Rubai Mısralarında Hikmet Damlaları (83)

ŞAİR ALİ ÖZDOĞAN

KOR OLDU GÖNÜL

Nîmet bilirim aşkını bin derd ile yansam

Kor oldu gönül âteşi hicrânla dayansam

Sevdim diye bir kerre duyup ben de inansam

Kor oldu gönül âteşi hicrâna dayansam

CEVRETME GÜZEL

Aşkıyla hezâr gonca gül’ün vechine gülsün

Ey gonca misal rûhuma sen aynı o gülsün

Cevretme güzel bende inan mâh-ı gönülsün

Ey gonca misal rûhuma sen aynı o gülsün

KALB-İ PERÎŞAN

Fânîye nazar kılmayacak kalb-i perîşan

Zikreyleyecek öyle demiş server-i zîşan

Gül mevsimi geçmez bana der gülleri anlat

Yıldızları tesbih tutacak dilleri anlat

Der hayrına bak şerri bırak çekme cefasın

Hem fâni seven kendine der sen bi vefâsın

Gül mevsimi geçmez bana der gülleri anlat

Yıldızları tespih tutacak dilleri anlat

Etmiş de hebâ bunca zaman gıl ile gışla

Artık dönecek tövbe deyip Rabbe bağışla

Gül mevsimi geçmez bana der gülleri anlat

Yıldızları tespih tutacak dilleri anlat

EY DİLARA

Ey dilârâ cevre düşkün hem sitemkârsın bana

Bin cevir etsen kırılmam çünki sen yarsın bana

Küsme cânâ küsme n’olur sanki ağyarsın bana

Bin cevir etsen kırılmam çünki sen yarsın bana

CÂNÂ

Cevreyleme cânâ ne olur sînemi yakma

Ah sevdi gönül hâlimi gör el gibi bakma

Aşkınla coşan kalbimi ağyare bırakma

Ah sevdi gönül hâlimi gör el gibi bakma

N’OLDU CÂNÂ

Vuslatın bekler şu gönlüm iftirâkından beri

N’oldu cânâ dönmüyorsun dönmüyorsun sen geri

Gel hayâlin sardı gitmez baktığım her her yeri

N’oldu cânâ dönmüyorsun dönmüyorsun sen geri

EY ŞANLI NEBİ

Etvârına ahlâkına bin türlü özendim

Rûhum ile sevdim seni aşkınla bezendim

Bildim şu gönül sırrını ben sende efendim

Ey şanlı nebî aşk ile aşkınla bezendim

GÖNÜL

Kalbim kırıp inciten aşktan ne bilsin gönül

Dîdemde yaşlar neden sormaz mı silsin gönül

Hâlâ acır yâreler geçmez ki gülsün gönül

Dîdemde yaşlar neden sormaz mı silsin gönül

GÖNÜL

Gam çekme gönül ne olur derdi devâ bil

Sevdâzedeyim deme gel aşkı nevâ bil

Yazmış yaradan kaderimdir de revâ bil

Sevdâzedeyim deme gel aşkı nevâ bil

CÂNÂ

Cânâ ne olur beni derd içre bırakma

Bî çâre gönüldeki aşkın ile yakma

Senden bilirim yetişir âhıma imdâd

Bak kalbime kendini gör el gibi bakma

EY NAZLI ÇİÇEK

Şenlendi gönül yine mehtab ile sensin

Rûyinle deniz ve sular nurla bezensin

Ey nazlı çiçek bana sen gonca dehensin

Rûyinle deniz ve sular nurla bezensin

HAK VERDİ

Aldanmadı kahrolmadı hiç sevdi nihayet

Hak verdi gönül aşka düşen olmalı gayet

Sen kalbine dön dinle ne der etme şikâyet

Hak verdi gönül aşka düşen olmalı gayet

CÂNÂ

Hasretle geçen yıllara sor sor beni cânâ

Firkat mi yakar eyledi kor kor beni cânâ

Gel halime bak gör ne olur gör beni cânâ

Firkat mi yakar eyledi kor kor beni cânâ

VEREN KİM?

