Niyazi Karabulut
Marcus Junius Brütüs (MÖ 85 – MÖ 42) veya Quintus Servilius Caepio Brütüs, Romalı askerî ve politik lider. Roma Cumhuriyeti diktatörü Julius Caesar’a karşı senatoda yapılan saldırı ile tanınır. Sezar’ın 23 defa bıçaklandığı malum hadise yaşanır.
“Sen de mi Brütüs, o zaman öl Sezar!” sözleri de Shakespeare’den hafızalara kazınır.
Brütüs sadece Roma’da görülmez bizde de epey Bürütüs vardır. İnsanlığın kadim toprakları olan Anadolu’da ne yazık ki birçok Bürütüs arzı endam etmiştir. Nedense birçok hain bu coğrafyada karşımıza çıkar. Şöyle bir kısa tarih okumasıyla bunu farkedebiliriz. Bizim tarihimizde de Bürütüsler az değildir.
Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’un fethi sırasında kendisinin tüm kararlarına muhalefet etmesine rağmen tolore ettiği Çandarlı Halil’i, son olarak Bizans’la iş birliği yaptığının ortaya çıkmasıyla birlikte idam ettirdi. Osmanlı Devleti, içten ve dıştan gelen hücumlar, oyunlar, kumpaslar neticesinde yıkılmış bir devlettir. Büyük devletlerin büyük haini olur. İhanetin büyüğü de içeriden gelir. M.Kemal’in Gençliğe Hitabe’sinde bahsettiği “dahili bedhahlar”la aslında bu hainler kastedilir.
Bir gün diplomatlar toplantısında Avrupa devletlerinin kuvvet ve kudretinden bahis açıldı. Herkes bir şey söylerken Fuat Paşa, konuşulanlara itirazla şöyle dedi:
“–Hayır efendiler! En kuvvetli devlet Osmanlı Devleti’dir. Zira siz dışarıdan, biz içeriden nicedir yıkmaya çalışıyoruz da yine de muvaffak olamıyoruz!”
Bu bir Osmanlı paşasının ihaneti itiraf etmesinden başka nedir ki?
Fransızlar, Beyoğlu’nda bir mason locası açıp Fuat Paşa’yı da aralarına almışlardır. Fuat Paşa’nın yanlış siyaseti neticesinde birçok toprak kaybedilmiş ve hayli Müslüman kanı dökülmüştür.
Hanedana damat olan Mahmut Paşa’nın ihaneti de zikre değer. Fransa’da öldüğünde II. Abdülhamid Han, cenazesinin İstanbul’a getirilmesini istese de oğulları Paşa’nın cenazesini Fransa’da Père Lachaise Mezarlığı’ndaki Türk kabristanına defnetti.
Örnekleri çoğaltabiliriz; örneklerin çoğalması anlamamızı kolaylaştırmaz. Bir örnek bile iyi ders alınırsa yeterlidir.
İttihat ve Terakki yöneticilerini nasıl ikna ettiler bilinmiyor ama Osmanlı Devleti’ni en üstten aşağı doğru birçok kişiyi locaya üye kaydeden masonların zaman içinde ‘dahili bedhahlar’dan olduğu anlaşıldığı için M. Kemal, mason localarını resmen kapattı. Fakat bu kapatma uzun sürmedi loncalar Büyük Kulüp, Rotary, Lions, Bilderbeg gibi farklı isimler, söylemler, faaliyet alanları ile etkinliklerini sürdürdüler. Bu STKlara üye birçok üst düzey isim zaman zaman kitaplarda, sosyal medyada paylaşılıyor.
İçimizdeki Bürütüslerin son örneği de FETÖ örgütüdür. Milletin parasıyla alınan silahları millete doğrulttular. (Sanki parasını başkası verse doğru mu olacak) Darbe girişiminde 253 kişi şehit oldu. Darbenin planlayıcısı olan Fetullah Gülen ise 20 Ekim 2024’te ABD’de hayatını kaybetti. Birçok üst düzey eleman yurt dışına kaçtı.
Gezi olayları sadece CNN’in değil tüm yabancı medyanın ilgi odağıydı ama en üst düzeyde bir haberciyle takip eden onlar oldu. Yıllarca savaşları takip eden, devlet başkanları ile özel söyleşiler yapan İran asıllı haberci Amanpour’un, “Gösteri bitti Mr. Kalın” sözleri ise dikkatlerden kaçmadı.
İstihbarat literatüründe “adi casus” diye bir tanımlama var. Bu tür casuslar kime hizmet ettiğini bilmezler. Kendilerine aktarılan yalan yanlış haberleri yayarak kendilerini yönlendiren üst aklın çıkarlarına hizmet ederler. Bizim coğrafyamızda bu tür manipülasyonlar her zaman gündemdedir.
Bir hadis mealiyle bitirelim: “Bir kimsenin ‘İnsanlar helak oldu!’ dediğini duyarsanız, bilin ki o, kendisi, herkesten çok helak olandır.” [Müslim, Birr 139, (2623); Muvatta, Kelam 2, (2, 989); Ebu Davud; Edeb 85, (4983)]

