HASAN PİR’İN KÖŞE YAZISI
Yüzyılın seçimleri olarak görülen 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine 20 gün kaldı. Ülke genelinde çok rahat bir seçim süreci işliyor. Milletimiz “ülke yönetiminde tercihini belirtmek” gibi çok önemli bir hakkını kullanmaya hazırlanıyor.
Vatandaşımız seçime girecek partileri de adayları da büyük bir olgunlukla ve nezaket kuralları içinde karşılıyor, sohbet ediyor, onları kırmadan dökmeden dinliyor. Kimseyi incitmiyor. Ama; kararını kendisine saklıyor, kararını sandığa saklıyor…
24 Haziran seçimlerine milletimizin çok kararlı bir hazırlık yaptığı görünüyor. Vatandaşımız Türkiye’yi ve dünyayı çok iyi okumuş, analizini çok iyi yapmış. Bu okuma ve analiz sonucu vatandaşımız kararlı ve şuurlu bir şekilde sandığa gidecek. Bundan önceki seçimlerin çoğunda seçimlere bir iki gün kalıncaya kadar milletin kararsızlığı devam ediyordu. “Acaba şöyle mi, böyle mi olmalı…” gibi ikilemler yaşanıyordu. Ama, bu seçimlerde vatandaşta bir ikilem görünmüyor.
Bu seçim sürecinde, milletimizin ülke ve dünya gündemini takipteki maharetinden kaynaklı bir karar verme netliği yaşanıyor. Belki bundan da öte bir basiret -önsezi- mahareti vatandaşımızda görünüyor. Diğer bir ifade ile Anadolu insanı âlim değildir ama âriftir. Onu, hisleri yanıltmaz. Bu seçimde de en etkili unsur Anadolu insanındaki bu his ve basiret olacaktır.
Gözlemlediğimiz bir önemli konu da; vatandaşımızın “Büyük fotoğraf” üzerinden seçime hazırlandığı gerçeğidir. Yani, vatandaşımız bu seçimin tarihi önemini ve manevi mesuliyetini çok iyi anlamış. Siyasi değerlendirme yaparken kişisel düşünce ve işlerini ülkenin milli birliği, istiklali ve istikbali gibi milli menfaatlerin ve milli gerçeklerin üzerine çıkarmıyor. Bu bağlamda; PKK ve FETÖ illeti gibi devletin ve milletin bekasını tehdit eden unsurların bir an evvel temizlenmesini sağlayacak bir kuvvetli iradenin sandığa yansıyıp, ülke yönetiminin ehil ve emin ellerde olmasını istiyor.
Seçim kültüründeki ciddiyeti ile dünyaya örnek olan Türk milleti; sükuneti, olgunluğu, kanun ve kurallara olan saygısı ile yeni bir tarih daha yazmalı ve yeni başlayacak olan Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine “bismillah” diyerek 24 Haziran’da sandıkta ilk harcı koymalıdır.
Kavganın, kırgınlığın hiç kimseye bir yararı yok. Herkes herkesi sevmek zorunda değildir. Ama, herkes herkese; suç olmayan ve ahlak kuralarını zorlamayan davranış ve tercihleri için saygı göstermek zorundadır. 24 Haziran seçimlerindeki formatımız da bu olmalıdır.
Sosyal medya gibi denetimden uzak ve serbest ortamların imkânını yanlış kullanarak kendisi gibi düşünmeyenlere hakaret etmek, sövüp saymak, iftira atmak millet olarak bize yakışmayan davranışlardır.
24 Haziran seçimlerinin ülkemiz için hayırlı olmasını Yüce Allah’tan niyaz ediyorum.
Güzel günler dileğiyle.