Rubai Mısralarında Hikmet Damlaları (79) - GÜMÜŞHANE'DEN HABER - Yerel Haber SitesiGÜMÜŞHANE'DEN HABER – Yerel Haber Sitesi

21 Kasım 2024 / Kuruluş: 15 ŞUBAT 2012

Rubai Mısralarında Hikmet Damlaları (79)

Giriş Tarihi: 16 Ocak 2023 - 23:16

Son Güncelleme: 16 Ocak 2023 - 23:16

Şair Ali Özdoğan

BİLSEN Kİ..

Bilsen ki benim kalb-i derûnumdaki ismin

Cânâ utanır söyleyemem görmeye gel sen

Gitmez ki hayâlimde durur sevgili cismin

Gel sen ne olur tutma beni ben gibi el sen

YA RAB..

Minik zaman diliminde üç gün yaşar ölür diri

Kendin anlamaktan beri inad kimi nâdân biri

Belli nefislerin kiri ya Rab eyle yoluna râm

Kalmaya hiç zerre haram kıl bizleri gönül eri

RUHUM ONU BEKLER

Dönecekmiş gibi yıllar gelecekmiş gibi yar

Yine rûhum onu bekler nicedir hasreti var

Bilemem ah ne demek kış ne şu saçlardaki kar

Yine rûhum onu bekler nicedir hasreti var

BEN SÜRÜKLENDİM

Bir hazânın yaprağından seyre daldım hâlimi

Ben sürüklendim o rüzgar üzre gördüm zâlimi

Olmuyor hiç derde derman sormuyor melâlimi

Ben sürüklendim o rüzgar üzre gördüm zalimi

DÜŞMEYEN BİLMEZ

Belki Leyla’dan hatırlar derdi var Mecnun gibi

Düşmeyen sormaz nedir aşk kavrulan memnun gönül

Kim bilir derman bu yârem der yanar bir mum gibi

Düşmeyen bilmez nedir aşk kavrulan meftun gönül

BİLİMİN KÖRLERİ

Ne diyor yaprağı bilmem ne çiçeklerdeki giz

Ya ağaç meyve sunarken ne o ardındaki iz

Göremez gözlerimiz ah koca âlim kimimiz

Okuduk amma ve lakin bilimin körleri biz

EY NAZENİN

Sende bıraktım benim kalb-i perîşanımı

Korkuyorum hâlimin arzına ey nâzenin

Saklayamam duy benim dinle şu sol yânımı

Durmayacak sanki zor bendeki ah ü enin

BAK

Sevinçle açar ya goncaları

Gönül denilen gülistana bak

Leyâli nehar eder baharı

Gönül denilen gülistana bak

Cefâda safâ safâ vü şifâ

Gönül denilen gülistana bak

Hayâtı vefâ hayâtı vefâ

Gönül denilen gülistana bak

YA SENİ..

