KATAR

Yalanına yalan katar meslek etmiş asılır

Siyaseti maden bilmiş kandırmaya tiryâki

Bin gasp ile hâlâ güler utanmadan kasılır

Millet tuh dese yüzüne budur onun tiryâkı

BU NE HALDİR

Nicedir görmeyenin gözleri âmâ sayılır

Bu ne haldir ne bu işret ne vebâdır yayılır

Nereden geldi bu zillet adı çağdaş rezilin

Hani hikmet hani minnet bağırın nâs ayılır

AH MECAZ!..

Seviyormuş gibi yapsan yine kalbimde yerin

Kaderin nakşı inan aşk ne derin ah ne derin

Sanıyorsun şu seven kalb-i perîşân eserin

Kaderin nakşı inan aşk ne derin ah ne derin

YÜZÜNÜN ASTARI GİTMİŞ

Ne edep var ne hayâ var dili sarkmış bağı yok

Yüzünün astarı gitmiş deri yok debbağı yok

O hamiyyet! perisinden geri dur sol sağı yok

Yüzünün astarı gitmiş deri yok debbağı yok

KÜFÜRBAZ

Tarihime küfreden sen edepsiz küfürbaz

Binlerce tükrük gelse o rezil yüzüne az

Sana köpek diyemem o da almaz senden haz

Vatandaşına küfret git gavura eyle naz

KÖR OLMUŞ AYDIN…

Gerçeklere kör olmuş kor olasıca aydın

Afrika’ya bakmadın ah keşke olmayaydın

Zulmedilen canları hayvanlardan mı saydın

Sömüren batı için insanlığından caydın

MUKALLİT

Geçmişine bak utan ecnebi mukalliti

Kendini unuttun mu ne bu frenk taklidi

Nasıl satıldın bilmem oldun batının iti

Ah yazık olsun sana haram ananın sütü

ÖLÜM YARASI

Bizim aydınlar kör ya görmez toprak kapkara

Oysa ölüm beşerde var olan büyük yara

Buz gibi erir günler bir dem vermeden ara

Gel aydın sende mum yak şu kapkara mezara

FİRAKIN ATEŞİ

Bin firâkın âteşinden şol derûnum yandı gör

Fânilerden çek elin sen Hakka doğrul gül gönül

Cümle mevcûd emr içün tesbih idüp canlandı gör

Fânilerden çek elin sen sen de zikret gül gönül

EMR-İ HAK

Emr-i hakla zerrât eyler vücûd içre deverân

Hak emrine kör şu nâdân insan eyler feverân

Hizmettedir ona koşar cümle mevcûdat her an

Ah kör olmuş nâdân insan görmez eyler feveran

KALPLER MÜŞTAK SANA

Kalpler her an müştak sana iştiyâk vü hasrettedir

Gönül aşkınla yanar ah nefs-i nâdân kesrettedir

Ne bârika-i hakikat perdelenmez âyan elbet

Nîyazından şâddır îbâd cümle ruhlar lezzettedir