RUBAİ MISRALARINDA HİKMET DAMLALARI (58) - GÜMÜŞHANE'DEN HABER - Yerel Haber SitesiGÜMÜŞHANE'DEN HABER – Yerel Haber Sitesi

21 Kasım 2024 / Kuruluş: 15 ŞUBAT 2012

RUBAİ MISRALARINDA HİKMET DAMLALARI (58)

Giriş Tarihi: 04 Ekim 2020 - 22:51

Son Güncelleme: 04 Ekim 2020 - 22:51

ŞAİR ALİ ÖZDOĞAN

KES SESİNİ BE ADAM!..

Bî misaldür dinle sen bilcümle medh’e hâiz

Haram gayra özeldür hâşâ on’çün ferâiz

Susmaktur sana düşen kes sesini be adam

Gör Nefs olursa vaiz anla neylese caiz

EY HAFIZ

Sadâ içre boğulma sehpâ kılma hançere

Gel hazer kıl ey hâfiz o hikmete pencere

LEYLA BİR ACAİB OLDU

Gör hüsnünde gâib oldu nasıl bulsam âna desem

Leylâ bir acâib oldu natüvânem ah bî kesem

Dü çeşmim hûn ile doldu söyleyemem ettim kasem

Leylâ bir acâib oldu natüvânem ah bî kesem

ZALİM-İ BÎ VEFA

İncitip kırdın yine ah zalim-i bî vefa

Sanma zulüm eyleyip çekmeyeceksin cefa

Pâre pâre şu gönül yetişir etme bîzâr

Kalbin de sahibi var sürdürmez sana safa

ŞU GÖNÜL

Nice aşklar yalan kanar bilemez

Sevecektir deyû yanar şu gönül

Deli derler lakâb olur silemez

Yine durmaz divânedir şu gönül

GÖNÜL

Çoktan küle döndü heyâl serâser puslandı o mihr

Bir âteş-i dâimîsin yan vefâsız yâre gönül

Ah sems ile kaçsa leyal nehâr gelüp bozulsa sihr

Yan ki ol narın nurundan gelecektür çare gönül

SIRR-I AŞK

Gitmez ki bende derdi perişan edip durur

Ruhumda gizli sırrı giriftar-ı aşka sor

Ah aşikar kader bu derinden gelip vurur

Cevr içredür huzuru giriftârı aşka sor

DERT

Ayığındır çektiğin derdin senin

Dil-i şeydâ aşkı yanlış bilme sen

Sus derim artık yeter âh ü enin

Amma yaş dâhil kârın bil silme sen

AŞK

Derde saldın ah perişan kılma gel ahvâlini

Nâtüvân olmuş sanır eller görüp şol hâlini

Bilmiyorsan anla cânâ yar elinden yâre aşk

Aşk veren kim der seversen yâresinden çâre aşk

AKIL ODUR Kİ…

Şol hevâdan meyl alur gör mâsivâ

Mâsivâdan çıktı şeytanlar av’a

Ah tuzaktur gel uzak dur müslüman

Akl o’dur kim anlayup şeytan sava

Saklanır bir kahramanın arkasından nam arar

Amma nefsinden hevestir milletinden derdi yok

Zanneder dâim bu fânî cürm içün ilham arar

Ah yalandır bildi millet bilmeyen tek ferdi yok

BELALAR

İltimastan ya belâlar bu başa

Ah utanmaz başa bakmaz ne yaşa

Ah makamdır ya da kâmdır bırakın

Geberirken vuracak baş ya taşa

SUS…

Allah diyemezdin seni nankör ne zorun var

Git merdivenin altına kaç geldi ya zinhar

Sus söyleme davan o değil nefsi müdâfa

Ah nerde vefâ kimdi senin dinine hunhar

NEY

Bilmez mi gönül aşk ne demek bak neyi dinler

Duy kalbi derûnûn sesidür hû diye inler

Gurbet ki şu dünyâda imiş âh ü eninler

Duy kalbi derûnûn sesidür hû diye inler

NİYE GAFLET

Aşk aşk diyerek sakladığın aşktaki mânâ

Ah kalbe koyandan niye gaflet niye cânâ

Gözler mi senin can mı benim bak şu cihânâ

Ah kalbe koyandan niye gaflet niye cana

DERTLİ GÖNÜL

Gülümserken dü çeşminden dertli gönül sana ay

Mehtab senin deniz senin şu huzurlu ânı say

Bilirim ah hazandasın hasret olur mu kolay

Mehtab senin deniz senin huzurla zamânı say

HAYRET

Özler seni görmezse gönül sanma ıraktır

Hayret şu seven rûha yanın dâhi firaktır

Anlat bana cânâ bu ne dert içre meraktır

Hayret şu seven rûha yakın dahi firaktır

KAİNATTAN GAYE NE?

