SAPIKLIKLARA KARŞI DİYANET’TEN ÖNEMLİ HUTBE

BU HUTBE, 5 TEMMUZ 2019 CUMA GÜNÜ TÜRKİYE’DEKİ TÜM CAMİLERDE OKUNACAK.

“Ey insanlar! Şüphesiz sizi bir erkek ile bir kadından yarattık, tanışasınız diye sizi kavim ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız O’na itaatsizlikten en fazla sakınanınızdır. Allah her şeyi hakkıyla bilmektedir, her şeyden haberdardır.” (Hucurât, 49/13)

يَٓا
اَيُّهَا النَّاسُ اِنَّا خَلَقْنَاكُمْ مِنْ ذَكَرٍ وَاُنْثٰى
وَجَعَلْنَاكُمْ شُعُوباً وَقَـبَٓائِلَ لِتَعَارَفُواۜ اِنَّ اَكْرَمَكُمْ
عِنْدَ اللّٰهِ اَتْقٰيكُمْۜ اِنَّ اللّٰهَ عَل۪يمٌ خَب۪يرٌ.

وَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ

فَإِنَّ
دِمَاءَكُمْ وَأَمْوَالَكُمْ وَأَعْرَاضَكُمْ بَيْنَكُمْ حَرَامٌ
كَحُرْمَةِ يَوْمِكُمْ هَذَا، فِى شَهْرِكُمْ هَذَا، فِى بَلَدِكُمْ هَذَ.

Muhterem Müslümanlar!

Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:
“Ey insanlar! Şüphesiz sizi bir erkek ile bir kadından yarattık,
tanışasınız diye sizi kavim ve kabilelere ayırdık. Allah katında en
değerli olanınız O’na itaatsizlikten en fazla sakınanınızdır. Allah her
şeyi hakkıyla bilmektedir, her şeyden haberdardır.”
[1]

Okuduğum hadis-i şerifte ise Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Ey
insanlar! Bu Zilhicce ayınızda, bu Mekke şehrinizde, bu Kurban Bayramı
gününüz nasıl mukaddes ise kanlarınız, mallarınız ve ırzlarınız da aynı
şekilde mukaddestir.”
[2]

Aziz Müminler!

İnsan, Yüce Allah’ın takdir ettiği
zamanda, O’nun nasip ettiği anne babadan ve yine O’nun tayin ettiği
cinsiyet ile dünyaya gelir. İnsanın kadın ve erkek olmak üzere farklı
cinsiyetlerde yaratılması, Allah’ın varlığının ve kudretinin
belgelerinden biridir. Zira Hz. Âdem ve Hz. Havva’dan beri kadın ve
erkeği farklı yetenek ve üstünlüklerle donatan, onları birbirine eş
kılan ve nesillerini çoğaltan Cenâb-ı Hak’tır.

İnsanın kadın ve erkek olarak
yaratılması Rabbimizin takdiri ve sünnetullahın bir gereği olup
bünyesinde nice hikmetler barındırır. Kul olarak bize düşen, bu takdire
hürmet etmek; her iki cinsiyete de saygı göstermek, aralarında adaleti
ve merhameti tesis etmektir.

Kıymetli Müslümanlar!

Rabbimiz bizden yaratılış hikmetimize,
insan olmanın haysiyet ve şerefine uygun bir hayat sürmemizi ister.
Evlenerek bir yuva kurmamızı, imanlı ve sağlıklı nesiller yetiştirmemizi
emreder. Neslimizi muhafaza etmek ve geleceğimize sahip çıkmak, mümin
bir kul olarak hepimizin vazifesidir. Nesil güvenliği, en az can ve mal
güvenliğimiz kadar değerlidir ve dokunulmazdır. İffet ve haysiyetimiz,
helal dairesinde yaşama gayretimiz mukaddestir.

Değerli Müminler!

Hem kadının hem de erkeğin iffetini,
saygınlığını ve haklarını korumaya yardım eden en değerli kurum ailedir.
Aile hayatı, aramızda güven ve huzur bağları örer. Aileyi yok sayan ve
aile yapısını bozan her türlü düşünce ve davranış, aslında toplumsal
bağları hedef almaktadır.

