Rubai Mısralarında Hikmet Damlaları (70)

ŞAİR ALİ ÖZDOĞAN LEYLA Aşkınla yanan sevgili aşk bilmedi leyla Ağlattı yazık döktü de yaş silmedi Leyla Gelmez mi seven gitti de bak gelmedi Leyla Aldanma yalan aşkta kalan gülmedi Leyla SEN Gel hezârın nağmesinden sırr-ı gülzar anla sen Tez geçen demler ki aşktır gül-i zara ağla sen İntizar et bir bahar’çün leyl nehara bağla […]

ŞAİR ALİ ÖZDOĞAN

LEYLA

Aşkınla yanan sevgili aşk bilmedi leyla

Ağlattı yazık döktü de yaş silmedi Leyla

Gelmez mi seven gitti de bak gelmedi Leyla

Aldanma yalan aşkta kalan gülmedi Leyla

SEN

Gel hezârın nağmesinden sırr-ı gülzar anla sen

Tez geçen demler ki aşktır gül-i zara ağla sen

İntizar et bir bahar’çün leyl nehara bağla sen

Tez geçen demler ki aşktır gül-i zâra ağla sen

ZİKR-İ HÛDA

Ah kalbine nur rûha sürûr câna gıdâdır

Teskin edecek arifi tek zikr-i Hüdâdır

Gör terki de terk eyledi Haktan yana zâhîd

Her mülkü fedâ cânı fedâ ruhu fedâdır

VUSLAT DEMİ

Vuslat demidir beklediğim, yar bana bâr’dır

Fânîye bakıp aşk diyenin kısmeti nâr’dır

Ah aşkta firâk goncada hâr hikmeti vardır

Fânîye bakıp aşk diyenin kısmeti nâr’dır

MASKARA

Kibir tutmuş gözlerin ilmi yükledin hâr’a

Benliğin kaf dağından gelir attığın nâra

Hükmün geçmez fukarâ sanma bildiğin senin

Durdur buruştu tenin kör riyâkar maskara

h ıslaktur konuşur da dil durmaz dâim helâli

Âdem haramdan utanmaz ibrettür lisân-ı hali

Ol tecelli-yi Celâli bilmez gibi güyâ nâdan

Kabre gider terkeylemez dilemmâ hal-i melâli

DİLÂRA

Ey Dilârâ zulmedüp aşktan feragât eyleme

Sen de leylâdan mı gördün vasl’ı firkât eyleme

Gör muhabbet’çün verilmiş bir çicektür kâinat

Kılma innâd sev sezâdur aşk meşakkat eyleme

BOŞ LAKIRDI EYLEYEN

Boş lakırdı eyleyende zâhirdür elbet hevâ

Bulunmaz o derde devâ sâfi kirdür muhtevâ

Riyâ içün olur rüsvâ istiskal eder millet

İllettür ol rezil illet şeytandan gelür fetvâ

UTANSIN

Aştım insanlıktan boyumu aştım

Gurura düşmüşüm ben dâhi şaştım

İmtihâna gelen bir garip baştım

Beni dev aynasına koyan utansın

***

Kırılır câm imiş meğer şu canım

Esmâ tecellisi anım her yanım

Şems’ten nûr’a bende tek parlayanım

Ah ışık senindir diyen utansın

***

Kulun hakkı mıdır kibirle gurur

Var eyleyen demiş taat’te sürûr

Vakit yanaşınca kalp küt küt vurur

Üç günü ebedi sayan utansın

