ŞAİR ALİ ÖZDOĞAN
EY GONCA
Hâlâ batıyor sîneme bin ok gibi hârın
Ey gonca açıl vakti mi var geçti bahârın
Ah söyle nedir söyle nedir bâis-i zârın
Ey gonca açıl vakti mi var geçti bahârın
MEĞER
Senindür zannedüp sevdüm meğer vârun Hüdâdandur
Meğer mâzî vü müstakbel meğer yârun Hüdâdandur
Aman cânâ şu üç gündür meğer kârun Hüdâdandur
Meğer mâzî vü müstakbel meğer yârun Hüdâdandur
NEDİR CANA?
Safâ ister cefâ koşmuş peşinden
Sever firkat alur dost vü eşinden
Yanar âdem firakun âteşinden
Nedür cana nedür hikmet sorar can
O nârun âteşinden nûr arar can
SAHİB-İ KALBİ BİLMEK
Kimden şu sevgi hâli niçün verdi ol Kerim
Sormazsa kimse ânı inanmam nefis derim
Sussun dilinde sahte senin sevgi sözlerin
Ah aşk deyip de durma yalan der şu gözlerin
Sâhib-i kalbi bilse gönül aşkla çağlasın
Bilmezse gafletiyle otursun da ağlasın
AŞK
Kalbim de hatıranı gözümden de kıskanır
Nimet bilip şu aşkı derunumda saklarım
Rûhum seninle bildi ki aşktan umutlanır
Ağyar hayâle gelse özümden yasaklarım
AYNA
Bir gün dedi ki ayna
Sözle çal sözle oyna
İster söz ile kayna
Söylediğini sayma
Hal lisânın kadarsın
Yoksa yere batarsın
GAMLANDI GÖNÜL
Gamlandı gönül yine ayrıldı da yazdan
Bir içli hüzün bestesi bekler gibi sazdan
Ömrün güzünü görmeyerek saçta beyazdan
Bir içli hüzün bestesi bekler gibi sazdan
AH ŞU GÖNÜL
Şûh-i sitemkâre düştü aşkına ağlar
Naz ü tegâfülde geçti cümle zeman hey
Ah şu gönül sevdi amma bak kara bağlar
Naz ü tegâfülde geçti cümle zeman hey
AĞLAR GİBİYDİN
Durdum o esrarlı yerde sen var gibiydin
Nâz ü tegâfülde amma hep yar gibiydin
Gördüm rüyalar içinde vuslatı bekler
Geçmiş güzel günlerimle ağlar gibiydin
GÖNLÜMÜN HOŞ SEDASI
Gel gönlümün hoş sedâsı sensiz bırakma
Kaldım ateşler içinde gel sen de yakma
Kıymet bilir zannedip de ağyare bakma
Kaldım ateşler içinde gel sen de yakma
EY BÂD-I SABÂ
Ey bâd-ı sabâ ne olur rûha ferah sun
Mahzun şu gönül nicedir sevmedi mahzun
Görmüş ki firakla yanar aşka düşen hep
Mahzun şu gönül nicedir sevmedi mahzun
KİME ŞEKVA EDEYİM
Tükenen ömrümü görmem günümün hâli nedür
Nideyim tûl-i emelden kime şekvâ edeyim
Edemem nefsimi idrak soramam kim neredür
Nideyim tûl-i emelden kime şekvâ edeyim
A GÖNÜL
Yine bir fâniyi sevmiş yanıyorsun a gönül
Nicedir gölgeyi görmüş anıyorsun a gönül
Seni kim aşkla donatmış O’nu bul ah O’nu an
O yalan sevgiyi gerçek sanıyorsun a gönül
YİNE EYVAH EDERİM
Nicedir mecnûna döndüm nicedir âh ederim
Kime baksam kimi sevsem yine eyvâh ederim
Sorarım hâlimi heyhât niye aşktan kederim
Kime baksam kimi sevsem yine eyvâh ederim
NİMETİMSİN
