Allah yolunda canını feda eden Müslüman’a ŞEHİT denilir.
Dinimize göre; dini için, vatanı için, namusu için ölen asker, polis, güvenlik görevlisi, sivil eğer Müslüman ise şehit hükmündedir.
Şehitlik, İslâm’da peygamberlik makamından sonra en büyük mertebedir. Şehidlerin Allah katında kadir ve kıymetleri pek yücedir. Âhirette en büyük rütbenin peygamberlikten sonra şehidlik olduğu belirtilmiştir. Bunun içindir ki, şehitlerin bütün günah ve kusurları Allah tarafından afvedilmektedir.
ŞEHİTLİK MAKAMI (AYETLER)
*“Allah yolunda öldürülenler için “ölüler” demeyin. Hayır, onlar diridirler, fakat siz bilemezsiniz.” Bakara : 154
*“Allah, kendi yolunda çarpışırken öldüren ve öldürülen müminlerin canlarını ve mallarını, karşılığında cennet vermek üzere satın almıştır. Bu, Allah’ın Tevrat’ta, İncil’de ve Kur’an’da yer almış gerçek bir vaadidir. Kim Allah’tan daha fazla sözüne bağlı olabilir! O halde yaptığınız bu alışverişten ötürü sevinin. İşte büyük bahtiyarlık da budur.” Tevbe : 111
*“Andolsun ki Allah yolunda öldürülür veya ölürseniz biliniz ki Allah’tan gelecek bir bağışlama ve bir rahmet, onların biriktirdiklerinden daha hayırlıdır.” Âl-i İmrân : 157
*“Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma! Bilâkis onlar diridirler; Allah’ın, lutuf ve kereminden kendilerine verdikleriyle sevinçli bir halde rableri yanında rızıklara mazhar olmaktadırlar. Arkalarından gelecek ve henüz kendilerine katılmamış olan şehid kardeşlerine de hiçbir keder ve korku bulunmadığı müjdesinin sevincini duymaktadırlar.” Âl-i İmrân : 169-170
ŞEHİTLİK MAKAMI (HADİS-İ ŞERİFLER)
Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV), şehitliğin derecesiyle ilgili olarak şöyle buyurmuştur:
* “Hiç kimse cennete girdikten sonra – bütün dünyaya sahip olsa bile tekrar dünyaya dönmek istemez. Yalnız şehitler, keramet (ve erdikleri nimetler) sebebiyle dünyaya dönüp on defa şehit olmayı arzu ederler.”
*Ebû Zerr (RA) diyor ki: “Peygamberimiz (SAV)’e: “Ey Allah’ın Resulü, hangi amel daha faziletlidir?” diye sordum. Peygamberimiz (SAV): “Allah’a iman etmek ve O’nun yolunda savaşmaktır.” buyurdu.
*“Şehit, öldürülürken sizden birinizin karınca ısırmasından duyduğu acıdan fazla bir acı duymaz”.
*“Dünyadaki nimetlerin hepsi kendisine verilecek olsa da, cennete giren hiçbir kimse, dünyaya tekrar dönmek istemez. Şehit müstesna; çünkü o, gördüğü faziletten dolayı tekrar tekrar dünyaya dönüp 10 kere daha şehit olmak ister”
ŞEHİTLERİN KABİR HAYATI
Nass-ı Kur’ân’la (Kur’an’ın ayetleriyle), şühedanın (Şehitlerin), ehl-i kuburun (kabir ehlinin) fevkinde bir tabaka-i hayatları vardır.
Evet, şüheda (şehitler), hayat-ı dünyevîlerini tarik-i hakta (Allah yolunda) feda ettikleri için, Cenâb-ı Hak, kemâl-i kereminden, onlara hayat-ı dünyeviyeye benzer, fakat kedersiz, zahmetsiz bir hayatı âlem-i berzahta (kabirde) onlara ihsan eder. Onlar kendilerini ölmüş bilmiyorlar. Yalnız kendilerinin daha iyi bir âleme gittiklerini biliyorlar, kemâl-i saadetle mütelezziz oluyorlar, ölümdeki firak (ayrılık) acılığını hissetmiyorlar. Ehl-i kuburun (kabir ehlinin) çendan (gerçi) ruhları bâkidir; fakat kendilerini ölmüş biliyorlar. Berzahta (kabirde) aldıkları lezzet ve saadet, şühedanın (şehitlerin) lezzetine yetişmez.
(B.Said Nursi – Mektubat 1. Mektup)
ŞEHİTLERİN CENNET HAYATI
Şehitler Cennetliktir ve Cennetteki makamları da -Hadis-i Şerifin ifadesiyle- peygamberlik makamından sonra gelecektir.