EBED YOLCUSU

Kalp, verene aşıktır cümle âşıkan sussun

Ebed yolcusu gönül Hâlık’a uçan kuşsun

İz’an eyle bak ne der zikretmeden bî hûşsun

Ebed yolcusu gönül Hâlık’a uçan kuşsun

ŞÜKÜR

Hariçte ararsın cûd Kerîm vermiş ya vücûd

İz’andur rükû sücûd gel şükrünü eda et

Rızkın sana nâmedür zannetme hengâmedür

Okuyan allâmedür gel şükrünü edâ et

Nimet midür akçe pul âhir sarılduğun çul

Nimet Hakk’a olmak kul gel şükrünü eda et

ENDİŞE

Ah âniden olur derdest olmaya kim fânîde mest

Nam sorarsa de geç sermest, imtihan endîşedür

Fani kırılır bir sişe zanneyler hârika pîşe

Geçer şimşek misal neşe, imtihan endîşedür

İz’an eylemezse âdem nâm çevrilür olur adem

Hayat denür amma bir dem, imtihan endîşedür

NİÇİN GELMİŞİZ DÜNYAYA

Ya ben’de mahpus ya sen’de

İkisi de nefs’e bende

Ben sorayım şimdi sen de

Niçin gelmişiz Dünyaya

****

Bahar verdi sana Sânî

Gül verdiğin âciz fânî

Hani o âşıklar hani

Niçin gelmişiz Dünyaya

****

Leylâ mıdır aşk ey şâir

Bilemedin ne şeâir

Âmâ olduk Hakka dâir

Niçin gelmişiz Dünyaya

AĞLA EY DÎL

Ah tarümâr oldu ömür dil açtığı yareden

Bî-nevâya derde derman beklenir mehpâreden

Ağla ey dîl ağlamak var sen gibi avâreden

Bî-nevâya derde derman beklenir mehpâreden

SÖYLE AŞIK

Ah şu leylâdan mı aşklar söyle aşık söyle sen

Kalb-i Mecnun içre kim koymuş da saklar söyle sen

Söyle ondan gayri aşk yok kim yasaklar söyle sen

Kalb-i Mecnun içre kim koymuş da saklar söyle sen

HİRKAT

Saklandı gönül aşkını izler gibi firkat

Bin korkusu var ah yakacak kor gibi hirkat

Sor Hakk’a bakan kalbini vermek mi ki sirkat

Bin korkusu var ah yakacak kor gibi hirkat

GÖNÜL

Geçsin gelecek baharı bekler ya hezar

Sen kıl a gönül diyar-ı ukbâya nazar

Ânın gibi bak imanla nurdur o mezar

Gel kıl a gönül diyar-ı ukbâya nazar

İNTİZAR-I HEZÂR

Gör goncada hâr-ı intizar gamda hezar

Gül-zâr’a nazar kılar bizar gamda hezar

Mâzîde bahârı bergüzâr gamda hezar

Gül-zâr’a nazar kılar bizar gamda hezar

DÂR-I CEFÂ

Derd-i iftirak içredür âşıka dâr-ı cefâ

Aranmazmış meğer burda yalan yardaki vefâ

Ağla ey çeşm ağla durma esefâ vâ esefâ

Aranmazmış meğer burda yalan yardaki vefâ

AYAK ÇEKMEK

Başkadur fânî olandan terkedüp çekmek ayak

Başka iz’an-ı vech-i Hakk hem bekâya iştiyak

Ah niyyete niyyet etmek elzem nâs-ı gâfile

Niyyetsiz şol nakd-i ömür hebâ olur nâfile

