Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Mustafa AKDEMİR

SEÇİMLER VE SEÇİLECEKLER

Yine bir seçimin arifesindeyiz. Öncelikle yapılacak seçimlerin barış ve huzur içerisinde geçmesini ve güzel hizmetler yapacak adayların iş başına gelmelerini temenni ediyorum.

Seçimler olacak ve bizler yaşadığımız bölgelerin yöneticilerini seçicez. Burada hem adaylara hem de seçmenlere duyarlı ve şuurlu davranmak düşüyor.

Şu anda adaylar açıklanıyor ve sonrasında seçimler olacak.

Bu süreç içerisinde özellikle  nüfusun az olduğu ve herkesin birbirini tanıdığı mahalle ve köylerde bazı noktalara dikkat çekmek istiyorum.

Her şeyden önce bu bir hizmet yarışıdır ve kanuni gerekliliklere haiz herkesin aday olma hakkı vardır. Seçimleri değişik menfaatlere ulaşmak için bir araç gibi görmemek, bir kabile savaşı ya da gurur meselesi haline getirip ‘’çamur olsun bizden olsun’’ taassubuna indirgememek çok önemlidir. Yoksa inatlaşmalar, kavgalar başlıyor ve tamiri imkânsız kırgınlıklar, küslükler oluyor. Diğer yandan liyakatlı olan değil akrabası çok olan iş başına geliyor ve tabi kavgayla geldiği için seçimden sonra bölünmeler oluyor, köylü artık bırakın biraraya gelip  ortak bir iş yapmayı  birbiriyle selamı sabahı dahi kesiyor. Eee bir taraf çetin bir savasin mazafferi diger taraf ise kaybedeni psikolojisini yaşıyor..

Diğer yandan devşirme oyu da doğru bulmuyorum. Yani seçim yaklaşınca adaylar başka şehirlerde yaşayan akrablarının ikametgâh kayıtlarını geçici olarak kendi bölgesine aldırıyor ve kendisi için oy kullanmasını sağlıyor ve bazen sırf bu oylar yüzünden seçim kazanıyor. Aslında bu da bir  “hile”dir. O yerin idarecisini orada daimi ikamet eden dolayısıyla idareciyle her zaman muhatap olacak olan ve icraatlarından direk etkilencek olan kişiler seçmelidir.

Bir muhtar profili oluşturulmalıdır. Muhtar adaylarında belli kriterler aranmalıdır. Muhtar sadece resmi kurumlarla iyi iş tutan diğer tabirle ‘’tuttuğunu koparan’’ değil, bundan daha önce kucaklayıcı ve birleştirici birisi olmalalıdır. Toplumun önderi olmayı becerebilen, kin tutmayan, affedici, birleştirici, adil ve sabırlı olması gerekiyor.

Şu anda bir muhtar profili olmadığı için en azından seçilen muhtarlara yönelik yöneticilik, halkla ilişkiler ve kriz yönetimi gibi eğitimler verilmelidir. Seçildin hayırlı olsun, al mührünü oku bildiğini tarzı yaklaşım çok sorunlara sebep oluyor. Çünkü idare tarzı ve şekli kişinin karakterine, sahip olduğu bilgi ve tecrübesine kısaca onun küçük dünyasına ve hayata bakışına bırakılıyor.

Aklıma Şeyh Edebali’nin Osman Bey’e öğütleri geldi. Hala taptaze ve yönetici olan herkese yol haritası çiziyor.

Ey Oğul!

Beysin! Bundan sonra öfke bize; uysallık sana… Güceniklik bize; gönül almak sana.. Suçlamak bize; katlanmak sana.. Acizlik bize, yanılgı bize; hoş görmek sana.. Geçimsizlikler, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar bize; adalet sana.. Kötü göz, şom ağız, haksız yorum bize; bağışlama sana… Bundan sonra bölmek bize; bütünlemek sana.. Üşengeçlik bize; uyarmak, gayretlendirmek, şekillendirmek sana..

Oğul!

Güçlü, kuvvetli, akıllı ve kelamlısın. Ama bunları nerede ve nasıl kullanacağını bilmezsen sabah rüzgarlarında savrulur gidersin.. Öfken ve nefsin bir olup aklını mağlup eder. Bunun için daima sabırlı, sebatkar ve iradene sahip olasın!.. Sabır çok önemlidir. Bir bey sabretmesini bilmelidir. Vaktinden önce çiçek açmaz. Ham armut yenmez; yense bile bağrında kalır. Bilgisiz kılıç da tıpkı ham armut gibidir. Milletin, kendi irfanın içinde yaşasın. Ona sırt çevirme. Her zaman duy varlığını. Toplumu yöneten de, diri tutan da bu irfandır.

Bu öğütlerin ışığında seçimlerde bizi yönetecek ehil idarecilerin seçilmesi dileğiyle. Hayırlı seneler.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER