ŞAİR ALİ ÖZDOĞAN
ZİKR-İ HUDA
Çık ruhuna kurtul tuzağın haps-i bedendir
Bak kalbe huzur zikr-i hüdâ anla nedendir
Bir kendini bir âlemi süz bul neredendir
Bak kalbe huzur zikr-i hüdâ anla nedendir
SAKIN FANİYE KANMA
Hep lezzeti var sanma sakın fâniye kanma
Neşeyle gelen gamla gider anla usanma
Bir hikmeti var bil de firâk nârına yanma
Neşeyle gelen gamla gider anla usanma
O MÂH
Bin cevr edecek saklamıyor gör bana cânâ
İncitmeye gelmiş ya o mâh sanki cihana
Dargın kalamam ben kıyamam ah hiramâna
İncitmeye gelmiş ya o mâh sanki cihâna
ÇAV BELLA..( NEFSİME)
Şimdi sıra sendedir nefsim kendine bir bak
Hep karşıda arama şu hâline bir mum yak
Sen de haramı bırak helali etme ırak
Sana da var son durak nedir şu FAİZ hâlâ
Bil okunmadan selâ çav bella FAİZ bela
****
Ah öğrendin haram ne için başka başka yüz
Mü’minin hakkına gir onu kandır onu üz
Hep uzaklara baktın ruhunun kirini süz
Baharının sonu güz nedir şu RİYÂ hâlâ
Bil okunmadan selâ çav bella RİYÂ bela
****
Manfaate ram oldun dâim ara siyasi
Önce menfaat deyip sonra ettin kıyası
Garip köylüye değil sen Hakk’a oldun âsi
Yakalar seni yas’ı nedir bu TORPİL hâlâ
Bil okunmadan selâ çav bella TORPİL bela
****
Bir önüne bakmazsın ah şu gözün şu gözün
Dilin haram der amma hükmü var mı boş sözün
Yahu biraz içe dön biraz da düzelt öz’ün
Şimdiden hazır közün nedir bu ZİNÂ hâlâ
Bil okunmadan sela çav bella ZİNÂ belâ
ŞU ÜÇ GÜN İÇİN
Perişan hâlimizi kimse zikretmez yazık
Çıkarı gören durmaz dosta da atar kazık
Elzem hekîm-i hâzık anlata çürük beden
Şu üç gün içün yeten yalnız üç günlük azık
KİMİ DEM…
Kimi dem fahre meftun zulmet içre bir şair
Kimi dem hakka dâir coşkularla şâdım ben
Kimi dem perdelendi pis nefsimden şeair
Kimi dem bir zerreden güneşi yaşadım ben
ŞU ECEL
Beklerken âdemi daracık mezar
Zanneder kendini gülşende hezar
Geçer azar azar şu ömr-ü fâni
Ah şu ecel âni yakar ah ü zâr
KILIF ARAYIŞI
Ben laik değilim ki bu İslam’dan kaçışım
Dinin elzemlerine karşı bayrak açışım
Samimi değil bilin laik söylem saçışım
Kör isyankarlığıma bir kılıf arayışım
HEZÂR
Figân ile gelmez ki gül perişan olma ey bülbül
Nicedir ağlar inlersin çâreni derd içinde bul
Yetişir bu ah ü zârın mezar olmasın bizârın
Terk eyle gamlı nazârın bil hikmeti gel sen de gül
DERD-İ FİRAK
Ah derd-i firaktan bana yar yok gibi çâre
Artık yetişir gönlüme açmam yeni yâre
Bilmem ki ömür var mı acep başka bahâre
Artık yetişir gönlüme açmam yeni yâre
ANİDEN GELİR KIŞ
Hep baharlar beklenirken âniden gelir kışlar
Rüyâdır bu biter erken şaşkınlaşır bakışlar
FANİ İNSAN
Fâni insan fânidür an sandı kendin lâyemut
Söylesen dinler mi nâdan cân ilinden cânı tut
Vakti olmaz etse iz’an ah turab’dan şol vücut
Söylesen dinler mi nâdan cân ilinden cânı tut
OL MUHAMMED MUSTAFA (SAV)
Kadri bilmez nâ vefâyım çektiğim dâim cefâ
Hakk’ı iz’andur safâ der ol Muhammed Mustafa (sav)
Kör mü oldum vâ esefâ düşmemiş gönlüm saf’a
Hakkı iz’andur safâ der ol Muhammed Mustafa (sav)
GÖRMEYENLER İÇİN
Anla artık anla cânâ âşığın tek vârı yâr
