ŞAİR ALİ ÖZDOĞAN
KOR OLDU GÖNÜL
Nîmet bilirim aşkını bin derd ile yansam
Kor oldu gönül âteşi hicrânla dayansam
Sevdim diye bir kerre duyup ben de inansam
Kor oldu gönül âteşi hicrâna dayansam
CEVRETME GÜZEL
Aşkıyla hezâr gonca gül’ün vechine gülsün
Ey gonca misal rûhuma sen aynı o gülsün
Cevretme güzel bende inan mâh-ı gönülsün
Ey gonca misal rûhuma sen aynı o gülsün
KALB-İ PERÎŞAN
Fânîye nazar kılmayacak kalb-i perîşan
Zikreyleyecek öyle demiş server-i zîşan
Gül mevsimi geçmez bana der gülleri anlat
Yıldızları tesbih tutacak dilleri anlat
Der hayrına bak şerri bırak çekme cefasın
Hem fâni seven kendine der sen bi vefâsın
Gül mevsimi geçmez bana der gülleri anlat
Yıldızları tespih tutacak dilleri anlat
Etmiş de hebâ bunca zaman gıl ile gışla
Artık dönecek tövbe deyip Rabbe bağışla
Gül mevsimi geçmez bana der gülleri anlat
Yıldızları tespih tutacak dilleri anlat
EY DİLARA
Ey dilârâ cevre düşkün hem sitemkârsın bana
Bin cevir etsen kırılmam çünki sen yarsın bana
Küsme cânâ küsme n’olur sanki ağyarsın bana
Bin cevir etsen kırılmam çünki sen yarsın bana
CÂNÂ
Cevreyleme cânâ ne olur sînemi yakma
Ah sevdi gönül hâlimi gör el gibi bakma
Aşkınla coşan kalbimi ağyare bırakma
Ah sevdi gönül hâlimi gör el gibi bakma
N’OLDU CÂNÂ
Vuslatın bekler şu gönlüm iftirâkından beri
N’oldu cânâ dönmüyorsun dönmüyorsun sen geri
Gel hayâlin sardı gitmez baktığım her her yeri
N’oldu cânâ dönmüyorsun dönmüyorsun sen geri
EY ŞANLI NEBİ
Etvârına ahlâkına bin türlü özendim
Rûhum ile sevdim seni aşkınla bezendim
Bildim şu gönül sırrını ben sende efendim
Ey şanlı nebî aşk ile aşkınla bezendim
GÖNÜL
Kalbim kırıp inciten aşktan ne bilsin gönül
Dîdemde yaşlar neden sormaz mı silsin gönül
Hâlâ acır yâreler geçmez ki gülsün gönül
Dîdemde yaşlar neden sormaz mı silsin gönül
GÖNÜL
Gam çekme gönül ne olur derdi devâ bil
Sevdâzedeyim deme gel aşkı nevâ bil
Yazmış yaradan kaderimdir de revâ bil
Sevdâzedeyim deme gel aşkı nevâ bil
CÂNÂ
Cânâ ne olur beni derd içre bırakma
Bî çâre gönüldeki aşkın ile yakma
Senden bilirim yetişir âhıma imdâd
Bak kalbime kendini gör el gibi bakma
EY NAZLI ÇİÇEK
Şenlendi gönül yine mehtab ile sensin
Rûyinle deniz ve sular nurla bezensin
Ey nazlı çiçek bana sen gonca dehensin
Rûyinle deniz ve sular nurla bezensin
HAK VERDİ
Aldanmadı kahrolmadı hiç sevdi nihayet
Hak verdi gönül aşka düşen olmalı gayet
Sen kalbine dön dinle ne der etme şikâyet
Hak verdi gönül aşka düşen olmalı gayet
CÂNÂ
Hasretle geçen yıllara sor sor beni cânâ
Firkat mi yakar eyledi kor kor beni cânâ
Gel halime bak gör ne olur gör beni cânâ
Firkat mi yakar eyledi kor kor beni cânâ
VEREN KİM?