Yazısın bahtıma nakş eyledi Rahman ya seni

Ebedî bekleyecek rûhuma mihman ya seni

Çekemem derd-i firak sanma ki kalbim dayanır

Severim yâd ederim gönlüme sultan ya seni

GEÇİYOR GÜNLERİ

Geçiyor günleri ömrün doluyor saçlara ak

Neye döndüm neyi sevdim yine karşımda firak

Tutamam söz veremem ah diyemem sevme bırak

Neye döndüm neyi sevdim yine karşımda firak

CÂNÂ

Yine ümmid ile coşkun yine sevdâsı derin

Açamam kalbimi cânâ görünür orda yerin

Seni bekler şu gönül cilvesidir bil kaderin

Açamam kalbimi cânâ görünür orda yerin

GÖNÜL

Harâb olma gönül çekme şu derdi

Elinden ne gelir sevmeyi bilmez

Vefâsız olanın ahdi ne verdi

Döker ağlatarak gözyaşı silmez

Yanma harâb olma gönül çekme şu derdi

Sevme elinden ne gelir sevmeyi bilmez

Gör ki vefâsız olanın ahdi ne verdi

Kanla döker ağlatarak gözyaşı silmez

UNUTMA

Şu leylâda kalan kalb-i perîşan

Sakın incinerek aşkı unutma

Açık dur ki girer server-i zîşan

Canın içre o cananı unutma

SEN

Serap görme gönül aşka inan sen

Aman durma sevip âşığı an sen

Firak yaksa da hikmetli ışıktır

Dayan amma dayan amma dayan sen

Ulaş Hakk’a sevinç faslına yan sen

Görme serap görme gönül aşka inan sen

Durma aman durma sevip âşığı an sen

Ah şu firak yaksa da hikmetli ışıktır

Gel de dayan amma dayan amma dayan sen

Hakk’a ulaş Hakk’a sevinç faslına yan sen

BİR HİKMETİ VAR

Aşık olan gider de çeşmi cennet misale

Firaklara çarparak döner Hakk’a visâle

Elbet bir hikmeti var aşk denilen belânın

Birden açar gözünü fâniye müptelânın

CÂNÂ

Sanma safâ bulmayacak aşka düşen can

Sev ki gönül lânesi paslanmaya cânâ

Kimdi o leylâda kalan on gibi sev yan

Sevmeyenin sözleri boş kanmaya cânâ

SEVERİM AMMA

Seviyormuş diye ağlar şu benim tâc-ı serim

Bilemez amma derinden daha çok ben severim

Ne güzel nimeti sevmek ne cömert Rabb-i Kerim

Severim amma derinden daha çok ben severim

SÖYLE HEKİM

Şu açık gözlerimin derdi nedir söyle hekim

Göremez kabrini âmâ yakınından zoru var

Ya önünden çekiver sen ya da görsün nitekim

Onu göster ki çalışsın bilemez zor soru var

ÖMR-Ü HAZAN

Nice ağlar gibi mehtâb nicedir ayda hüzün

Yine gelmez mi baharım gece bitmez mi güzün

Dökülür yaş gibi yıldız a deniz doldu yüzün

Yine gelmez mi baharım gece bitmez mi güzün

FIRAKIN

Sevemem ah deli gönlüm güle benzer mi alev

Nicedir yaktı firakın yine dersin yine sev

Görürüm hâl-i perîşânını artık de yeter

Nicedir yaktı firakın yine dersin yine sev

CÂNÂ

Ağlarken gözlerin yaşı saklarmış

Sandım hiç sevmedin nice yaktın sen

Aşkından hâtırâ saça aklarmış

Anlat cânâ o an niye baktın sen

EY BÂD-I SÂBA

Ey bâd-ı sabâ zikrine kurban olayım ben

Es hû diyerek an ile giryan olayım ben

Binlerce günah içre kalan kalbe huşû ol

Dol ruhuma dol Hakk deyu büryan olayım ben

İZDE

Mehtaba çıkıp seyredelim nazlı denizde

Saklansa gönül dalgaların yaptıgı izde

Sevda çağırır sırrı nedir sunduğu gizde

Saklansa gönül dalgaların yaptıgı izde

LÂNE-İ KALBİM

Yağmur gibi aşkıyla gelip gönlüme yağmış

Ah lâne-i kalbim ona bir gizli otağmış

Rûhumda kaderden yazılan nûr-u çerağmış

Ah lâne-i kalbim ona bir gizli otağmış

GONCASISIN

Vakt-i çerağânısın sevdi gönülden seni

Goncasısın rûha can sakladı gülden seni

Yazdı dilârâ kader bil ki ezelden seni

Goncasısın rûha can sakladı gülden seni

DİLÂRA

Kalbim seninle hâlâ sensizliğim cefâdır

Ey nâzenin dilârâ cevrin de bil safâdır

Aşkın dilimde dâim zannetme bir defâdır

Ey nâzenin dilârâ cevrin de bil safâdır

BİLMEDİM

