Rubai Mısralarında Hikmet Damlaları (76)

Şair Ali Özdoğan

EBED BURDA BAŞLAR

Yine dolsa gözde yaşlar dese hû fikirle başlar

Geçilir şu gamlı fânî o ebed ki burda başlar

Çözülürdü sırrı hikmet görünür zikirde taşlar

Geçilir şu gamlı fânî o ebed ki burda başlar

RUHA ÇIKSAN

Rûha çıksan kurtulursun hapse benzer ten beden

Nefs-i nâdânım durulmaz ah göçersin dem be dem

Hakk’a dâvet eylenir hem dinlemezsin sen neden

Nefs-i nâdanım durulmaz ah göçersin dem be dem

HÛ DEYU COŞMUŞ

Gitme n’olur şehr-i gufran gönlümüzden af geçer

Hû deyû coşmuş müselman gör ki kendinden geçer

Ol Rahim’dür affolanlar âb-ı kevserden içer

Hû deyû coşmuş müselman gör ki kendinden geçer

FİRKAT DENİLEN YÂRE

Geçiyor neşvesi ömrün bilemem çâre nedir

Severim amma şu firkat denilen yâre nedir

Bu mu aşk söyle a cânâ bana mehpâre nedir

Severim amma şu firkat denilen yâre nedir

SEVDAYA DÜŞEN

Ah geçmedi yıllarca o gönül yâresi dermiş

Bilmez mi ki sevdâya düşen derdi severmiş

Mecnun bile leylâ diyerek ömrünü vermiş

Bilmez mi ki sevdâya düşen derdi severmiş

DEĞİL

Süsleyip Hakk’ın malından sunduğun mülkün değil

Bil fidan boy kaş ü çeşmin sen ki memlûkün değil

Gel uyan yetmez mi cânâ sirkatin ülkün değil

Bil fidan boy kaş ü çeşmin sen ki memlûkün değil

GEL SAKLAMA

Gel saklama gönlüm çekinip aşkını elden

Ah sanki yazılmış yazıdır rûha ezelden

Sor durma yeter bunca keder sor o güzelden

Ah sanki yazılmış yazıdır rûha ezelden

ÂFİTÂB

Gönül sende sen nerdesin âfitâb

Firâkınla ettin harâb sen beni

Ne bekler ki rûhum edip bir hitâb

Huzur içre kılsan tarâb sen beni

ÖLÜM

Deliler meclisidir ölmeyecek ten ne beden

Bilemez fânide sermâye-i candan tüketen

Ne hekim kâr ede eyvah hoca dinler mi sabi

Cebi vardır ya cebinden tutacak can ebeden

A GÜZEL

Sana saklandı gönül lânesi gel gel a güzel

Çekemez sevgiyi mestânesi el el a güzel

Tutamam gözdeki yaşlar yine sel sel a güzel

Çekemez sevgiyi mestânesi el el a güzel

NEFESİMSİN

Sana açtım yaparak kalbimi tam kalbine yol

Nicedir sevdi gönül gel de onun yoldaşı ol

Nefesimsin solurum nazlı çiçek rûhuma dol

Nicedir sevdi gönül gel de onun yoldaşı ol

NE HALETTÜR

Ne hâlettür atâlettür cehâlettür ya nisyanun

Şu nimet içre nîmetten nedür gaflet vü isyânun

Neyin senden be hey nâdan gözün ondan gönül ondan

Deyû hû hû bulup rûhun varup huzrunda geç candan

DİLARÂ

A bî vefâ dilarâ ne çare aktı gönlüm

Kader misin ki cânâ ümitle baktı gönlüm

Sitemli sözlerin âh ateş mi yaktı gönlüm

Kader bu sanki cânâ ümitle baktı gönlüm

GÖNLÜM

Cevrinle harâb olur da cânâ

Gitmez bırakıp seninle gönlüm

Aşktır ya serâb göründü cân’a

Giryan ediyor eninle gönlüm

FİRKAT

Saklandı gönlümden bahar artık ateşten yaz mıdır

Firkat denen donmuş alev rûhumda kış ayaz mıdır

Sormaz ki hâlim el nedir yanmış gönül vîranedir

Bilmem bu hasretten murâd ahret içün feyyaz mıdır

SENİ BEKLİYOR RUHUM

Nicedir gönüldesin sen kaderim yazımda varsın

Çiçeğimde güldesin ah şu duâm içinde yarsın

Seni bekliyor ya ruhum yetişir ümitle sarsın

Ciçeğimde güldesin ah şu duâm içinde yarsın

GÖNÜL

Geçermiş ömürden şu hasret bile

Sanırdım ki bitmez yakar dert ile

