RUBAİ MISRALARINDA HİKMET DAMLALARI (61)

KİMİ…

Kimi ruhunu seçer kötü nef’sten ziyâde

Kimi nefsine esir gör şeytana piyade

Küçümser etmez haya o nefse esir güya

Dalmış derin uykuya rüyada Paşazade

GÖSTERİŞ İÇİN

Üç gün gösteriş içün baş eğik nâmerde râm

Makam ücreti olmuş işle de işler haram

Dün geçti yarını yok an yaşıyor pespaye

Bir tek dünyası gaye ahret hayatı dram

FERYÂD

Dosta feryâd etmeden bil yakın kendi yâdın

Kabz-ı ervah kaydında bir adım sonra adın

Ne geçmişi yaşadın say ne geldi gelecek

Doğmadın çiçek böcek sahi neydi murâdın

AĞYAR-I YAR ( DÜYEK USULÜ)

Güyâ seversin nedir bu hâlin

Dilinde yar var gönülde ağyar

Neharı gelsin melal leyalin

Erir şu karlar gelir baharlar

TEGÂFÜL EYLEME

Hasrettedür gönlüm inan gel naz tegâfül eyleme

Gör kim şu sevdadan yanan gel naz tegâfül eyleme

Kalbim midür tek aldanan cevr içre cevr lezzet sanan

Gör kim şu sevdadan yanan gel naz tegâfül eyleme

DİYET

Ne makam’çün ne de kâm’çün veremem zerre diyet

İstiğnâdadur hürriyet Hak tarık’çün ciddiyet

Senün olsun miri maldan bil haram hem iltimas

Kaç ateşten etme temas ah hırkadur haysiyet

UTANMAZ

Heyhat heyhat kendin bilir numune-i imtisal

Nefse uymuş sarhoş olmuş virâne-i bî mîsâl

Utanmaz hiç hayâ kalkmış yüzde desen perde yok

Hem karnı tok nasihate insanlık ona masal

UNUTTU SANDIM (DÜYEK)

Unuttu sandım meğer unutmaz

Bu aşk’sa yandım gönül uyutmaz

Sever inandım içinde tutmaz

Bu aşk’sa yandım gönül uyutmaz

HAYAT

Bilemedim nedir hayat ırak sandım da firâk

Anladım ah haykırarak fânî seyyâle imiş.

İMTİHAN

İmtihandır sınanmak’çün arz’a salındı da ruh

Müptelâ-yı lezzet oldu cümleden sermest güruh

Eyvah eyvah ne aldandı şeytana kandı âdem

Vicdan bastı sırra kadem nefs’le ilan oldu sulh

DELİ GÖNÜL ( EVFER USÛLÜ)

Anlamıyor mu sor aşka düşen gönül

Aşk ateşinde kor gör yine şen gönül

Ah delisin de sen ah deli sen gönül

Dur delisin de sen dur deli sen gönül

VAH GÖNÜL ( EVFER USULÜ)