Vuslat gelecek yanma gönül aşk ebedîdir

Sevdâyı veren kim onu bul ah ne bedîdir

Hû hû diye dön rûha gelen hoş amedîdir

Sevdâyı veren kim onu bul ah ne bedîdir

EY DİLÂRA

Her nigâhından kalan bin bergüzârım var benim

Saklarım güller misâl say bin hezârım var benim

Ey dilâra nur cemâlim görme aşkım hor benim

Derdimin dermânı sensin intizarım zor benim

DİYEMEM

Sayarım senle geçen günleri aşktan yana ben

Seni sevdim seni cânâ diyemem ah sana ben

Nicedir derd-i firaktan dönerim büryana ben

Seni sevdim seni cânâ diyemem ah sana ben

EYLEME

Sonbaharımdır gelen cânâ gönül hûn eyleme

Ah giriftar eyledin aşkınla mecnun eyleme

Bî nevâyım gel de ümmîdimle mahzun eyleme

Ah giriftar eyledin aşkınla mecnun eyleme

BİLMECEDİR

Seni sevdim gönüldesin nicedir

Göremezsem şu gündüzüm gecedir

Dili bilmem ki sevdiğim necedir

Çözemem aşkı sanki bilmecedir

HATIRALAR

Unutur sandı gönül ah ne kanar hatıralar

Sarıyor ruhumu birden yaralar hatıralar

Susamaz derdine kalbim yine bağlar karalar

Sarıyor ruhumu birden yaralar hatıralar

GÖZ FERİNİ

Tutamaz kimseye vermem ki gönülden yerini

Firkatin ye’se düşürmüş nicedir göz ferini

Açamam kalbimi cânâ dökemem dertlerini

Firkatin ye’se düşürmüş nicedir göz ferini

EY HÜSN-İ CEMAL

Ey hüsn-i cemal sanki bilinmez gibi sevdâ

Dîl oldu yazık naz ü tegâfül ile şeydâ

Ağyârı bırak hâlime bak rûh-i rüveydâ

Dîl oldu yazık naz ü tegafül ile şeydâ

KENDİME GEÇMEZ SÖZÜM

Öyle bir dalmışız ki fânînin hevâsına

Kimi altmışta bebek kimi seksende sabî

Cennet hevesi fedâ şu den’î nevâsına

Kendime geçmez sözüm kime sorsam asabî

ZANNEYLEME

Ne derdin var ey hâsid feryad misal o ahla

Dinlersen söyleyeyim çâresini ferahla

Bil önce seni yakan fâniye tamahındır

Kıskandığın kullarda ne varsa Allah’ındır

Güneşten âyinede yansıyan bütün o nur

Kırılacak cam der mi bendendir bende onur

Ah çevir gözlerini kırık camdan güneşe

Cümle var vereni bul evlâd ü dosta eşe

Evvel kendime derim Ali olmadın âlî

Gayr kusurunu saymak zanneyleme teâlî

ÇOK MU GÖRÜRSÜN

Derdinle gönül bin sızıdan etti de âhı

Ah çok mu görürsün ona bir kerre nigâhı

Vazgeçmeyecek hep sevecek sen gibi mâhı

Ah çok mu görürsün ona bir kerre nigâhı

SEVME ARTIK

Ah kırılmış sanki ümmîdin o gözler hâreli

Sevme artık sevme cânâ gör sevenler yâreli

Ehl-i dîldir amma âşık bak ciğer-suz pâreli

Sevme artık sevme cânâ gör sevenler yâreli

SEVERİM AMMA

Yine göğsümde o hâr gonca-i rânâ ne duyar

Severim amma bilinmez nicedir firkat-i yar

Beni derdnâk edenin zulmüne can çâre arar

Severim amma bilinmez nicedir firkat-i yar

KIRDIN ÜMİDİM

Dîl harâb olmuş mecâlim kalmamışken dâhi sen

Derde dûçar eyledin cânâ nedir hâlim benim

Ah giriftar oldu ammâ gâh sitemler gâhi sen

Cevridüp kırdın ümidim söndü âmâlim benim

AŞKI BİLDİM

Kalmadım hasrette cânâ aşkı bildim ben nedir

Ânı buldum ânı artık kalb ü rûhum bendedir

Dîl içün dildârı bulmak zannederdim tendedir

Ânı buldum âna artık kalb ü rûhum bendedir

NİMET-İ HAK

Dîdarına hasret de yazar mâha sorulmaz

Elbet şu gönül aşkına düşmekle yorulmaz

Cevreyleyecek nâz ü tegâfül bana gül hey

Sevdâ denilen nîmet-i Hakk ah ne güzel şey

DİL YARELENİR

Dîl yârelenir sanma geçer bûy-i vefâdan

Bin derdi çeker neş’e bulur cevr ü cefadan

Sevdâya düşer hüznü solur zevk ü safâdan

Bin derdi çeker neş’e bulur cevr ü cefadan

SEN

Derler ki tükenmez şu ömür rûh ile sevsen

Ah ölmeyecek aşkını gel rûh ile sev sen

Gör lâne-i kalbin ne içün bil de velev sen

Ah ölmeyecek aşkını bul rûh ile sev sen

BEN

Çağırıp hâtıralardan yaşarım mâziyi ben

Yine derdnâk olurum ah aşarım maziyi ben

Kimi gün neş’e bulur şaşarım halime de

Yine derdimle coşar ah aşarım mâziyi ben

HİKMETİ İÇ

Saramaz yâreni leylâ bilemez hâlini hiç

Ne o derman ne süheylâ ne de vuslat sana yar

Gel o firkat ateşinden görünen hikmeti iç

Ki odur bâb-ı hakikat onu bul gayrısı bâr

RABBİNE DÖN

Binler kere bak haykırıyor nâme-i vahdet

Rûhum bu ne naz aç gözü aç eyle temâşa

Bozdun ne yazık ahdini sen bir daha ahd et

Gel Rabb’ine dön zikre katıl tövbe de hâşâ

YARESİ VAR

Kanatır hâr hezârın küçücük kalbini sar

Onu şefkat ile yâd et seviyor yâresi var

Nicedir inlese durmaz yine gelmiş bu bahar

Onu şefkat ile yâd et seviyor yâresi var

EY NAZLI ÇİÇEK

Sunsan bana dünyâyı da almam o da zûldür

Yar gelse yeter der yüreğim gel onu güldür

Ey nazlı çiçek geçmeyecek sanki bu hasret

Vuslat ile şâd eylediğin hasta gönüldür

Bir nazlı çicek bir de hezâr bakma şu aşka

Gül başka o dildâre misal goncası başka

Bekler seni bekler şu garip lâne-i kalbim

Sar yârelidir sar da varıp hâne- i kalbim

AH…

Ah eylediğim inlediğim günleri say sen

Ah sen ki güzel sanki o mehtapdaki ay sen

Ver kalbini ver sen ne olur n’oldu şu hâlim

Gör sen beni görsen ne olur hâl-i melâlim

AH SIRRI NEDİR?

Meyl eyledi bir zâlime dîl kaçmadı aşktan

Gel gör ki felek kısmeti hiç açmadı aşktan

Ah sırrı nedir kurtaracak sanki firaktan

Bilmem ki felek kısmeti hiç açmadı aşktan