DUA

Nefsimize bırakma müstakim kıl ilâhi

İhlas içre murâda huşû ile râm eyle

Ol ukba menziline kalmaya mü’min âhı

Yolunda eyle bizi her ânı bayram eyle

CÂNÂ

Cânâ yetişir gönlümü hûn etme aman

Ağyarı bırak aklı cünûn etme aman

Gör sevdi senin aşkını can aşkını can

Sevdim diyerek aşka oyun etme aman

YALAN İMİŞ

Şu üç gün fâniye kandum şol nefesi dâim sandum

Ah aldanmaktan usandum burda neş’e yalan imiş

Dema lezzetlerüm gamdur kimi dert kiminde kâmdur

Yahu kırılur bir camdur burda gam da yalan imiş

Amma var ki bir hakikat sorsan derler Hakkı idrak

Aman dikkat aman dikkat elde bir tek kalan imiş

AŞK BİLMECEDİR

Yar etse sitem âşığa günler gecedir

Ah dur diyemez cevri de sevmiş nicedir

Nimet bilinir amma şu aşk bilmecedir

Ah dur diyemez cevri de sevmiş nicedir

ÇAĞDAŞ

İz’ânı kıt bî edeb Hakk’ın evidür mâbed

Üç gün’çün zâyi ebed koysunlar seni çağ’a

Bir yalan söz irtica belli sârıktan ricâ

Ne havf bildün ne recâ koysunlar seni çağ’a

Çağdaştur elbet turâb eyler bedeni harâb

GÖNÜL

Ah bunca çiçek hep sanadır Hû de gönül

Rahman’a gönül açmanadır Hû de gönül

Vallahi vefâ önce gerek ahiri aşk

Hikmetlere mum yakmanadır Hû de gönül

EDEPSİZLER

Yahu elimde değil danışayım sizlere

Bir tek bedduamız mı var şu edepsizlere

Elbette Allah verir Allah alır zâlimi

Çektik şu mezâlimi ne düşer ki bizlere

TALANIN SONU

Çok vakit yok kim bekleye zulm ile âbâd olan

Kabre dolan seyyale şu bir açan binbir solan

Eyler talan tek karınca şol bedenden alır hak

Bir ışık yak mâziye bak ruhlar var saç baş yolan

AŞKIN YERİ

Sevdim gönül evinde yerin saklı ey peri

Bilsen meğer kaderde imiş aşkının yeri

Sevda yolunda kaldı gönül dönmüyor geri

Bilsen meğer kaderde imiş aşkının yer

KOMA GEL

Fânî yetişür âdeme ah yandırur nâr-ı aşk

Koma gel çeşm’i giryanda ukbâdur pınar-ı aşk

İz’anla ol nûra gark visâle komaz firâk

Gölgelerden eyle idrâk tecellîde ism-i Hakk

ATEŞ

Firkatin söylerken nâyi bâd ateş sadâ ateş

Anla derde müptelâyı yâd ateş feryâd ateş

Ah lezzettten bir safâyı iftiraktan bin belâyı

Anla derde müptelâyı yâd ateş feryâd ateş

EY GONCA MİSAL

Cânâ susamam ki nar-ı aşka düştüm

Hûn oldu gönül bimar-ı aşka düştüm

Ey gonca misal tabibi ol şu cânım

Kurtar ne olur humar-ı aşka düştüm

AŞK

Ah sırrı nedir söyle gönül sen niye varsın