Bir toplumun geleceğine umutla
bakabilmesi için, öncelikle evlenme çağına gelmiş genç kuşaklar, bir
yuva kurarak meşru birlikteliklere özendirilmelidir. Zira aile, dünden
bugüne insanoğlunun neslini sağlıklı bir biçimde devam ettirebilmesi ve
medenî bir hayat sürdürebilmesi için bahşedilmiş en eski ve en köklü
ocak, en muhkem kaledir.

Aziz Müslümanlar!

Nikâh, Allah’ın emri, Peygamberin
kavliyle yapılan en kutlu sözleşmedir. Nikâh, kadın ve erkek için hem
mutluluk hem de sorumluluk demektir. Evlilik dışı birliktelikler ve
“cinsel özgürlük” adı altında gündemde tutulmaya çalışılan “serbest
yaklaşımlar” ise kadının da erkeğin de saygınlığını ve haklarını
korumaktan uzaktır. Meşru ve muteber bir nikâh olmadan yaşanan
birliktelik, Allah tarafından haram kılınmıştır. Haramla yürünen yoldan
hayır gelmez. Zira haram daima aldatıcıdır, yıkıcıdır; insan için zarar,
toplum için ziyandır.

Kıymetli Müslümanlar!

Irkımızı, rengimizi ve ömrümüzü olduğu
gibi cinsiyetimizi de Yüce Yaratan belirlemiştir. Fıtratın kodlarıyla
oynamak, yaratılıştan gelen özellikleri değiştirmeye çalışmak
sünnetullaha aykırıdır. Cinsiyete müdahale eden ve cinsiyetsizliğe davet
eden çabalar sadece bireyin değil bütün bir neslin felaketini hazırlar.
Cinsiyet seçimini kişisel bir özgürlük alanı gibi göstererek ilahi
iradeyi yok saymak, haddi aşma ve kulluktan sapmadır. Tarih boyunca
bütün inançlar bu tür anlayışları şiddetle reddetmiş ve lanetlemiştir.

Muhterem Müminler!

Milletleri ayakta tutan, dini ve ahlaki
değerleridir. Bu değerler örselendiğinde toplumda çözülmeler başlar,
geleceğimiz tehlikeye girer. Rabbimiz tarihte birçok kavmin vahye
kulaklarını kapatmaları, ahlaki bozulmaları ve sapkınlıkları yüzünden
helak olduğunu bizlere haber vermektedir. Kur’an-ı Kerim’de tertemiz
fıtratlarını bozan kavmine Hz. Lût’un haykırışı şöyle anlatılır:
“Lût’u da peygamber gönderdik. Kavmine dedi ki: Sizden önce insanlardan
hiçbirinin yapmadığı çirkin işi mi yapıyorsunuz? Gerçekten siz,
kadınları bırakıp, şehvetle erkeklere yaklaşıyorsunuz. Doğrusu siz
yoldan çıkmış bir topluluksunuz.”
[3]

Aziz Müminler!

Azgınlıkları ve haddi aşmaları sebebiyle
helak edilen kavimlerden ibret alalım. Fıtratımıza uygun, nezih bir
hayat yaşamaya gayret edelim. İnsanlık şeref ve haysiyetini canımız gibi
aziz bilip koruyalım. Kadının ve erkeğin izzetini zedeleyebilecek
aşırılıklardan ve çirkinliklerden uzak kalalım. Kız ve erkek
çocuklarımıza hak ettikleri değeri ve özeni gösterelim. Sağlıklı bir
nesil yetiştirmenin çocuklarımızı, gençlerimizi sapkın anlayışlara karşı
eğitmek, bilinçlendirmek ve korumaktan geçtiğini, bu noktada hepimize
sorumluluk düştüğünü unutmayalım.


[1] Hucurât, 49/13.

[2] Buhârî, İlim, 9; Müslim, Kasâme, 30.

[3] A’râf, 7/80, 81.