Şair Ali özdoğan
SEVDAZEDEYİM
Gök göz yaşıdır hüznüme ağlar gibi yağmur
Sevdâ zedeyim ah ciğerim dağlar gibi yağmur
Bilmez ki gönül közlenemez aşka ne çâre
Seylâba döner rûhuma çağlar gibi yağmur
GÜCE VURULMAK
Makâm-ı kâm-ı namçün vurulup gitti güce
Zevzek dilinde kâmil, kâmil gözünde cüce
AŞK ATEŞİ
Ah yaktı benim sînemi aşk âteşi sönsün
Dönsün bi vefâdan şu gönül kendine dönsün
Seylâbe-i sevdâ nicedir hûn edivermiş
Aldandı sevip nar yetişir gün yüzü görsün
EY DİLÂRÂ
Bî vefâsın ey dilârâ nerde aşkın nerde sen
Gelmiyorsun bî haber kıldın dönülmez yerde sen
Ye’si sevdadan yorulmaz göynü koydun derde sen
Gelmiyorsun bî haber kıldın dönülmez yerde sen
SEVGİ
Sevgi denen şey meğer bir ilahi sanatmış
Ne çâre sevgililer gör ki rûhu kanatmış
Aşkı nimet bil gönül sevmeyen neyi tatmış
Ne çâre sevgililer lezzete elem katmış
DENİZ
Yalnız mı deniz çırpınıyor sanki bu akşam
Mehtabı ümîd eyledi bir an ki bu akşam
Ay saklı sönük gam dolu hicran ki bu akşam
Mehtabı ümîd eyledi bir an ki bu akşam
EY GÜL
Sunsan kurumuş yaprağının hatırasından
Ey gül ne olur bülbülü anlat yarasından
Bildim ki o aşk ah diyemem baht karasından
Ey gül ne olur bülbülü anlat yarasından
HABERİN YOKTUR
Be hey zalim münafık be hey âmâ-yı nâdân
Herhal yoktur haberin Hakk’tan gelen sadâdan
Velev âmir olasın velev halk içre gedâ
Eyledün dini fedâ selam var musalladan
DÜNYA MALI
Bir türlü geçilmeyen dünya malı hoşsa da
Geride kalan nedir gönül dili hoş sadâ
Ah buz güneşe maruz uzun görünen hayat
Ya hikmet ne biliriz oyalanırız ya da..
GEL
Nâtüvânım iftirâkından gönül hûn oldu gel
Ah hezâr ağlar o güller der günâgün soldu gel
Geçti ömrüm bil ki kalbim bir seninle doldu gel
Ah hezâr ağlar o güller der günâgün soldu gel
GÖNLÜM
Nice rüzgarlara dûçar kurumuş yaprağa dönmüş
Ne sürüklendi şu gönlüm kararıp şûlesi sönmüş
Hani sevdâ hani aşklar unutulmuş günü dünmüş
Ne sürüklendi şu gönlüm kararıp şûlesi sönmüş
BIRAKIŞLAR
Batmış mı güneş akşamı söyler o bakışlar
Ah sevdi gönül tam onu derken bırakışlar
Feryad çağırır âteşi firkat’le yakışlar
Ah sevdi gönül tam onu derken bırakışlar
DUR NAZLI ÖMÜR
Kayboldu şu gençlik ararım can ile başla
Dur nazlı ömür dur bu ne hız dur ya yavaşla
Ah bitmeyecek sandı gönül gör gözü yaşla
Dur nazlı ömür dur bu ne hız dur ya yavaşla
DEĞMEZ
Değmez ki inan rûhuna açtın yara değmez
İnsan olacak fahri içün boynunu eğmez
Kandırma yeter kendini hem lâyığı başka
Nefretle bakan gözleri gör düştüğün aşka
Ah nâm ü makam bir eziğin meskeni olmaz
Git doktora ey şöhret ile yâresi solmaz
SEN
Gonca gülün yaprağının rengi sen
Kısmetisin sen şu gönül dengi sen
Nağme-i saz besteme âhengi sen
Kısmetisin sen şu gönül dengi sen
BU AKŞAM
Mâzîdeki günler yine rûhumda bu akşam
Bir sisli hazan kalb-i derûnumda bu akşam
Mehtap ve deniz sanma umûrumda bu akşam
Bir sisli hazan kalb-i derûnumda bu akşam
GÖNÜL
Bil a gönül ah ne olur âkibet
Fâni nedür bâki nedür tâkibet
Hakka inanmakta asıl mârifet
Uygulayup sonra da koş tarif et
FİRAK
Ah gizli firâk aşığa bâr rûha ezâdır
Yetmez gibi cânâ bana cevrin ne cezâdır
Sev sevmeli elbette gönül câna sezâdır
Yetmez gibi cânâ bana cevrin ne cezadır
YAZMIŞSA KERİM
Çırpınma gönül bil ki nasibin seni bekler
Yazmış’sa Kerim sanma hebâ oldu emekler
Ah sanki kaderdir o sevip istememekler
Yazmış’sa Kerim sanma hebâ oldu emekler
GÖNÜL
Yâd ederek ağlıyor mâziyi şaşkın gönül
Gözleri seller misâl sel gibi taşkın gönül
Neyleyeyim dert çeker dertleri aşkın gönül
Gözleri seller misâl sel gibi taşkın gönül
FİRAKI VUSLATA BANDIM
