Rubai Mısralarında Hikmet Damlaları (80)

ŞAİR ALİ ÖZDOĞAN NEFSİM Acep neyin senindir kandır kendini kandır Övün binbir yalanla kazandım de inandır Fâniye îtinandır anla en büyük hatân Sanki gitmeyeceksin vakt-i ecel her andır De ahreti unutan bu ne zayıf îmandır CÂNA Ağlatma yeter bana aşkınla sâfâ ver Kırgın yüreğim nicedir gülmedi cânâ Ah hasta gönül ne olur gör de şifâ […]

ŞAİR ALİ ÖZDOĞAN

NEFSİM

Acep neyin senindir kandır kendini kandır

Övün binbir yalanla kazandım de inandır

Fâniye îtinandır anla en büyük hatân

Sanki gitmeyeceksin vakt-i ecel her andır

De ahreti unutan bu ne zayıf îmandır

CÂNA

Ağlatma yeter bana aşkınla sâfâ ver

Kırgın yüreğim nicedir gülmedi cânâ

Ah hasta gönül ne olur gör de şifâ ver

Ümmîd’le yaşar nicedir ölmedi cânâ

GEL

Gel elde bahar sunarak günce çiçekler

Aşkında gönül yine bin derd ile bekler

Ölmez ki o nâra koşan can kelebekler

Aşkında gönül yine bin derd ile bekler

ALLAH

Yetmez mi sanırsın kulunun derdine Allah

Billah ulaşır cümlesi her ferdine Allah

Rızkıyla verir merdine nâmerdine Allah

Bilmez mi bilir kullarının derdi ne Allah

EY  DİLRUBA

Bir gül misâli saklar gönlüm derinde sensin

Ey dilrubâ bu sırrın özlem yerinde sensin

Rabbim kaderde yazmış ah defterinde sensin

Ey dilrubâ bu sırrın özlem yerinde sensin

GÖR

Mehtap gücenir fâni içün sevmeye hâşâ

Ey sevgili gel zikredelim eyle temâşâ

Ay lamba misal yıldızı mum saltanatın gör

Der koynuna almış da deniz Rab sanatın gör

EBEDDEN YAZIDIR

Sakınır bakmaya çeşmim kıyamaz kıskanırım

Tâ ebedden yazıdır aşkımı ordan tanırım

Siteminden gücenir kalbimi durmuş sanırım

Tâ ebedden yazıdır aşkımı ordan tanırım

İNTİZÂR

Bir nazlı hitâbet ile şâd eylese dildar

Sevmiş şu gönül ah duramaz aşkı fısıldar

Saydeyledi kalbim ama gör sakladı dîdar

Sevmiş şu gönül ah duramaz aşkı fısıldar

BU SEVDA

Cânâ iki eyler sitemin bendeki derdi

Zulmetti bu sevdâ bana bilmem ki ne verdi

Mevsim mi hazan yoksa ömür âhire erdi

Zulmetti bu sevda bana bilmem ki ne verdi

BAKSIN

Görmezse şu çeşmim seni ah yaşları aksın

Baksın ne olur sevgili gel yüz yüze baksın

Bilmezse gönül yar ne demek aşkı bıraksın

Baksın ne olur sevgili gel yüz yüze baksın

SÛRÎ OLAN

Gül mevsimi geçmez gibidir gönlüme uymuş

Duymuş gibi cânâ o benim hâlimi duymuş

Bin firkati var vah edecek rûhu ki bilmez

Sûrî olanın rengi solar âhiri buymuş

CÂNÂ

Cânâ inanır severim sen bana yarsın

Ağyâre bakıp yine cevr etme yakarsın

Aşkın ile lâne-i kalp rûha akarsın

Ağyâre bakıp yine cevr etme yakarsın

CEVRETME

Kor oldu gönül aşkta devâ bende safâ yok

Cevretme yeter ey güliter sanma cefâ yok

Bilmem ki bu sevda mı acep ahde vefa yok

Cevretme yeter ey güliter sanma cefâ yok

ZİKREYLE

Ah saklı huzur kalbimizin orta yerinde

Zikreyle de bak hû deyu ak orda derinde

Evlâd ü iyalden geçerek gün seherinde

Zikreyle de bak hû deyu ak orda derinde

BEKLER

Bekler gelecekmiş diye gönlüm seni bekler