Tattı inandı gör vah geçemez gönül

Dert mi safâ mı aşk vah seçemez gönül

Yâre açar sitem vah kaçamaz gönül

Aşk mı bu kördüğüm vah açamaz gönül

Vah geçemez gönül vah seçemez gönül

Vah açamaz gönül vah kaçamaz gönül

AŞK DİYE…

Aşk diye açtı ağuş pûr nağme cûş u hurûş

Ol zehri eyledi nûş mecnûna döndü adem

Elem çekti demâdem leyl’e gark oldu nehâr

Daim azap ah ü zâr gör yine bî tevahhuş

MÜPTELAYIM

Müptelâyım düştüm gama anlamadım hâlimi

İrdeledim hayâlimi içre buldum zâlimi

Lâl eyledi ah kâlimi kimseler bilmez benden

Ayıramam misl ü can ten nehar vü leyâlimi

KABİRDE MAHKEMEN VAR

Belki aldandı kadı elbet bilmez murâdı

Sen hey nefsin berbâdı kabirde mahkemen var

Nufüzun oldu güyâ gayret et alem duya

Dal dal derin uykuya kabirde mahkemen var

Gaspettin ya kotarıp sandın unutur garip

Zebani söyler varıp kabirde mahkemen var

Sendin ya sana şâhid göz kulak verdi vâhid

Say ki göründün zâhid kabirde mahkemen var

Var eyledi seni Hakk bütün zorun bilsin halk

Kalk ey gafil uyan kalk kabirde mahkemen var

HARAM

Bin âdemin hakkını ye kasıl öyle pek yaman

Aklın gibi az zanneyle siler san onu zaman

Be hey cahil durma aman yaşa bu hayat sana

Harama gir kana kana ahirde halin duman

ASL-I HAYAT

Can çıkmadan câna çıkıp rûhu eyle temâşâ

Mücerret olup zamandan asl-ı hayâtı yaşa

ŞU FANİDEKİ DURUMUM…

Ne sövene dilsiz oldum ne dövene elsiz’im

Dünya için tûl-i emel ahrete emelsiz’im

Ya Derviş ya nef’se köpek bilmem nedir murâdım

Hâlâ şu fânide yâdım içinde temelsiz’im

ÂDEMİN DURUMU

İz’an eyleyemez adem şol fânide kâm sanır

Verir makam’çün ahreti Emr-i Hakk ahkam sanır

GÖNÜL

Yâd-ı fâni ile sanma âbâd olursun gönül

Gel bâkiyi bul aldanma berbâd olursun gönül

Deli derler sana amma bil basîret sendedir

Geçmede dem elindedir ah şâd olursun gönül

GIDA

Ehl-i dîli karîb eyler o senin gam dediğin

Elemlerin lezzet olur zikr’olur söylediğin

Gıda ruhun gıdasıdur kut-u diyâr-ı bekâ

Zayi olur bâd-ı hevâ fânîde beslediğin

CUMA

Huşû ile parlar dâim her birinin simâsı

Mübarek hem ne güzel gün mü’minlerin cumâsı

ÇARESİZLİK…

Gözler görür akıl görmez ah nideyim şimdi ben

Geçer ömür zaman durmaz çiledeyim şimdi ben

Bel bükülmüş diş dökülmüş dizler tutmaz yine de

Can sînede kimse almaz ki gideyim şimdi ben

ALDANMA GÖNLÜM (USUL RAKS AKSAGI)

Sevda fısıldar ol yâr-i dildar

Aldanma gönlüm aldanma zinhar

Bir gonca bin hâr cevr içre gülzar

Aldanma gönlüm aldanma zinhar

Ah ol füsunkar eyler giriftar

Aldanma gönlüm aldanma zinhar

Ah âh ü zar var ah âh ü zar var

Aldanma gönlüm aldanma zinhar

GÜNEŞİ OL GÜNDÜZÜN

Niçin diye soramam bugün sonbahar yüzün

Güz yaprağı andırır güzel yüzünde hüzün

Sen güze de bir gülsün gül kal bahar aşkına

Geçer dönme şaşkına güneşi ol gündüzün

SÖZ

Hakka vasl edecek söz ise söyle

Yoksa neyleyeyim gayrısı fâni

Yaşlı oldu beden hızlıca böyle

Kalp vü rûha ölüm yok dedi sânî

MÂHİTÂBIM (RAKS AKSAĞI)

Gönlümde sensin aklımda sensin

Bilmem hitâbım ey mahitâbım

Gör içtinâbım gör ızdırâbım

Girdâb-ı sevdâ ah ben harâbım

Dur sorma cânâ bilmem cevabım

Bilsem de suskun bak pür hicâbım

Gör içtinabım gör ızdırâbım

Girdâb-ı sevdâ ah ben harâbım

DOĞRULUK

Tövbe artık istemem kendim doğrulmadan hak

Dedim kendi kendime ah sen bir haline bak

Kanına dahi girmiş o pis hâlet iltimas

Temizlenden olmaz evvel sen ol pir-ü pâk

Riya içün arz-ı endam gonca kurur bilir çendan

Geçer candan geçmez ondan ne ezadır ah bilinmez

Cefadır hem bedene yük illa görünecek büyük

Görmez insan misli höyük ne beladır ah bilinmez

MUKALLİT

Mecazdan mest ü berduşun nârâ-i bîhûşuna sus

Aşk-ı Hüdânın zikriyle coşarak hû diyene küs

Tam ecnebiden tevarüs ah mukallit utan nâdân

Utan çabuk dön hatâdan eyleme şerre teşebbüs

CAMA KANMA

Solacak güle aldanma derd-i aşkı yektâ sanma

Ah o bin firaktır yanma gam içre gam çekme gönül

Fâni olanları anma güneşe dön cama kanma

Ah o bin firaktır yanma gam içre gam çekme gönül