Sevmek ne demek bunca emek gör kime yarsın

Aldanma hazer eyle aman fânide batma

Sev amma veren kim diye bak aşkı duyarsın

ASLINDA…

Aslında boş biriyim yoktur bir mahâretim

Başkasının kusuru kirimden tahâretim

Farklı düşünenleri bin hatayla sayarım

Yalandan yükselmeye ben merdiven dayarım

Sana mı kaldı adam varmıymış hiç planım

Yetmiyor sana zâhir bunca yalan dolanım

RÜYA

Bir tatlı rüyâ gönül uyansan bitecek

Ah sırrı nedir içip de kansan bitecek

Bazan ne ateş düşüp de yansan bitecek

Hikmetle uyan biraz dayansan bitecek

SEN

Şen günlerimin neş’esi sen hoş sesi sensin

Ah rûz-u bahar bâd-ı sabâ rûha esensin

Elvân-ı sebâ içre gönül neş’e bezensin

Ah rûz-u bahar bâd-ı sabâ rûha esensin

CÂNÂ

Bildim ki safâ seninle yazmış Yaradan

Bak derdime bak çıkar bu canım yara’dan

Ah gör ne çabuk geçer ya fânî şu ömür

Ağyarı çıkar yeter ki cânâ aradan

CÂNÂ

Sevindi kalbim seninle cânâ

Sadâ-yı aşkım duyur cihâna

Sığar mı bilmem ki can şu can’a

Sadâ-yı aşkım duyur cihâna

EY YAR

Kalbim yine incindi derinden sana ey yar

Sar yâremi sar eyleme cevr yar-ı sitemkâr

Gel ruhâ safâ ver bana gül kalpte elem var

Sar yâremi sar eyleme cevr yar-ı sitemkâr

CÂNÂ

Kalbinde saklasan da unutsan da bendesin

Cânâ inanmasan da şu cân ü bedendesin

Ruhumda ta derinde sakın sanma tendesin

Cânâ inanmasan da şu cân ü bedendesin

GÖNÜL

Katreyi gör Şemse nazar kıl gönül

Sende doğar sende batar sanma sen

Hikmeti var zâhire aldanma sen

Gölge içün yanma hazer kıl gönül

ÂBİD

Yol verür mü rezil nefse mahpus eyler ânı âbid

Bilür düşman içerdedür kor kalbi başına zâbit

NE BU GAYRET…

Bilmedim ki ne bu gayret ah heves-i vâris içün

Âdem derdest konur kabre hazırlığı Paris içün

YETER

Bir gonca gül misali hayalimde dur yeter

Durdur yeter o ânı tahattur-u nûr yeter

Cevr-ü cefâ içinde nefeslik huzur yeter

Durdur yeter ki ânı tahattur-u nur yeter

ÜLFET PERDESİ

Bunca nîmetler görünmez perde olmuş ülfetin

Etti ihsan ol Rahimden bilmemektür zul sana

Ah azad ol gör nefistür en büyük yük külfetin

Can içindendür münâdî hû deyûben bulsana

OL MUHAMMED MUSTAFA (SAV)

Kadri bilmez bî-vefâyım çektiğim dâim cefâ

Hakk’ı iz’andur safâ der ol Muhammed Mustafa (sav)

Kör mü oldum vâ esefâ düşmemiş gönlüm saf’a

Hakkı iz’andur safâ der ol Muhammed Mustafa (sav)