Sularda aksini gösterdi mâh-ı lâl-i hayâl
Firâkı vuslata bandım nehâra döndü leyal
Erişti derdime derman serâbı âb ederim
Rüyâya aşk mı derim ben ki şevk olur kederim
BİR HATIRASIN
Bir hatırasın kûşe-i dîl yâdına düşmüş
Duy bülbül-i şeydâ gibi feryâdına düşmüş
Ah yârelidir gamze-i sayyâdına düşmüş
Duy bülbül-i şeydâ gibi feryâdına düşmüş
KANIYOR
Kanıyor rûhuma firkatle açılmış o yara
Nicedir yâd ederim ben düşerek âh ü zara
Bilirim ah bilirim her sevenin bahtı kara
Nicedir yâd ederim ben düşerek âh ü zara
HASRETLE YANARKEN
Hasretle yanarken şu benim kalbime âb ol
Vallahi görüp sevdi gelip rûha hitâb ol
Sevmezse gönül söyleme sus gitme serâb ol
Vallahi görüp sevdi gelip rûha hitâb ol
AŞK DİYE
Sevdâzedeyim yaktı harâb eyledi derdin
Cânâ nideyim aşk diye sen cevrini verdin
Aldandı gönül ah nicedir sen mi severdin
Cânâ nideyim aşk diye sen cevrini verdin
KIRIK KALP
Sakla cânâ bir sitem söz sakla benden bergüzar
Aşkının tek hâtırâsıymış kırık kalp âh ü zar
Sevdi göynüm sevdi ammâ hâr-ı gülden bin bizar
Aşkının tek hâtırâsıymış kırık kalp âh ü zar
EY VEFASIZ
Tez geçer cânâ bahârın sonbahârın geldi say
Say ki ki bir lahza şu demler söndü say mehtapla ay
Bilmedin hiç ey vefâsız ölmek hasretten kolay
Say ki ki bir lahza şu demler söndü say mehtapla ay
GÜNLER GİBİSİN
Günler gibisin sen de geçer sen de gidersin
Fânî ki sınanmak yeri aşk olsa ne cânâ
Aczin ile bak kudreti bul yoksa hedersin
Şemsten ya simâ parlamayıp solsa ne cânâ
İNLER ŞU GÖNÜL
İnler şu gönül aşk diye sevdâ diye inler
Bekler inanıp aşkına etmez mi yeminler
Zannetme sakın uslanacak aklı mı dinler
Bekler inanıp aşkına etmez mi yeminler
İMTİHANMIŞ
Uzunmuş hikâyem biter sanmışım
Ömür bir değil var ölümden öte
Meğer imtihanmış ne aldanmışım
Ebed yurdu bekler değen hasrete
YARAM VAR
Bahar geldi göynümde dinmez sızı
Görün yâr elinden yaram var benim
Adım oldu şol gurbetin bahtsızı
Kanar sîne rûhumda bin har benim
KAÇ YIL GEÇECEK
Kaç yıl geçecek böyle a cânâ yanacak dîl
Bir tek seni sevmiş seni her dem anacak dîl
Sorsam da yalan söylese gözler kanacak dîl
Bir tek seni sevmiş seni her dem anacak dîl
MEHTAP SENİ KISKANDI
Saydım da o hoş akşamı aşktan yana cânâ
Mehtap seni kıskandı görüp gonca-i rânâ
Neşeyle duyursam bu güzel ânı cihâna
Mehtap seni kıskandı görüp gonca-i rânâ
GÖNLÜ ŞEYDA
Gönlü şeydâ gel unut sen çektiğin dert gam yeter
Yok o sevdâ-i rüveydâ yok serâbın olmasın
Nâr-ı firkat var yakar hem hâl-i mecnundan beter
Sevme n’olur sevme artık aşk harabın olmasın
Hikmetle giden ten ü beden gör ne bedîdür
Şenlen a gönül Hû diyerek ruh ebedîdür
SAÇTAKİ AKLAR
Yıllar bana küsmüş mü nedir saçta bu aklar
Bin derde giriftar ederek aşkı yasaklar
Rûhumda hüzün belli ebed dârını saklar
Bin derde giriftar ederek aşkı yasaklar
CANA
Yine derdinle oturdum yine akşamda sesin
Açamam kimseye hâlim soramam kimse desin
Seni sevdim seni cânâ nefesimdir nefesin
Açamam kimseye hâlim soramam kimse desin
BÎVEFA
Geçiyor neşvesi ömrün bilemem nerde safâ
Nicedir cânıma kast eyledi nazdar bi vefâ
Diyemem hiç o sitemkâre niçün bunca cefâ
Nicedir cânıma kast etti o nazdar bi vefâ
GENÇLİĞİM
Şimdi geçtim kûy-i yardan orda kalmış gençliğim
Aşka düşmüş yârelenmiş zorda kalmış gençliğim
Firkatin nârında yanmış korda kalmış gençliğim
Aşka düşmüş yârelenmiş zorda kalmış gençliğim
KIŞA DÖNDÜ SAÇLARIM
Sevemez ki ah şu gönlüm ne desem o şîvekâre
Kışa döndü saçlarım ben yanarım geçen bahâre
Bilirim ki derdi aşktır dönülür mü yok mu çâre
Kışa döndü saçlarım ben yanarım geçen bahâre