RUBAİ MISRALARINDA HİKMET DAMLALARI (7)

ŞAİR ALİ ÖZDOĞAN

AŞK ODUR

Aks-i şems de cam içredür amma cam ne sevile

Hak nurun âdemde görüp fâni seven dövüle

Be hey nâdan güya aşktır dilinde dahi yalan

Aşk odur hem dile çıkmaz gönüldeki övüle

ÜÇ GÜN İMİŞ TECELLİSİ

Gül yüzde bin güzelliği kendinin sandı güzel

Üç gün imiş tecellisi gitti ah yandı güzel

Ol şemsi camda gördü de aşk-ı cam mı eyledi

Üç gün imiş tecellisi gitti ah yandı güzel

HEP GÖLGE İMİŞ SEVGİLİLER

Hasret yine hasret nice yıllarca bu hâlim

Nâşâd ediyor dîl-i perîşânımı zâlim

Şâd eylecek var mı acep fânide heyhat

Hep gölge imiş sevgililer bitti mecâlim

SORSALAR

Terbiyeden dem vurarak sorsalar

Rabbi bilen ehl-i kemâl hâlidir

Bin bedevî cevr ederek sarsalar

Nefs-i rezil düşmanı zikr kâlidir

TÖVBE DER AF İSTERİM

Yetti şol gaflet deminden bî huzur bî zâr idim

Ah ne çektim yâr elinden aşk-ı yardan bâr idim

Ey Gafur Rabbim dönüp ben tövbe der af isterim

Gonca deyû geçti ömrüm ah meğer hezâr idim

TEK TADIMLIKTIR DOYULMAZ

Ey yârenim ey yârenim nâz-ü tegâfüle yetmez bu ömür

Bitti biter ah tez geçer elmas gibi vakti eyleme kömür

Tek tadımlıktır doyulmaz imtihandır ebedde hem afiyet

Bitti biter ah tez geçer elmas gibi vakti eyleme kömür

A GÖNÜL

Bir bî vefa eleminden târumarsın a gönül

Sen aşk nedir bilmeyenden ne umarsın a gönül

Ah ne cefa çektin hâlâ bî kararsın a gönül

Sen aşk nedir bilmeyenden ne umarsın a gönül

HEZÂR

Gülşende bahar var sanıyor hezâr

Kılar bir dem nazar sonu ah-u zâr

Kalamaz ne bir gül ne nazik teni

Erişir güz demi hârı yâdigâr

KENDİME GEÇMEZ SÖZÜM

Varlık bin ölüm taşır ciğerler pâre pâre

Canlar gözün kapatmış eylemez istişâre

Kimi şekva edeyim kendime geçmez sözüm

Fena için mi özüm düşünmemek mi çare

BENİ DE BEKLER ÖLÜM

Başım nasıl sağ olsun beni de bekler ölüm

Teselli mi bu şimdi kısır döngü mü gülüm

İbret vaktidir oysa insan için kıyâmet

Etme gaflete davet inan o asıl zulüm

KÜRSÜ MÜPTELASI

Kürsü müptelâsı ya çekilin geçsin aman

Dilinde hep doğruluk efeler gibi yaman

Menfaati olunca sapla karışır saman

Ah şeytandan ders alan nefse uyar o zaman

EFENDİM

Aşkınla iman etti de nurlandı şu dünya

İslam’la sereflendi şadan oldu efendim

Cahillere sırt döndü kemâlâtla müheyyâ

Yıldızlara yükseldi şadan oldu efendim

ŞAHANESİN

Şen şarkılar söyler sesin sen nerdesin sen nerdesin

Gel dâimâ gül neş’esin neş’en yüzünden düşmesin

Rab’den gelen mûciznûma nîmet ki hem şâhânesin

Gel dâimâ gül neş’esin neş’en yüzünden düşmesin

HÜZÜN BESTESİ

Hüzün bestesi sanki rüzgarı sonbaharın

Ne gülün neşvesi var ne de sancısı hârın

Bir mâtem şarkısını dertle söylerken hezâr

Sesinde ümîdi var gelecek nevbaharın

DİVANE GÖNLÜM

Bitecek ha bitti ömrün seni korkutur kıyâmet

A benim divane gönlüm ruhu besle dön kıyâm et

Şu çabuk geçer hayattan alamaz ki kimse lezzet

A benim divâne gönlüm ruhu besle dön kıyâm et

KIŞA DÖNDÜ SAÇTA AKLAR

Nicedir bahârı bekler kışa döndü saçta aklar

Seni sevdi dîl-i şeydâ niye tâ derinde saklar

Sevemez mi aşka hasret ona aşkı kim yasaklar

Seni sevdi dîl-i şeydâ niye tâ derinde saklar

SENİ AĞLATAN FİRAKTIR

Hâr-ı goncadan ne çektin seni ağlatan firaktır

Cevr-i yâri lezzetin bil acıtan mı iftiraktır

Aşkı bilmeyen ne anlar zannı kim firak ıraktır

Cevr-i yâr-i lezzetin bil acıtan mı iftiraktır