Geçti ömrüm görmedim ben fâni demden bir safâ

Târümâr oldum firâktan yârelendim bin defâ

Bilmedim hâlâ nedendir aşka düşmekten cefâ

Târümâr oldum firâktan yârelendim bin defâ

İSTEMEM

Gizlidir ümmîd-i aşkım şâhidim mevlâ benim

İstemem dünyâya vermem sevdiğim evlâ benim

Sanmayın mecnûna döndüm derd-i bin leylâ benim

İstemem dünyâya vermem sevdiğim evlâ benim

EY DİLÂRA

Âşinâdır kûşe-i kalbim ezel söyler seni

Tahtı kurmuş intizâr’çün gel gönül eyler seni

Ey dilârâ bî misâlim çeşm ki seyreyler seni

Rûha nakşolmuş ya aşkın yoksa çeşm neyler seni

NEFSİME

Salınır nazla gezersin bu tegâfül bu edâ

Ne yakın firkate yanmak şu ümîd aynı veda

Sana derler sana nefsim nice ebrar süedâ

Ebedî cenneti ettin kısacık ömre fedâ

BİLİRİM

Ol Rabb-i Rahîm bil ki hüzün ye’sle bırakmaz

Neş’eyle gelen vuslatı firkat ile yakmaz

Cânâ bilirim nîmetisin Rabb-i Kerîmin

Ah âşık olan nîmete hâlî diye bakmaz

YA RÂB

Bu ne insan seli heyhat nicedir kabre akar

Kimi âmâ gibi görmez kimi hikmetle bakar

Şaşılır hâllere yâ Râb bu ne gaflet ne rüyâ

Sevenin korkusu dünyâ ama firkatle yakar

DUY

Kalmazdı gözün bilse idin fâniyi fâni

Lâ tahzeni duy çöz ne demiş ol yüce Sânî

Bir bir gidecek yolcularız çağrısı âni

Lâ tahzeni duy çöz ne demiş ol yüce Sânî

Hey!..

Billahi yaşar ölmeyecek rûhuna bak hey

Kur’an ne diyor gel ona uy nefsi bırak hey

Hakk kudretidir sergilenen eyle temâşâ

Misliyle verir bil de yaşa sanma ırak hey

EY NAZLI ÂSİ

Dünyayı içtin sarhoş mu oldun

Tövbeyle doğrul ey nazlı âsî

Kahrıyla doldun güldün ne soldun

Tövbeyle doğrul ey nazlı âsî

Bitmez mi sandın rütbeyle andın

Tövbeyle doğrul ey nazlı âsî

Ah bitti yandın şeytâne kandın

Tövbeyle doğrul ey nazlı âsî

SANDIM Kİ…

Sarmazdı meğer ah şu kolum fâniyi sarmaz

Sandım ki siyah saçlarımın rengi ağarmaz

Sevda gibi Leyla da yalan Mecnûna varmaz

Sen sevme gönül sevme gelip kimse uyarmaz

Sevda gibi Leyla da yalan Mecnûna varmaz

SEVGİ

Ah yâreli gönlüm sana âşık oluvermiş

Rab nîmetidir sevgi bu rûhum doluvermiş

Günden güne yar yar diyerek bak soluvermiş

Rab nîmetidir sevgi bu rûhum doluvermiş

ENİNİM

A benim neş’e-i ömrüm a benim nâzeninim

Kavuşur şâd olurum ben şu firaktır enînim

Açarım kalbimi gör ah seninim bil seninim

Kavuşur şâd olurum ben şu firaktır enînim

FANİYE SEVDA

Sessizce gelir haykırışın say ki duyarlar

Ruhundaki şefkatli sesin ölmedi mevtâ

Göz var ama âmâ gibiler nefs’e uyarlar

Azraili görmekle biter fâniye sevdâ

GONCA-İ RANA

Nevbahârın gelecek sen de açıp gül olacaksın

Bekle ey gonca-i rânâ sevecek aşk dolacaksın

Sır nedir bülbüle sor sen sararıp sen solacaksın

Bekle ey gonca-i rânâ sevecek aşk dolacaksın

TAŞKIN

Çırpındı düşüp kuş gibi girdâbına aşkın

Taşkın şu gönül sel gibi seller gibi taşkın

Bilmezdi olur sille-i firkat ile şaşkın

Taşkındı gönül sel gibi seller gibi taşkın

NİYE SEVDİN

Biliyordun onu leylâ diye sevdin a gönül

Kanarak nesl-i süheylâ diye sevdin a gönül

Niye sevdin niye sevdin niye sevdin a gönül

Kanatır kalbini bir sâniye sevdin ya gönül

Niye sevdin niye sevdin niye sevdin a gönül

DİL-İ ŞEYDA

Sevemem der bana firkat ile yanmış niceler

Ne baharlar kışa dönmüş ya neharlar geceler

Dîl-i şeydâ duramaz ah yine aşktan heceler

Ne baharlar kışa dönmüş ya neharlar geceler

YETER

Severim cân ü gönülden onu bilsen de yeter

Nicedir kan ediverdin yaşı silsen de yeter

Şu firak hep bana gamdır az üzülsen de yeter

Nicedir kan ediverdin yaşı silsen de yeter

image_print

HABERLER