Yazılmış kaderden kaçıp nâfile

Gönül sen ne çektin yalanmış çile

SENİN ADIN

Saklar gönül derinde nakıştır senin adın

Hülyalı hoş sevinçle bakıştır senin adın

Firkatle kor misâli yakıştır senin adın

Ruhumda çağlayansı akıştır senin adın

O

Açan gülde gülsün hezâr ağla sen

Sever amma firkat’le yanmaz ki o

Varıp sîne büryan edip dağla sen

Bahar geçse gül ismi anmaz ki o

ZALİM

Hâlâ severim sanki cefâ etmedi zâlim

Bilmem ki nedir ah ne olur hâl-i melâlim

Hep cevredecek zulm ile görmez mi ki lâlim

Bilmem ki nedir ah ne olur hal-i melâlim

EY DİLARA

Neyleyim hâlâ acır kalbimde saklanmış yerin

Ey dilârâ bî misal sevmişti göynüm pek derin

Ellerimden hiç bırakmazdım o nârin ellerin

Ey dilârâ bî misal sevmişti göynüm pek derin

DÜŞER

Ne çeker kahrını aşkın ne gönül derde düşer

Göremem der sevemem der çekemem der de düşer

Ne belâdır bilemezler niceler nerde düşer

Göremem der sevemem der çekemem der de düşer

KÜLLENMEDİ

Küllenmedi hâlâ yüreğim derdini saklar

Firkat’le yanarken yeni bir aşkı yasaklar

Bitmez ki ümîd kar gibi ah saçtaki aklar

Firkat’le yanarken yeni bir aşkı yasaklar

HATIRALAR

Yine çeşmimde birikmiş akacak hâtıralar

Sîne büryan edecek ah yakacak hâtıralar

Duramaz mâzide durmaz bakacak hatıralar

Sîne büryan edecek ah yakacak hâtıralar

DÖNER

Sorarım hâlini âşık niye hû der de döner

Sevemem fâniyi ben der şu neşem derde döner

İki gündür o yalan naz o hevesler de söner

Sevemem fâniyi ben der huzurum derde döner

ÖMRÜM GÜNEŞİ

Batıyor rûhumu hûn eyledi ömrün güneşi

Güne benzer mi acep ah doğacaktır ya eşi

Bu garip fâniye küssem nicedir keşmekeşi

Güne benzer mi acep ah doğacaktır ya eşi

GÖREMEZ

Ne hazin gölgeye aşk ah ne yazık saklı güneş

Kimi Leyla diye Mecnun göremez aklı güneş

Kimi nefsindeki mahpus ona yasaklı güneş

Kimi Leyla diye Mecnun göremez aklı güneş

O VEFASIZ

Acıyor kalb-i derûnumdaki yârem acıyor

Bilirim ah o vefasız niye benden kaçıyor

Sevemem fâniye aşk der ne elemler saçıyor

Bilirim ah o vefasız niye benden kaçıyor

AŞKTIR

Hiç bitmeyecek sanma gönül zâhiri aşktır

Hüşyâr olasın bul ki bunun âhiri aşktır

Dünyada yanan varsa sebep kâhiri aşktır

Hüşyâr olasın bul ki bunun âhiri aşktır

EY GÖNÜL

Ey gönül zannım bu tendir haps ü zindânın senin

Rûha çık durmak yaraşmaz saklı gör cânın senin

Kurtulursun Hâkk’a dönsen ölmemek şânın senin

Rûha çık durmak yaraşmaz saklı gör cânın senin

ŞAKIYOR RUHUMA

Şakıyor rûhuma şevktir yine gülşende hezar

Kime benzer bilirim ah güle kılmış ya nazar

Bu tegannî ile söyler de kalem aşkı yazar

Kime benzer bilirim ah güle kılmış ya nazar

CÂNÂ

Bilemem âh ü eninden ne ki cânâ niyetin

Seni sevdim şu canım var alacaksan diyetin

Yetişir rûhumu hûn eyledi mey’ûsiyetin

Seni sevdim şu canım var alacaksan diyetin

SÎNE ÇÂK OLMUŞ

Sîne-çâk olmuş firâkından derindir yâresi

Ah yeter gel gel a cânâ rûhumun mehpâresi

Hasretinden reng-i rûyim bembeyaz yok çâresi

Ah yeter gel gel a cânâ rûhumun mehpâresi

EY PERİ

Nâtüvânem incitip giryân edersin ey peri

Ah ciğer-sûz oldu biryan gördüğüm günden beri

Mest-i sevdâdır şu göynüm sevdi yok der benzeri

Ah ciğer-sûz oldu biryan gördüğüm günden beri

