RUBAİ MISRALARINDA HİKMET DAMLALARI (35) - GÜMÜŞHANE'DEN HABER - Yerel Haber SitesiGÜMÜŞHANE'DEN HABER – Yerel Haber Sitesi

29 Mart 2024 / Kuruluş: 15 ŞUBAT 2012

RUBAİ MISRALARINDA HİKMET DAMLALARI (35)

Giriş Tarihi: 29 Mart 2020 - 21:25

Son Güncelleme: 29 Mart 2020 - 21:25

SEN

Ruhun güzelliğiyle gönül kapımı aç sen

Kor olmuş yüreğime gel âb-ı hayat saç sen

Tutmam tutmam coşkumu artık başıma taç sen

Kor olmuş yüreğime gel âb-ı hayat saç sen

İ’LEM

Gönül sayfalarına yazdı yüzlerce kalem

İmânı dava edip çektiler cevr vü elem

Hapisler medreseydi denmedi dolsa çilem

İmanlara zırh şimdi okunan her bir i’lem

MUHAMMED MUSTAFA

Ne sensin ne ben benim nefis gelsin insafa

Ruhlar tasaffi eyleyip dizilsin ulvî saf’a

Yetti nâdân yetti gaflet insaf içredür safâ

Hüsn-ü misal anlasana ol Muhammed Mustafa

KULUN HALİ

Bin yâre açtı derinde hâl-i melali kulun

Sirayet-i ruh eyledi hâşâ kulu pis pulun

Ah akıl tedenni eylemiş menzili inmiş göze

Muamma mıdır ki çöze mülkü bir beyaz çulun

SİRET KURT SURET KOYUN

Korktum insanlardan imiş şu şeytanî tuzaklar

Çare olur mu bilemem kaçabilsem uzaklar

Çözmek elimde değil ah sîret kurt suret koyun

Oyun içre bin pis oyun ancak ahiret paklar

FİRKATİN DAĞLIYOR

Ah hasret içresin gönül hem ne derin yârelerin

Firkatin dağlıyor amma bil ki serâp çarelerin

Leylâ dönmeyecek artık rüyadır mehpârelerin

Firkatin dağlıyor amma bil ki serâp çârelerin

UYAN GÖNÜL

Ayine-i hayal oldu saç sarı gözler elâ

Şems içün aşk amma cama vâ esefâ ne bela

Ziyana düçar şu ömür gölgede uyan gönül

Ol kerimden ya gül bülbül bul okunmadan sela

AŞIĞI MECNUNA SOR

Gizler mi sandın gönül aşk ise gözden taşar

Aşığı mecnuna sor o leylasıyla yaşar

Kime âb-ı hayat kim bigâne boydan aşar

Aşığı mecnuna sor ah o leylayla yaşar

GEL EY GÖNÜL

Ümmîd edilen ol âtî vehm-i hiss-i hayat imiş

Zikr-i hû kim dersaâdet en latif hissiyat imiş

Gel ey gönül hak yoluna uzak etme itaati

Yok hayatın bir saati an rasûle beyat imiş

NEFS-İ NADAN

Böbürlendin nefs-i nâdân sahiplenip kudreti

Gördün kendin gibilerin beş para etmez eti

İz’ân eyle varsa nefes hû de eyleme ziyan

Yetmedi mi artık uyan can ödemez diyeti

VAKTİ KAZA YAKLAŞIR

Hak için zerre vefa utanıp gözetmeden

Cennet gibi nimeti hayal bile etmeden

Vakt-i kazâ yaklaşır şol âlem uzaklaşır

Toprakla kucaklaşır fenâya gider beden

GAZEL

Ah baharlar gül getirsin beklemem hiç yaz ne kış

Bülbülün her nağmesinden aşkı tatsın cümle kuş

Aşkı söyler şol tegannî dinle sen hoş şarkılar

Duy bahardan ruha nakştır her şafaktan sesleniş

Ah ne hikmet şen gülüşler arkasından bin elem

Uçtu yıllar vâ esefâ tez bitermiş tatlı düş

Nefs te kurmuş bin tuzak var içte düşman aldanup

Ger düşersen anla artık ağlamak tek kâr imiş

Gel buyur sen tut mihenk kim anda yol bul ey gönül

Say ki son dem hû de zikret vakt-i vuslat hoş gidiş

Ah bekâ var çâredür hem şevke gel sen yâd edüb

Burda cennet orda cennet hep gidenler yâr imiş

EY CAN

Var edilen yâri bırak var edenle var ol ey can

Cümle mecâzı kıl ırak bir tek var’a yar ol ey can

Tez söner bir şûle hayat göz açtın kapanır heyhat

Durdurulmaz bir seyahat bir tek var’a yar ol ey can

image_print

HABERLER