CÂNÂ

Anla artık anla cânâ âşığın tek vârı yâr

Dâhi izânın gerektür ânda elzem âr’ı var

Görmeyenler’çün münâdî bak ne söyler kâinat

Kış bahârın leyl nehârın gülde hârın kârı var

EYVAH

Cevretti ya zalim bana yıllar boyu bilmez

Silmez ki vefâsız o akan yaşları silmez

Aldandı gönül belki de binler kere eyvah

Gülmez şu yüzüm böylesi aşktan yana gülmez

YAR

Kırdın yine yar lâne-i gönlümle harâbım

Cevrin bana hâr dîdede eşkim ise âbım

Sevmem diyemem nîmeti aşk belki serâbım

Cevrin bana hâr dîdede eşkim ise âbım

YALAN İMİŞ

Temâşâ-i dem eyleyip demledim her demini

Hayaller ayn-ı inkıraz simâda riya gördüm

Nağme-i mâtem beklermiş yârin gonca femini

Yalan imiş aşk yemini aşk dahi rüya gördüm

ZİKRİNİ DİNLER

Şen nazlı günün ardına saklandı da mehtâb

İstanbulu seyreylerek zikrini dinler

Duy sevgili gel sen de katıl ruhuna sun âb

Ay nur gece nur nurda gönül hû ile inler

CÂNÂ

Hatırâlar ağlatır hep bil ki sevdalar hüzün

Sevme cânâ sevme n’olur solmasın gülsün yüzün

Geçti ömrümden bahar yaz çok yüzün gördüm güz’ün

Sevme cânâ sevme n’olur solmasın gülsün yüzün

SENİN

Yüzün hüsündür senin

Medih süsündür senin

Âhir hüzün’dür senin

Ey neş’eyâb mâhitab

Sana eylerim hitâb

***

Sen gonca âşık hezâr

Bayıldın kılsın nazâr

Ah ne yakın âh ü zâr

Ey neş’eyâb mâhitâb

Sana eylerim hitâb

***

Hâlâ sevdâda gözün

Âşk güftesi hoş sözün

Amma fânîdir öz’ün

Ey neş’eyâb mahitâb

Sana eylerim hitâb

Ah âdem-i muamma

Fâniye meftun amma

Kabre kör olmuş âmâ

Sonu bilmez ki firak

Ânı zanneyler ırak

****

Nasihate karnı tok

Akıl sorar isen çok

Bakışları keskin ok

Sonu bilmez ki firak

Ânı zanneyler ırak

****

Hayal doldurur özü

Dünyalıktır her sözü

Birden kapanır gözü

Sonu bilmez ki firak

Ânı zanneyler ırak

GÖRÜNE

Kabuk çıkar öz görüne

Ateş yanar köz görüne

Mânâ içün söz görüne

Mahiyetin nedir âdem

Nîçün gizlersin demâdem

****

Gör ki sen aczinle varsın

Fakrınla ol Yâr’e yâr’sın

Gayrı bî çâre ağyarsın

Mahiyetin nedir âdem

Nîçün gizlersin demâdem

***

Müştâkısın var mı hayat

Neyini bilirsin heyhat

Gel şaşırma nefse dayat

Mahiyetin nedir âdem

Nîçün gizlersin demadem

EY ÂDEM

Yürek buruk olsa da bak bugün bayram sana

Rabb-i Rahim ikrâmı onca nîmet râm sana

Amma hikmeti iz’an elzem olmuş ey âdem

Gaflet içre düşersen dur yeme haram sana

SESSİZLİĞİNİN SESİ

Ve yalnızlık ülkesi ağarmış saçınlasın

Sessizliğinin sesi kulağında çınlasın

Yalan gülücüklerle saklama acınlasın

Sessizliğinin sesi kulağında çınlasın

VEFASIZ

Firkat demi âhım diyemez şimdi vefâsız

Ah neydi günâhım diyemez şimdi vefâsız

Bin cevr ile yıkmış şu gönül lanesi vîran

Gör baht-i siyahım diyemez şimdi vefâsız

RAMAZAN

Oruç için ya niyetim

Ne de güzel pişti etim

Kuru ekmek yedi yetim

Geçti yine şu ramazan

Elde kaldı nef’sim azan

****

Bini aldım biri yedim

Elbet aç’ı benimsedim

Çöpe koydum yedi kedim

Geçti yine şu ramazan

Elde kaldı nef’sim azan

****

Diyemedim ömrüm hazan

İhlas içre tut da kazan

Nef’s kancası yuttu sazan

Geçti yine şu ramazan

Elde kaldı nef’sim azan

RABBE DÖNMEK

Gayri el çekmek gerektür sanki kalmaktur murad

İçtinâb ettüm kabirden amma ahirdür sırat

Çare tektür Rabbe dönmek ah Rahimdür hem Kerim

Hû deyû af isterüm ben beklerüm andan berat

GÖNÜL

Fâni Dünyâdur kaçanlar Hakka râm olmuş gönül

Gör vefâkar olmayan kim can haram olmuş gönül

Mâsivâdan kıl tecerrüd söylerim duymaz mısın

Kabri görmüş ağlayanlar hep yaram olmuş gönül

İMTİHAN

İmtihan’çün gelmiş ene tard eylerüm gitmez gene

Ya Rab senden muvâzene kurtar hakîkat bileyim

Mahpus oldum bunca sene ruhumu sıkan mengene

Ya Rab senden muvâzene kurtar hakîkat bileyim.