Şevk-i aşkından yorulmaz ah gönül dâim coşar
Nîmetimsin bil a cânâ hak katından eş bana
Eskimez kalbimde aşkın hep sever senden koşar
Nîmetimsin bil a cânâ sen güneş gün eş bana
YAZIK
En güzel surette kılmış Hak neler vermiş sana
Ah tedennî eyledün bak benzemez hiç insana
Tilkilük sandun kemâlat zâyedüp âlât yazuk
Kabre girmezden utan sen kendü kendün yansana
HAKKA GÖREVİN EDA ET
Zâyeyledün bâd-ı hevâ zannedüp derde devâ
Âkil olan baştan sava kalmaz elde mâsivâ
Eylemekten kaçma gedâ can fedâ canan fedâ
Hakka görevün et edâ de fâniye elvedâ
AŞK EKEN FİRKAT BİÇER
Lezzetinden kâm alınmaz ah şu fânî tez geçer
Aşıkan yanmış ciğer sûz gam içinden gam seçer
Sevme cânâ sevme n’olur aşk eken firkat biçer
Aşıkan yanmış ciğer sûz gam içinden gam seçer
SIRRI BİLMEK
Solmuyor ümmîdi vuslat can da teslim eylesen
Sırrı bilmektir murâdım söyle nâyi söyle sen
Toprağından ayrı kalmış hû diyen neyler gibi
Firkatimden sanki vuslat söyle nâyî ney’le sen
EY İLAHİ
Utanur can ü bedenler iderek ömrü hebâ
Ne derin safsata cam der kimi elvân-ı sebâ
Şemsi görmezse innaddur ya akıldan gurebâ
Ey ilahi göze fer ver nice gafletle bakan
Ne ateştür seni bilmezse gönül harla yakan
GİTME CÂNÂ
İftirakın alev olur kor olur
Gitme cânâ yakar ateşler beni
Ağlamaktan şu göz kurur kör olur
Gitme cânâ yakar ateşler beni
YE’S-İ SEVDA
Yaktı firkatle benim sînemi kor eyledi ah
Ye’s-i sevdâ ne demekmiş onu bildim onu ben
Nicedir yaşlı şu gözler geceler oldu sabah
Sevebilmek de nasipmiş yeni bildim onu ben
BÜLBÜLDE VEFA YOK
Hak verdi gönül sev diye bülbülde vefa yok
Bülbülle gülen goncada ah gülde vefâ yok
Cânâ sevemem âteşi sûzânını gördüm
Firkatle yakan şâre vü kâkülde vefâ yok
O ZALİM
Ağyare bakıp kalbimi görmez ki o zâlim
Kim söyleyecek ah şu benim hâl-i melâlim
Olmaz mı acep sevdi gönül aşk-ı helâlim
Kim söyleyecek ah şu benim hâl-i melâlim
NE ÇABUK GELDİ
Bilmem ne çabuk geldi hazan geçti bahârı
Gördüm ki solan bir güle ağlar gibi bülbül
Özlem ile yâd eyleyecek batsa da hârı
Gam yüklü o kışlardaki dağlar gibi bülbül
EY GONVA DEHEN
Mehtâbla gülen akşama gir ay gibi nur sen
Ey gonca dehen gönlüme bir tatlı huzur sen
Bitmez heyecanın a güzel rûha sürûr sen
Ey gonca dehen gönlüme bir tatlı huzur sen
VÂ ESEFA
Nice sevmekte elem var hani kim gördü safâ
Çekerim hep ne çilem var esefâ vâ esefâ
Ya füsunkâr ya sitemkâr kimi bilmez ne vefâ
Çekerim hep ne çilem var esefâ vâ esefâ
MÜPTEZEL
Bilinmeye müptelâ bilmez başlara belâ
Sürpriz okunur selâ birden göçer müptezel
Kim meşhur ona koşar sahte alkışla coşar
Nam içün karı boşar birden göçer müptezel
