Ana Sayfa Arama Yazarlar
Kategoriler
Sosyal Medya

Suriye’ye Bakışımız / Niyazi Karabulut

Niyazi Karabulut İnsanlar hapishanelerde işkence gördüler, zulme uğradılar, katledildiler… Batılılar

Niyazi Karabulut

İnsanlar hapishanelerde işkence gördüler, zulme uğradılar, katledildiler…

Batılılar haberdardı ama sadece seyrettiler… Suriye halkının perişanlığını yurtlarından muhacir oluşunu seyrettiler.

Filistin’de, Gazze’de binlerce insan öldü kılları bile kıpırdamadı. Kınamak şöyle dursun destek oldular. Özellikle ABD. Çünkü bunlar için Müslümanın bir değeri yok.

Hatta Esad’ın varil bombaları ile kendi halkını katletmesini bile engellemediler. Buradan nasıl faydalanırız diye düşündüler ve de faydalandılar.

Rusya Akdeniz’e ilk üssünü kurdu, sıcak denizlere indi, karşılığında Suriye halkının katledilişine yardım etti. Alacağını aldı. ABD, PKK-YPG diye bir grup ihdas ederek Suriye halkının zenginliği olan petrolleri çaldı. İran, Esad ile aynı mezhepte olduğu için geldi, Esad’a kendi milislerini ödünç verdi ki Esad halkını daha iyi katledebilsin. İsrail Suriye’de Müslümanları bombalayarak Esed’e destek verdi.

Sanki ABD, Rusya, İran, Esad birbirlerinin düşmanıymış gibi davrandılar. Arka planda nasıl anlaştıklarını İsrail’in Suriye’de vurduğu stratejik noktaların Esed eliyle bildirildiğini biliyoruz.

13 yıl süren bu müdahalelerin Suriye halkına hiçbir faydası olmadı. Bilmem şii hilalli, terör koridoru gibi hayallerle Müslüman kanı döktüler. Suriyelilerin yarısı canını kurtarmak için ülkeden kaçtı, sağda solda sığıntı oldu, perişan oldu. Binlercesi Akdeniz’in balıklarına yem oldu.

Bir ülke, Suriyelilere insanca davrandı, onlara kucak açtı. Sadece Türkiye. Kapısını açtı, ekmeğini paylaştı. Çünkü Türkiye’nin vizyonu insaniyet üzerine. Gelenlerin hiçbirisinin etnik kimliğine, inancına bakmadı. İnsan oldukları için onlara kucak açtı, hassasiyet gösterdi.

Avrupa sadece kalifiye elemanları aldı. Oradan da fayda sağladı. Bu gün Almanya kabul ettiği doktorlar geri dönecek diye telaşta. Çünkü sağlık sistemi sekteye uğrayacak. Bakışları faydacılık üzerine çünkü. Hümanist geçinen batının maskesi düştü. Tamam, işin bu tarafını anladık da insanlık, özgürlük, insan hakları teranelerini ağızlarına pelesenk eden bizim sözüm ona “solcularımız”, “ilericilerimiz”, “hümanistlerimiz” ne yaptı. Zulümden yana tavır koydu. Sözüm ona bazı milliyetçilerimiz “Pis, gerici Araplar! Oh olsun size, siz yapılan her şeyi hak ediyorsunuz, Osmanlıyı arkadan vurdunuz!” demeye başladılar. Suriye birçok kişinin maskesini düşürdü. Hümanist, demokrat olduğunu söyleyenlerin gerçekte ırkçı oldukları ortaya çıktı.

Türkiye’deki İran sevicilerin maskeleri ise iyi düştü. Aynı maskeyi bir daha kullanamazlar. Türkiye ile İran karşı karşıya gelse ne tarafta yer alırsınız sorusuna; değil Türkiye Fransa gibi bir devlette yaşasak bile yaşadığımız devleti tutarız. Bunu diyenler Türkiye’nin Suriye’deki başarısını yerden yere vuruyor. Neden, çünkü İran’ı devre dışı bıraktı.

Türkiye ilmek ilmek dokudu. Diplomasiyi iyi işletti. Suriye’de birçok kimse Türk bayrağı dalgalandırıyor, Türkçe konuşuyor. Türkiye’ye muhabbet besliyor. Türkiye’de eğitim görenler bakan oluyor. Bunu bile hazmedemeyenler var.

Türkiye diplomasiyi önceleyerek kimsenin toprağında gözü olmadığını sürekli söylüyor. Ancak Karabağ’ın, Suriye’nin, Irak’ın istikrara kavuşması çok anlamlı.

Bütün bunları söylerken Suriye yeni gelişmelere gebe olabilir mi? Olabilir. Ama şunu biliyoruz ki Suriye halkı zulmün, baskının zirvesini gördü. Artık daha ılımlı bir yönetim kurmaya çalışılıyor. Bu bile büyük bir adım Suriye için.

Türkiye tarihin doğru tarafında durdu. Bundan sonra olacaklar için şunu söyleyebiliriz. Türkiye geçmişi olan büyük bir devlet. Tarihi hafızası var. Suriye’deki olası gelişmeler hakkında hangi adımları atabileceğinin hesabını yapan bir ülke. Yeni durumlarda da en doğru adımı atacaktır.

Ama şu kadar bir şerh koymayı da ihmal etmeyelim. At sahibine göre kişner.

Suriye’deki bu gelişmelerin Türkiye’ye bir imkân sağladığını kabul edersek bunu kime borçlu olduğumuzu da biliyoruz.