BAK

Beden denen şu kafesten çıkıp da rûhuna bak

Gönül telinde safâ gör ya can ilinde vefâ

Hayat ü lezzete dalmış şu şer guruhuna bak

Hayal içinde hatâ gör ya dert içinde cefâ

ZİKREYLE GÖNÜL

Zikreyle gönül zikr-i hüdâ ruhuna candır

Hû hû diyerek aşkını sen Hak’ka dayandır

Fânî dediğin çokca melâl lezzeti an’dır

Hû hû diyerek aşkını sen Hakka dayandır

BİLEMEDİM

Ah bilmedim bilemedim vücûd içre binler hane

Elim yetişemez câne güyâ benim ne bahâne

Hem bilemedim fânidir aldandım ya şu cihâne

Elim yetişemez câne güya benim ne bahâne

VEFA

Vefâsız olandan ümidin mi var

Vefâdır şu aşktan sorarsan vefâ

Kerimden ki nîmet inanmazsa yar

Cefâdır seversen nasîbin cefâ

GÖNÜL GÖZÜ

Dillerde zikri kâim kalplerde aşk-ı Mevlâ

Görmek gönül gözünden Hak’çün olan o evlâ

Leyla düşer gönülden Mecnun rüyâda hâlâ

Görmek gönül gözünden Hak’çün olan o evlâ

GÖZLERİM

Gaflet mi örtmüş gözlerim yanlış bakar eyvah eder

Fânî içün yaşlar döker câhilliğinden âh eder

Dünya nedür Ukbâ nedür bilmez Rahim Allah ne der

Fânî içün yaşlar döker câhilliğinden ah eder

GÖRMEZ MİSİN?

Görmez misin ey aklı çok kibrinde mahpus kahraman

Fânî içün hâlin yaman ammâ geçer zâlim zaman

Görmek gerek artık uyan şol nef’s tuzak düştün aman

Ya Rab eman der aldanan kabrin yakın düştün aman

SÜKÛT

Zannederler ben feragât eyledüm hakkım kayıp

Dinle nâdan eyle iz’an kem kelâm etmem ayıp

Hem katından zâyi etmez intikamım Züntikâm

Hak benümdür ânı vermem nef’s içün sövmem sayıp

VUSLAT ÜMİD EDERKEN

Görmez misin şu gönlüm derdinle doldu taştı

Ah yâreler derindir bilsen içimde hâr var

Vuslat ümîd ederken firkat gelip ulaştı

Bilmem söner mi nârın yağmış saçımda kar var

SEVGİ SAKLA

Kalbinde sevgi sakla yakışmaz o kin sana

Lütfeyleyip de Rabbi gönül verdi insana

Sev dâimâ sevinçle seven âferin sana

Lütfeyleyip de Rabbi gönül verdi insana

GÖNÜL

Baharı bekleyeceksin sonunda yaz gelecek

Ümîdi sakla gönül sen o yaz da az gelecek

Papatya gül nice renkler ki lâl beyaz gelecek

Ümîdi sakla gönül sen o yaz da az gelecek

YALANDIR

Duymadım ben târumâr olmuş gönüllerden sitem

Ah yalandır aşka dûçârım deyip hem ağlamak

Âşikan’çün gûl-i terdür cevri çekmek dem be dem

Ah yalandır aşka dûçârım deyip hem ağlamak

ÇAĞDAŞ

Bahane mi yaradanı aramamak içün çağ

Nasıl dimağ nedir hayat yahut nedir kalmak sağ

Vefa lazım sana elbet kim insandır biline

Dua tâc olsun diline yoksa şeytan atar ağ

İMTİHAN

Ne ihtiyar olabilmiş ne genç kalır bu beden

Şu fâniden nice ister de gam alır bu beden

Ne umduğunda safâ var ne bulduğunda vefâ

Oyun sanır bilemez hiç bu imtihan Yüce’den

GÖNÜL

Yâr-i mecaza kaçıp yâreye düştü gönül

Serâpa yelken açıp çâreye küstü gönül

Bilmedi bâb-ı hikmet aşk denilen muammâ

Bilse der neşe saçıp aşk başım üstü gönül

FİRKAT

Nicedir bu nâr -ı firkat yanıyor gönül durulmaz

Çıkamaz serâb-ı aşktan ne hevâ ki gem vurulmaz

Kimi derde müptelâdır seviyor akıl sorulmaz

Çıkamaz serâb-ı aşktan ne hevâ ki gem vurulmaz

Exit mobile version