Makam görür olur râm anlamaz helal harâm
Yağ kokar buram buram birden göçer müptezel
Tutar mazlumun âhı gece olur sabâhı
Hesab etmez günâhı birden göçer müptezel
KEMALE ERDİ YAŞ
Ah kemale erdi yaş hala fânîde mi baş
Sanki sakallı çocuk oyuncakla yaşarım
Geçip gider akranlar taş üstünde kalmaz taş
Mâsiva içmiş ayyaş şu halime şaşarım
Elim titrer döker aş göz üstüne düşer kaş
Buruşuk cilde traş toprak mıdır başarım
GONCA-İ RÂNÂ
Gönlümde açıl sen a güzel gonca-i rânâ
Sevmez ki gönül başkası el söyle cihâna
Cevreyleme n’olur yetişir kıyma şu câna
Sevmez ki gönül başkası el söyle cihâna
YÂR
Açamam derdimi ben âh ederim çâresi yâr
Onu gördüm onu sevdim o ciğer pâresi yar
Giremez gönlüme ağyar ona mehpâresi yar
Onu gördüm onu sevdim o ciğer pâresi yar
RUHUM DA GÜLER
Rûhum da güler güldüğü an nurlu bakışlar
Bir tatlı huzur nağmesi duy kalpte atışlar
Aşkınla dönüp tâze bahâr oldu ya kışlar
Bir tatlı huzur nağmesi duy kalpte atışlar
AŞK DENİLEN YAŞ
Silemem gözlerimin yaşları akmış nicedir
Bilirim aşk denilen yaş gibi bir tek hecedir
Kimi gün yaz kimi gün kış kimi her dem gecedir
Bilirim aşk denilen yaş gibi bir tek hecedir
SENİ SEVMEK
Yine güller sevilirmiş kanatıp batsa da har
Ne bahardır seni sevmek şu garip rûha bahar
Bilirim cevrini nîmet olurum sanma bizar
Ne bahardır seni sevmek şu garip rûha bahar
GÖNÜL
Kim sevse gönül sende sever sende kanarsın
Sevda şarabın içmeye gör sanma kanarsın
Firkat yetişir yârelenir sonra kanarsın
Ah sevme gönül sevme yanar sevme yanarsın
HİÇLİĞİM
Parçalı kelimeler her biri bir tarafta
Ah şiir yazamadım hepsi kaldı araf’ta
Gözüm kendime döndü baktım benliğim kafta
Hiçliğimi görmeden dursun cümlesi rafta
EYVAH DE GÖNÜL
Mecnunu yakan aşkını leylâya mı sandın
Eyvah de gönül sen de mi ah sen de mi yandın
Bir âyinedir sûreti insan gör cama kandın
Eyvah de gönül sen de mi ah sen de mi yandın
DÂR-I MEHİR
Pak eyleyemem rûhumu eyvah bu ne kirdür
Fânîde hevâ vü hevesüm dâhi zehirdür
Aldattı emeller beni câhtan yana heyhat
Ukbâya bedel sanki bu arz dâr-ı mehirdür
FİRKAT
Edemem hiç o güzel günlerimin yâdını ben
Nice sevsem nice firkat yine feryâdını ben
Bilemem ah deli gönlüm bilemem şâdını ben
Çekemem yok nice firkat yine feryâdını ben
O’NUN NİMETİSİN
Diyemem kalbimi yaktın beni bin derde atıp
Bilirim gönlüme koymuş O Rahim kim yaratıp
Çekerim cevrini dâim ki O’nun nîmetisin
Bilirim gönlüme koymuş O Rahim kim yaratıp
AYNA
Müşkülküşâ muamma anlayamadım şair
Bir hâlini görmedim bir tek mısrâna dair
Lisan-ı halin ola şiirine berceste
Gayri kâlin hükümsüz hayır yok o nefeste