Hakk’a vasl’eyler belâdur ah senün aşkun demek

Bil helaldür bin helaldür verdüğüm binler emek

Ânı bulmaktur ya zaten kâinattan gâye ne

Hem duâ’dur hem güzeldür sahibinden istemek

GAFİL

Benliğin tiz perdesinden mûsıkî yapmış güyâ

Ah kulak vermek ne mümkün ses duyurmaz pis riyâ

Bî haberdir kültüründen bî edeptir hâle bak

Çal diyenlerden de gâfil nefse batmış oynaya

EDEP

Erkek velev dişi beden edep bilmez ise ruh

Başa beladır bu güruh olsun yüzlerine tuh

Bî Edebdür te’dib olmaz gayr bilenler aldanur

Evvel Hakk’a asi olur kuluyla eyler mi sulh

İHTİMAM

Ses sedâ yok sor hezâran nerdedür

Gör gülistan içre gam vardur bugün

Gonca bekler naz tegâfül perdedür

Âşıkan’çün ihtimam vardur bugün

ŞAD OLAN YOK

Kalmamış dünyâ tadından zerre yok

İntizârın faydasız cânâ yeter

Gör cefâ çok şâd olan bir kerre yok

Ah nazarından da geçmek bin beter

BİTEN RÜYALAR

Hep baharlar beklenirken aniden gelir kışlar

Rüyadır bu biter erken şaşkınlaşır bakışlar

YAREM ÇAREMDİR

Derde salmıştun firâkun yâredür

Ağlarum artık duyulmaz bil sesim

Bilmedüm yârem benim’çün çâredür

Hû diyenden gayridur dâim cisim

NEFSE YÜZ VERİLİNCE…

Oldu Hakk din’le bakup iki cihana tâlib

Nice asra hükmetti ol Kerim kıldı gâlib

Velev nefse yüz verdi safahat seçti o dem

Gargaşa meyli verüp kandurdu ehl-i salîb

AFFEYLE SEN YA RABBENA

Binler günahtan muzdarib pişman huzurundan varıp

Boynun büker eller açıp estağfirullah der garîb

Affeyle sen yâ Rabbenâ vağfirlenâ zunûbenâ

Zanneyledim şol mülk benim ah eylenir hepten hebâ

Aldanmışım vâ esefâ ben kulmuşum ah bir gedâ

Affeyle ah yâ Rabbenâ vağfirlenâ zunûbenâ

CÂNÂ

Sever sanıp da hâlâ gönülde tutma cânâ

Aman bırak unut sen velev unutma cânâ

Rüyâ rüyâ bu kendin uyan uyutma cânâ

Aman bırak unut sen velev unutma cânâ

ŞU AŞK NEDİR?

Hezârı gonca bilmez hezâra sor ne gonca

Severse göz biter tez, gönül, ömür boyunca

Şu aşk nedir bilenler sever sever doyunca

Severse göz biter tez, gönül, ömür boyunca

AFFEYLE

Dâim ilim söyler dilim hâlimse göstermez ilim

Affeyle sen ben câhilim estağfirullah yâ Halîm

Zâlim olup ettim zulüm ah kıbleden açtım elim

Affeyle sen ben câhilim estağfirullah yâ Halîm

CEZA

Müptezeldür zevzeğin sen sanma ândan kârı var

Ah aranmaz yüz çaruktur zâyi etmiş âr’ı var

Sorma yârân sorma benden hâsidin şâş haline

Belki Rahmandan cezadur nef’s içün inkârı var

GÖZLER Kİ…

Gözler ki veren kudreti görmezse de âmâ

Ah zikr- i hüdâdan geri kalmak ta ne cânâ

Gel zikredelim fikredelim Rabbi ne âlâ

Ah zikr-i hüdâdan geri kalmak ta ne cânâ

ADEMİN AVAZI

Bilindikçe ben der artar şu ademin avazı

Pis benlikten sâkıt olur kibre döner tevazu

image_print

HABERLER