RUBAİ MISRALARINDA HİKMET DAMLALARI (30)

ÜFLE NÂYI SUSMASIN

Turâbından kopar kopmaz feryâdı nefes nefes

Ah der fanidir şu Dünya der beden ruha kafes

Üfle nâyi susmasın ses belki buz nefsim erir

Kalbe binler şevk verir ah döner ebed’e heves

AŞK DENİLEN ŞEY!..

Tarifi mümkün müdür şu aşk denilen şeyin

Ne isterseniz deyin ama bir irdeleyin

Kimini yutmuş mecaz kiminde gizlenmiş haz

Vereni bilsek biraz âtıl kalmasın beyin

ESMA VE TECELLİ

Güneşler gibi bil esmâ, tecelli o camdan değil

O’na yaklaş O’nu anla güzellik insandan değil

RİYAKÂR

Feryâdı perde etmiş yüzünün karasına

Ah çığırtkan göz dikmiş milletin parasına

Güya kendisi âdil gör hırsıza muâdil

Tek var’ı yalancı dil dalmış halk arasına

ENEYİ YIRT

Nef’s bedende mahpus etmiş çık kurtul kûşe-i şerden

Din-i mübin-i İslama gör darbeler aynı yerden

Eneyi yırt hüve göster Allah de hû de geç serden

Din-i mübin-i İslam’a darbeler hep aynı yerden

BENDEN

Gör firkati cânâ nedür zehri nuş isteme benden

Dü çeşmim gör dü çeşmedür tevahhûş isteme benden

Firkat ki an’dan beterdür nakd-i hûş isteme benden

Dü çeşmim gör dü çeşmedür tevahhûş isteme benden

İLAHİ

O var eder ise varsın ah ne varsın ne de yarsın

Şol nefise mi uyarsın aşk bu değil bil a gönül

Hû hû de rahmeti sarsın gayri firaktan yanarsın

Gölgeleri mi sararsın aşk bu değil bil a gönül

AŞK

Yalan!. bilmeden sevilmez hele otur aşkı anma

Evvel tahsil eyle nedir gayri ânı hiç var sanma

Bak gördürülen gözüne gördüren kim murâd nedir

Dahi kalb ne sevmek nedir belki perdedir aldanma

Var etmese sen de yoktun yoktan yoka aşk yok kanma

Var edeni bul da anla aşk onadır boşa yanma

ÖNSEZİ!…

Cehaletim vardır benim çok görmeyin bu önsezi

Şu meydanda gavurların tarakta olmasın bezi

Kim oteli revr eyledi niçün aldı gazlı bezi

Devlet tokatı yiyenin ağrısına analjezi

Vatandaş mı verdi gazı galeyana geldi gezi

Çengileri kim gönderdi öttü bemolü diyezi

Sanki kurgu anamnezi buyur şimdi anestezi

Sanki bizden yardımcı var kiminin uzmanlık tezi

Parçaları birleştirip çıkarsak gayri sentezi

Burnundan soluyor millet yetişti artık fantezi

Söylemiştim cahilim ben çok görmeyin bu önsezi

AŞKIN VAKTİ

Aşkın vaktini sordum ah öğrendim beş vakit

Ta ruhlar aleminde yapılmış hem bu akit

Huşu ile doğrulsa her mümin o makama

Meftun ya gönül kâm’a def’aten huzur nakit

VİCDANINI GÖR

Hırs’ı inad’ı değil vicdânını gör âdem

Unuttun hep onu sen ah sırra bastı kadem

Gonca mısın hâr mısın pis nefsine yar mısın

Söylesem duyar mısın kulak takılmış madem

NEFİS

Men değilem gargaşacı bilesin kim nefstür o

Zata içte tuzak kuran şeytan’çün enfestür o

Kimi kendisi zanneyler içte gizli köpeği

Gem vurmayan köpek olur ah ne mülevvestür o

AĞLIYOR

Ağlar gölgeye şu adem sevinsin bâki güneş

Bekâ veren kavuşturur ahbab eş cümle kardeş

Âyine kılmış cümlesin ah esma’çün tecelli var

Tüm kâinat âdeme yar Allah der yakmaz ateş

GÖNÜL

Yakıyorken nâr-ı firkat yan gönül

O geçen mâziyi artık an gönül

Sana senden de yakın kudreti gör

O hakîmdir o kerim dayan gönül

GÖNLÜM

Yine cevr-i yâre düşmüş yine pâre pâre gönlüm

Nice çekti yar elinden nicedür avâre gönlüm

Soracak olursa aşktan de bi çâre yâre gönlüm

Nice çekti yar elinden nicedür avâre gönlüm

ALLAH DİYEREK

Şu gönüller ne çeker âh diyerek

Kimi dem âh kimi eyvâh diyerek

Ne için geldi ki canlar a gönül

Hu deyip gül hu hu Allah diyerek

HİLEKÂR

Göremez zerre-i nûrun hilekar

Bilemez kim ne zarardır ne zarar

Yanacak üç güni’çün ah ne çıkar

O heves nar o nefes nar neşe nar

ÂMA MIDIR?

Âmâ mıdır cümleniz ey cemaat vü firka

Bin kir dolu vitrinde zatın giydiği hırka

İz’âna mani ki göz istiskal etti millet

Süsü kirletmiş sîret alâmetifarîka

KEMÂLÂT KİMİN

Acz u fakr içre yaratmış gör ânın kudretini

İz’an et kemâlât kimün yık benlik fetretini

Olma şol aciz kulların elde puluna köpek

Kemâl zâtında sevilür geç camdan elin öpek

KAVUN

İştahını anladı yardıma koştu kavun

Ben bilimsel çağdaşım diyerek biraz avun

Safsatayı yutturan rezil küffarı savun

Adam gibi bir baksan arkasında firavun

EZAN

Birden gelir ol cânipten kalpleri titreten ses

Susar pis nef’s binbir şevkle parçalanıp da kafes

Uçar gönül en güzele kör benlikten kurtulup

Bir yol bulup geçer tenden ah ruha çıkar nefes

OSMANLI VE MUSİKİ

Osmanlı’dan tecerrüd hem geçmişe reddiye

Mûsıkî öğrenmeye yüzün var mı ıtrî’ye

Hadi git kanto dinle hem çağdaş ol hem zârif

Mûsıkîme dokunma incinir hacı Arif

FERYAD

Sustu nâyî bastırdı gam şol neyin feryâdını

Aşk mı zâyi şikeste cam etmedi yar yâdını

Ne bir ışık ne bir nefes ne hoş ses var târümâr

Bir ah-u zâr nağme-i bâr giryan dedi adını

İZ’AN

Ömür geçti vakit az hâlâ saz neşve vü naz

İz’an da elzem biraz geçmese Rabbe niyaz

Nefis susmaz illâ haz itiraz ha itiraz

İz’an da elzem biraz kaçmasa Rabbe niyaz