AH NEREYE BU GİDİŞ
Kalmadı gönülde heves kurudu dizlerde fer
Bildim fanidür ya nefes gidermiş gelen nefer
İz’an etmeden koşmuşum ah nereye bu gidiş
Ya cennettür ya nâr imiş âhir-i seyrüsefer
EY MÂH
Kim sevdirdi seni ey mâh niçin küle dönmüş yüzün
Sevdadır bu kalbe koyan sevmez yetimhâne hüzün
Karışır gece gündüzün Hakktan gafil olsa gönül
Ondan deyû sevip de gül baharlara dönsün güzün
ŞİİRLER NİÇİN ACI
Ah Nilüfer misâli gözyaşındasın şâir
Şiirler niçin acı elemli aşka dâir
Sıksan bin ölüm damlar her bir mısra-yı firkat
Bu aşk değil ki hırkat ecnebiden şeâir
TEDENNİ
Güya aşk’mış sevda imiş şu tantana vü debdebe
Ar sıyrılmış nef’s kudurmuş başın kaldırmış edeb’e
Şeytan mı çalmış galebe tecerrüd eylemiş vicdan
Tedenni-yi demde insan hâşâ hayvanlığa gebe
NİMET BİLİRİM
Cânâ acısın sanma ki firkatle harâbım
Nîmet bilirim aşk ile pür şevk u târâbım
Billâhi unutmaz severim sen ki serâbım
Nîmet bilirim aşkını pür şevk u târâbım
GEL NAZAR KIL
Aman cânâ sanma mânâ nağmede vü sestedür
Gel nazâr kıl âşıkâna hû diyen nefestedür
Rûha rızk ol aşk-ı âlâ tende bil kafestedür
Gel nazar kıl âşıkâna hû diyen nefestedür
İMTİHAN
Sor yiğit sor ayna söyler okkasından kim nedür
Sor ki kendin dağ sananlar orda görsün zerredür
Ah şu âdem bin meraktur hiç mi bitmez pis riyâ
İmtihandur görse âmâ şol hayat bir kerredür
SEVDA DA KADERMİŞ
Sevda da kadermiş bana sen sanma cüdâsın
Ruhumda terennümü ne hoş aks-i sadâsın
Ey nâzeninim sevdi gönül rızkı Hüdâsın
Ruhumda terennümü ne hoş aks-i sadâsın
O GÜL GONCASI NERDE
Mahzun bırakıp gitti o gül goncası nerde
Bin hâtıra var gönlüme ilk düştüğü yerde
Dönmez mi duâlarda dilim vakti seherde
Bin hâtıra var kalbime ilk düştüğü yerde
HÛN OLDU
Hûn oldu şifa bulmayacak yâre-i firkat
Sönmez mi gönül çok yakıyor âteş-i hirkat
Bilmem ki cezasız mı kalır kalpleri sirkat
Sönmez mi gönül çok yakıyor âteş-i hirkat
A GÜZEL
Sen gönlüme düştün a güzel bende de varsın
Nâzeylemesen ah ne olur rûhuma yarsın
Ben söyleyemem âhımı sen belki duyarsın
Nâzeylemesen ah ne olur rûhuma yarsın
EY DİL
Ey dil sanadır bunca sitem sînede yâre
Her mevsimi kış sanma ümîd sakla bahâre
Hak nîmeti aşk aşk diye bul derdine çâre
Her mevsimi kış sanma ümîd sakla bahâre
BİR GİZLİ HAZAN
Bir gizli hazan içre gönül sanma bahardır
Binbir sitemin rûha elem âşığa bârdır
Ağlatma yeter sanki zulüm insana kârdır
Binbir sitemin rûha elem âşığa bârdır
AŞK
Ta ezelden nağmedür kim rûha lezzet cümle dem
Amma bilmez âna düşen kimin’çün belâdur aşk
Ol esmâdur simâsında tecellîdedür âdem
Kıt iz’âna dâim mâtem göçmeden selâdur aşk