Cânâ solacak gel ne olur günce çiçekler

Rûhumda yazılmış yazıdan bunca emekler

Cânâ solacak gel ne olur günce çiçekler

BİR EBED BEKLER

Ah baharın rüzgarıymış önce gönlümden esen

Bilmedim yaprak misâlim erdi ardından hazan

Gitti cânâ gençliğimmiş kaybolan, gelmiş güzüm

Bir ebed bekler şu gönlüm solmasın gülsün yüzüm

GÖRMEDİM

Görmedim hiç aşk denen şeyden vefa ah ben vefâ

Izdıraptan gayrı yoktur gör cefâ binler cefâ

Aşıkan ağlar durulmaz iftiraktır her defâ

Izdıraptan gayrı yoktur gör cefâ binler cefâ

CÂNÂ

Yazdan kalan bir gün mü aşk kışlar içinden sımsıcak

Cânâ gönül lânem senin açtım derûnumdan kucak

Ah avcı kuş ah şu firâk rûhum kaçar kûşe bucak

Cânâ gönül lânem senin açtım derûnumdan kucak

ONULMAZ YARE

Dîl unutmuş zannederler ah onulmaz yâredir

Nâz eder ammâ yakan hep dil-sitan mehpâredir

Niceler aşkıyla inler kî bulunmaz çaredir

Nâz eder ammâ yakan hep dil-sitan mehpâredir

KUL

Nice dünyâya bakarsın sana zuldür sana zul

Niye ukbanı yakarsın yaratıldın ya a kul

Su misal kabre akarsın yetişir Rabbini bul

Niye ukbanı yakarsın yaratıldın ya a kul

İMTİHANDIR

Bilemez lezzete dalmış nice vehhâma bu gam

Sevilür amma kalınmaz dağılur başlara cam

İmtihandur ne arar kâm bu ne cehldür ne meram

Sevilür amma kalınmaz dağılur başlara cam

BAK ÂDEM

Sen topraksın şol toprağa bak âdem

Beden gibi çinko sodyum demirdür

Hikmet içre tevâzu bil demâdem

Yaratıldın Hak katından emirdür

DERT ETME GÖNÜL

Gül rengine dönmüş’se güneş ufk-u derinden

Dert etme gönül bil doğacak eski yerinden

Ümmîdini tut dönme sakın bak seherinden

Dert etme gönül bil doğacak eski yerinden

SORAMAM SIRRI

Sararan yaprağı söyler ki gelen güz yine güz

Ne çıkar zerre bahar yaz geçiyor gülmedi yüz

Soramam sırrı ne cânâ çözümüm yok ki henüz

Ne çıkar zerre bahar yaz geçiyor gülmedi yüz

SEVERİM AMMA…

Nideyim hâlimi bilmez ki benim tâc-ı serim

Severim amma duyulmaz ne sitemler çekerim

Bilirim nîmeti Rabb’in buna ben şükrederim

Severim amma duyulmaz ne sitemler çekerim

AŞK

Elbet seni bir gün görecek hep sevecektir

Vallahi şu aşk sanki gönüllerde çiçektir

Sevdâ yazıdır ah ne olur gel diyecektir

Vallahi şu aşk sanki gönüllerde çiçektir

GÖNÜL

Sevdi amma yâr elinden yârelendi onmadı

Derd içinde buldu ânı çârelendi şol gönül

Gül deyip dikenle yandı başka aşka konmadı

Yârelendi pârelendi çârelendi şol gönül

EBED İSTE

O gelmez sen gidersin tükenir yaz kışların

Bakar amma göz âmâ oyalar alkışların

Senin olsa ne yazar ah durulur bakışların

Ebed iste a gönlüm nerde yakarışların

AĞLA CÂNÂ

Sonbaharın hüznü gelmiş nazenin nazdar sana

Geçti mevsimler baharlar şimdi günler dar sana

Ağla cânâ derd içinden derde düşmek yar sana

Geçti mevsimler baharlar şimdi günler dar sana

ELEM

Nice firkat ile yanmış ne desem kalbime ok

Yok gönül bil ki şu fânîde elem başkası yok

Gülemez ah o sevenler gülemez sancısı çok

Yok gönül bil ki şu fânîde elem başkası yok

Exit mobile version