YA RÂB

Kalbim senin elinde zikir ehli kıl beni

Ya Râb bırakma nefse şükür ehli kıl beni

Benlik karanlığında boğuldum yeter derim

Döndür dilimde tövbe çevir eyle kul beni

ATEŞTEN GÖMLEK

Bin hilen var sakla gözden göz veren görmez mi hiç

Gel düzenbaz gel hesap ver der de göstermez mi hiç

Gafletinden kar sayarsın aldatırsın kendini

Ah ateşten gömleğindir bekliyor bil fendini

GÖZYAŞIM

Hâtıralardan kalan mahzun bakıştan gözyaşım

Rûhumun cism hânesinden ilk yakıştan gözyaşım

Ağlarım elbet o mâzî yar elinden yâredir

Ah gönülden aşk deyûben çağlayıştan gözyaşım

GÖNÜL

Nicenin âteşi cânâ nicedir dertli gönül

Gülerim amma derindir sana hasretli gönül

Bilirim mâtem-i firkat yazıdır âh ü enin

Bana küsmüş mü esirger şu dilin vâhı senin

BÖYLE SEVDİ

Bilmez gibisin kalb-i derûnumdaki derdi

Kim ben gibi cânâ diyerek gönlünü verdi

Bak erdi bahar coştu ümîd söyleyiverdi

Mecnun bile leylâ diyerek böyle severdi

AH O BAKIŞ

Yar geldi bahar gelmedi mevsîmine kış der

Dünya mı yalan bir o bakış ah o bakış der

Aşk çağlayanım gönlüme hoş tatlı akış der

Dünya mı yalan bir o bakış ah o bakış der

AŞK

Ah sevdi gönül hep sevecek bil ki usanmaz

Aşk âb-ı hayat der de içer içse de kanmaz

Feryad edecek firkati can yaksa da yanmaz

Aşk âb-ı hayat der de içer içse de kanmaz

HÛ HÛ DİYEREK

Sevdâzedeler aşkını eylerse temâşa

Ah fâniye âşk der ne demek tövbe ve hâşâ

Hakk’ın malıdır nur-u simâ âyinedir can

Hû hû diyerek başlaya gör ahreti inşâ

GÖNLÜM

Vuslat ne acep bilmeyecekmiş gibi gönlüm

Gözyaşları sel silmeyecekmiş gibi gönlüm

Aşktan yana hiç gülmeyecekmiş gibi gönlüm

Ah sandı meğer ölmeyecekmiş gibi gönlüm

Aldandı yazık ölmeyecekmiş gibi gönlüm

AŞKI NE BİLSİN

Ah derde giriftar edecek aşkı ne bilsin

Bekler ki gönül ol bi vefâ gözyaşı silsin

Hep nâz ü tegâfül mü sever çerh-i sitem-ger

Sevdâzedenin âhını duysun o da gülsün

AŞK-I MECAZ

Değmeyecek ellerim tutmayacak başka el

Sevdi gönül nâzenin gel uzatır aşka el

Kalbime bak ey perî gör sana âit yeri

Sevgimizin meşherî gel a güzel aşka gel

TEFEKKÜR

Binler çiçeğin hoş amedîsinde selâm var

Al mektubudur Rabb-i Rahîm onlara yazmış

Ah zerre-i zerrende senin bak ne kelam var

Ruhunda yazık ahde vefâ yok ya da azmış

AŞK-I MECAZ

İncitiyor yokluğun rûhumu hâlâ senin

Nâz ü tegâfül yeter gel yetişir nâzenin

Derd-i firâkında can eyledi âh ü enin

Nâz ü tegâfül yeter gel yetişir nâzenin

AŞK-I MECAZ

Gül mevsimi güller gibisin rûha bahar sen

Sus söyleme ağyâre sakın gönlüme yar sen

Gül sarmaşığım gül gibi gel boynumu sar sen

Sus söyleme ağyâre sakın gönlüme yar sen

AŞK-I MECAZ

Nerde acep nerdesin geçmedi dîl yâresi

Kor mu yakar firkatin söyle ciğer pâresi

Hâli perîşanımın çare-i mehpâresi

Kor mu yakar firkatin söyle ciğer pâresi

OLMASIN

Kalmayacak tâkatim söyle serâb olmasın

Susma gönül söyle sen sîne harâb olmasın

Ahde vefa yok mudur câna safâ yok mudur

Aşka düşen çok niçün şevk u tarâb olmasın

MECNUNA LEYLAYI SOR

Aşka düşen kör olur sîne yanar kor olur

Kurtulamaz zor olur gülme düşersin gönül

Sevdi isen hayra yor kimseyi gel görme hor

Mecnuna Leylâyı sor gülme düşersin gönül