Dâhi izânın gerektür ânda elzem âr’ı var
Görmeyenler’çün münâdî bak ne söyler kâinat
Kış bahârın leyl nehârın gülde hârın kârı var
HAKK’A KALBİ BAĞLAMAK
Ah o Kur’an kâinâtın bahçesinden çağlasın
Kadri bilmektür bu akşam Hakk’a kalbim bağlasın
Zikreder dâim hezârân bin huşû can ağlasın
Kadri bilmektür bu akşam Hakk’a kalbim bağlasın
İLİM HAKKIN NURUDUR
İlim Hakkın nurudur ikram edilmiş kula
Âlim olan dâim der baş üstünde tutula
Görünmek içün cahil eyler ânı basamak
Ah kıymet bilmez ahmak döner değersiz çula
KENDİSİNDEN BÎHABER
Kendisinden bî haber bilinmeye râm olur
Riyâkar nâdan güya medih ona kâm olur
Kemalât kendinden ya gösterir kula kuşa
Üç beş sahte alkışa ahreti haram olur
ANLADIM SENİ DÜNYA
Anladım seni dünya lezzet adına çöpsün
Hâlâ aldanan varsa fâni yüzünü öpsün
İNSAN
Ah eşref-i mahlûk olarak eyledi ihsan
Bir mûcize hem âyinedir Rabbine insan
Âlemleri nur dolduracak hû dese lîsan
Bir mucize hem âyinedir Rabbine insan
GÜLDÜRMEDİ BİR DEM
Kalbimde derin yâresi var bilmeyiversin
Güldürmedi bir dem beni ah gülmeyiversin
İncitti vefasız yetişir gelmeyiversin
Güldürmedi bir dem beni ah gülmeyiversin
SEVMEM DİYEMEM
Kırdın yine âh lâne-i gönlümle harâbım
Cevrin bana hâr dîdede eşkim ise âbım
Sevmem diyemem nîmeti aşk belki serâbım
Cevrin bana hâr dîdede eşkim ise âbım
YALAN İMİŞ AŞK YEMİNİ
Temâşâ-i dem eyleyip demledim her demini
Hayaller ayn-ı inkiraz simâda riya gördüm
Nağme-i mâtem beklermiş yârin gonca femini
Yalan imiş aşk yemini aşk dahi rüya gördüm
SUSKUN
Gam içre gönül derdini saklar gibi suskun
Fânîde kalan aşkı yasaklar gibi suskun
Ömrün kışı ah saçtaki aklar gibi suskun
Fânîde kalan aşkı yasaklar gibi suskun
SEVME GÖNÜL
Aşk derdine derman arayan sanma ki yâr’dır
Aldanma füsunkâra gönül âşığa bâr’dır
Ah mecnunu leylaya salan aşktaki hâr’dır
Geç sevme gönül sevme yalan sevme zarardır
SENİN
Yüzün hüsündür senin
Medih süsündür senin
Âhir hüzün’dür senin
Ey neş’eyâb mâhitab
Sana eylerim hitâb
****
Sen gonca âşık hezâr
Bayıldın kılsın nazâr
Ah ne yakın âh ü zâr
Ey neş’eyâb mâhitâb
Sana eylerim hitâb
****
Hâlâ sevdâda gözün
Âşk güftesi hoş sözün
Amma fânîdir öz’ün
Ey neş’eyâb mahitâb
Sana eylerim hitâb
SANMA CANA
Sanma cânâ aşk sanadır ah hayatın âbısın
Ol Kudrete bir âyine hem hakîkat bâbısın
Cama gönlünü veren’çün gönüller mehtâbısın
Ol Kudrete bir âyine hem hakîkat bâbısın
DÜŞÜN
Ömürse yaşanmış almış demini
İhtiyarlık doldurmuş tüm gündemini
Artık tanımazsın gonca femini
Gözünü kâinata açanı düşün
Bedende bin kâinat yapanı düşün
REVAMIDIR
Revâmıdır şu fâniye fedâ eylediğin mânâ
Ne verd-i rânâ senindür ne canın verdigin cânâ
Elzemdür kim vefâ sana ah vakit azdur iz’âna
Bil varmadan o son âna nîçün gelmissin cihâna
AKLI KAİNATA SAL
Gözün ufuğa kördür aklı kâinata sal
Ruhunun keşşâfı ol ya çürük bedende kal
ÜÇ KAĞITÇI
Kendi ahlaktan bî haber bana ahlak satacak
Ceridesine tuh etsem sel gütürüp batacak
Bre rezil üç kağıtçı Ata neyine senin
Haline bakın züppenin mal üstüne yatacak