Dünyanın her tarafında çok önemli olmakla beraber bizim ülkemizde “SEÇİM” bir kültürün adıdır. Ülkemizi korumanın, ülkemizi inşa etmenin, insanımızı mutlu etmenin bir karar günü, bir şans günüdür.
İnsanların; kendilerini ve ülkelerini yönetecek kişileri belirlemeleri ve seçmeleri kadar daha önemli bir hak düşünülebilir mi?
Seçimle siz ülkeniz üzerindeki egemenlik yetkinizi bir başkasına belirli bir süre emanet veriyorsunuz. Emanet verdiğiniz şey sıradan bir meta değil. Ülkenizin, vatanınızın, devletinizin yönetimi…
Emanet veya borç verdiğimiz para, mal, eşya için düşünür – taşınır günlerce hesap yaparız…
Seçimlerde emanet verdiğimiz şey sıradan bir meta değil… Konu; vatan, ülke ve devlet yönetimi olunca bir kez değil belki bin kez ciddi düşünmek, ciddi davranmak, ciddi adımlar atmak zorundayız.
Bin yıldır İslam’ın bayraktarlığını yapmış Türk Milleti’nin dünya üzerinde başka yurdu, başka vatanı, başka devleti yoktur… Sadece bizim için de değil, dünyadaki masum ve mazlumların da art niyetsiz yardımlarına koşacak dünya coğrafyasında Türkiye Cumhuriyeti’nden başka bir ülke de yoktur.
Biz, diğer milletlere benzemeyiz. Onurlu bir milletiz. Başka ellerde, başka yurtlarda misafir de olsa kalamayız. Başkalarının tutsağı olamayız. Biz ancak yurdumuzda, bu mübarek vatanda rahat yaşar, rahat uyuruz…
Bu bakımdan vatan, ülke, yurt, devlet, bayrak, bağımsızlık… bizim için çok önemlidir.
Allah’ın bize bahşettiği bu güzel dünya coğrafyasında vatanımıza sahip çıkmanın önemli yollarından biri de bu ülkenin emin ellerde yönetilmesidir. Bu ülkenin doğru yönetilmesidir.
Bu yönetim mekanizması için de vatandaşlar olarak bize önemli bir fırsat verilmiş. SEÇİM…
Ülkemizde seçim kültürü ve seçim olgusu bu bakımdan çok önemli…
Zaman zaman siyasetin yapısı gereği hoşa gitmeyen davranışlar yaşanabilir. Bu durum siyasetin, politikanın yapısı gereğidir. Dünyanın her yerinde siyaset kültüründe bu sorunlar yaşanır. Özellikle siyasetçilerin birbirlerini çekememesi, çekiştirmesi halleri yaşanabilir. Ama, siyaset ve politika ile, devlet ve ülke yönetimi için yapılan SEÇİMLERİ karıştırmamak gerekir. Siyaset bir tercihtir, ama SEÇİM bir haktır, bir görevdir, bir mecburiyettir…
Evet; siyaset kültürü ile seçim kültürü farklı şeylerdir. Hiçbir vatandaşımız “ben siyasetten hoşlanmıyorum, onun için seçim günü oy vermeye gitmeyeceğim” gibi bir görüş ortaya koyma hakkına sahip değildir.
Seçim; ülke varlığı için vatandaşlara sunulan çok önemli bir haktır. Bu hak mutlaka kullanılmalıdır.
Ülkemizin istikrarı öncelikle seçmenin elindedir. Seçmen şuurlu olduğu sürece, seçmen kullanacağı oyun önemini bildiği sürece ülkemizde hep istikrar olmuştur. Ama, seçmenlerimiz ülkemizin ve dünyanın kaderini ilgilendiren oy pusulasına basit bir kağıdın sandığa atılması olarak bakarlarsa o zaman işte felaketler başlamış demektir.
24 Haziran 2018 Seçimleri de çok önemli seçimlerdir.
Öncelikle Türk seçmeni 24 Haziran seçimlerinde ilk kez yeni bir yönetim tarzının “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”nin temellerini atacaktır.
Türk seçmeni ilk kez 24 Haziran’da Sayın Cumhurbaşkanına hükümeti kurmak için doğrudan yetki verecektir.
Ülkemizde vatandaşlarımız bugün her zamankinden daha çok şuurludur. SEÇİM’in ülkemiz için ne demek olduğunu her zamankinden daha çok idrak etmektedir. İki binli yıllar öncesinde yaşanan koalisyonların iki binli yıllar sonrasında yaşanmaması bunun en belirgin göstergesidir.
24 Haziran seçimlerinde de bu şuur devam etmelidir. Vatandaşlarımız yine hem Cumhurbaşkanı seçiminde hem de milletvekili seçiminde dünyaya ders veren bir istikrar göstermelidir.
Seçimlerde; “tarafsız olma”, “taraf tutmama” gibi söylemler de seçim kültürünü, ülkeye sahip çıkma kültürünü sekteye uğratacak TUZAK sözlerdir. Bu tuzağa da düşmemek gerekir.
Ülkesinin kaderi için bir seçmen nasıl tarafsız olabilir ki?.. Tam tersine her Türk vatandaşı ülke kaderini belirleyecek seçimlerde taraf olmalıdır. Tarafını açık açık belirtmelidir.
Vatandaş olarak seçimle bana verilen “seçme hakkımı” kullanırken elbette tarafımı belirteceğim.
Ben, ülkemin menfaatlerini kim en güzel koruyacaksa onun tarafındayım. Ben, bir insan olarak, bir Müslüman olarak kim benim haklarımı savunacaksa onun tarafındayım.
15 Temmuz Hain FETÖ darbe girişimini engellemek için hayatını ortaya koyan, 40 yıllık hain PKK varlığını sona erdirmek için dünya zalimlerini dize getiren Sayın Recep Tayyip Erdoğan benim Cumhurbaşkanı adayımdır. Ben bu şekilde tarafımı açık belirtmek zorundayım. Seçim kültürü artık bu açıklık şeffaflığını da taşımalıdır diyorum.
Sadece Sayın Erdoğan’ın seçilmesi ile de iş bitmiyor, arkasında güvendiği sayıca kuvvetli bir parlamentonun da oluşması için milletvekilliği seçimlerinde de aynı hassasiyetin gösterilmesi gerekiyor.
24 Haziran 2018 seçimlerinin ülkemiz ve dünya için yeniden hayırlı olmasını Yüce Rabbimden niyaz ediyorum.
Güzel günler dileğiyle.