Vuslat gelecek yanma gönül aşk ebedîdir
Sevdâyı veren kim onu bul ah ne bedîdir
Hû hû diye dön rûha gelen hoş amedîdir
Sevdâyı veren kim onu bul ah ne bedîdir
EY DİLÂRA
Her nigâhından kalan bin bergüzârım var benim
Saklarım güller misâl say bin hezârım var benim
Ey dilâra nur cemâlim görme aşkım hor benim
Derdimin dermânı sensin intizarım zor benim
DİYEMEM
Sayarım senle geçen günleri aşktan yana ben
Seni sevdim seni cânâ diyemem ah sana ben
Nicedir derd-i firaktan dönerim büryana ben
Seni sevdim seni cânâ diyemem ah sana ben
EYLEME
Sonbaharımdır gelen cânâ gönül hûn eyleme
Ah giriftar eyledin aşkınla mecnun eyleme
Bî nevâyım gel de ümmîdimle mahzun eyleme
Ah giriftar eyledin aşkınla mecnun eyleme
BİLMECEDİR
Seni sevdim gönüldesin nicedir
Göremezsem şu gündüzüm gecedir
Dili bilmem ki sevdiğim necedir
Çözemem aşkı sanki bilmecedir
HATIRALAR
Unutur sandı gönül ah ne kanar hatıralar
Sarıyor ruhumu birden yaralar hatıralar
Susamaz derdine kalbim yine bağlar karalar
Sarıyor ruhumu birden yaralar hatıralar
GÖZ FERİNİ
Tutamaz kimseye vermem ki gönülden yerini
Firkatin ye’se düşürmüş nicedir göz ferini
Açamam kalbimi cânâ dökemem dertlerini
Firkatin ye’se düşürmüş nicedir göz ferini
EY HÜSN-İ CEMAL
Ey hüsn-i cemal sanki bilinmez gibi sevdâ
Dîl oldu yazık naz ü tegâfül ile şeydâ
Ağyârı bırak hâlime bak rûh-i rüveydâ
Dîl oldu yazık naz ü tegafül ile şeydâ
KENDİME GEÇMEZ SÖZÜM
Öyle bir dalmışız ki fânînin hevâsına
Kimi altmışta bebek kimi seksende sabî
Cennet hevesi fedâ şu den’î nevâsına
Kendime geçmez sözüm kime sorsam asabî
ZANNEYLEME
Ne derdin var ey hâsid feryad misal o ahla
Dinlersen söyleyeyim çâresini ferahla
Bil önce seni yakan fâniye tamahındır
Kıskandığın kullarda ne varsa Allah’ındır
Güneşten âyinede yansıyan bütün o nur
Kırılacak cam der mi bendendir bende onur
Ah çevir gözlerini kırık camdan güneşe
Cümle var vereni bul evlâd ü dosta eşe
Evvel kendime derim Ali olmadın âlî
Gayr kusurunu saymak zanneyleme teâlî
ÇOK MU GÖRÜRSÜN
Derdinle gönül bin sızıdan etti de âhı
Ah çok mu görürsün ona bir kerre nigâhı
Vazgeçmeyecek hep sevecek sen gibi mâhı
Ah çok mu görürsün ona bir kerre nigâhı
SEVME ARTIK
Ah kırılmış sanki ümmîdin o gözler hâreli
Sevme artık sevme cânâ gör sevenler yâreli
Ehl-i dîldir amma âşık bak ciğer-suz pâreli
Sevme artık sevme cânâ gör sevenler yâreli
SEVERİM AMMA
Yine göğsümde o hâr gonca-i rânâ ne duyar
Severim amma bilinmez nicedir firkat-i yar
Beni derdnâk edenin zulmüne can çâre arar
Severim amma bilinmez nicedir firkat-i yar
KIRDIN ÜMİDİM
Dîl harâb olmuş mecâlim kalmamışken dâhi sen
Derde dûçar eyledin cânâ nedir hâlim benim
Ah giriftar oldu ammâ gâh sitemler gâhi sen
Cevridüp kırdın ümidim söndü âmâlim benim
AŞKI BİLDİM
Kalmadım hasrette cânâ aşkı bildim ben nedir
Ânı buldum ânı artık kalb ü rûhum bendedir
Dîl içün dildârı bulmak zannederdim tendedir
Ânı buldum âna artık kalb ü rûhum bendedir
NİMET-İ HAK
Dîdarına hasret de yazar mâha sorulmaz
Elbet şu gönül aşkına düşmekle yorulmaz
Cevreyleyecek nâz ü tegâfül bana gül hey
Sevdâ denilen nîmet-i Hakk ah ne güzel şey
DİL YARELENİR
Dîl yârelenir sanma geçer bûy-i vefâdan
Bin derdi çeker neş’e bulur cevr ü cefadan
Sevdâya düşer hüznü solur zevk ü safâdan
Bin derdi çeker neş’e bulur cevr ü cefadan
SEN
Derler ki tükenmez şu ömür rûh ile sevsen
Ah ölmeyecek aşkını gel rûh ile sev sen
Gör lâne-i kalbin ne içün bil de velev sen
Ah ölmeyecek aşkını bul rûh ile sev sen
BEN
Çağırıp hâtıralardan yaşarım mâziyi ben
Yine derdnâk olurum ah aşarım maziyi ben
Kimi gün neş’e bulur şaşarım halime de
Yine derdimle coşar ah aşarım mâziyi ben
HİKMETİ İÇ
Saramaz yâreni leylâ bilemez hâlini hiç
Ne o derman ne süheylâ ne de vuslat sana yar
Gel o firkat ateşinden görünen hikmeti iç
Ki odur bâb-ı hakikat onu bul gayrısı bâr
RABBİNE DÖN
Binler kere bak haykırıyor nâme-i vahdet
Rûhum bu ne naz aç gözü aç eyle temâşa
Bozdun ne yazık ahdini sen bir daha ahd et
Gel Rabb’ine dön zikre katıl tövbe de hâşâ
YARESİ VAR
Kanatır hâr hezârın küçücük kalbini sar
Onu şefkat ile yâd et seviyor yâresi var
Nicedir inlese durmaz yine gelmiş bu bahar
Onu şefkat ile yâd et seviyor yâresi var
EY NAZLI ÇİÇEK
Sunsan bana dünyâyı da almam o da zûldür
Yar gelse yeter der yüreğim gel onu güldür
Ey nazlı çiçek geçmeyecek sanki bu hasret
Vuslat ile şâd eylediğin hasta gönüldür
Bir nazlı çicek bir de hezâr bakma şu aşka
Gül başka o dildâre misal goncası başka
Bekler seni bekler şu garip lâne-i kalbim
Sar yârelidir sar da varıp hâne- i kalbim
AH…
Ah eylediğim inlediğim günleri say sen
Ah sen ki güzel sanki o mehtapdaki ay sen
Ver kalbini ver sen ne olur n’oldu şu hâlim
Gör sen beni görsen ne olur hâl-i melâlim
AH SIRRI NEDİR?
Meyl eyledi bir zâlime dîl kaçmadı aşktan
Gel gör ki felek kısmeti hiç açmadı aşktan
Ah sırrı nedir kurtaracak sanki firaktan
Bilmem ki felek kısmeti hiç açmadı aşktan