İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 11.01.2017 Çarşamba günü Ankara’da Büyükelçiler Konferansı’nda yaptığı konuşmada, 21. yüzyıla ciddi sınavlarla girildiğini belirtti.
Yeni dünya düzeninin terör aracılığıyla kurgulanmak istendiğini ancak hesapların tutmadığını ifade eden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, terörün yönetilebilir olmaktan çıktığını ve bağımsızlaştığını söyledi.
Çatışmanın Orta Doğu ile sınırlı kalmadığına işaret eden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye’nin böyle bir resmin tam ortasında yer aldığını vurguladı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye’nin terörden ve göçten, hem insani hem ekonomik anlamda etkilenen bir ülke olduğunu, PKK ve DEAŞ terörü ile FETÖ’nün yarattığı tahribatın, Suriye’deki iç savaşın yarattığı göç dalgasının doğrudan muhatabı olunduğunu anlattı.
Türkiye’nin bir yüzü Doğu’ya, bir yüzü Batı’ya dönük, köklü kültürel bağları olan bir ülke olduğunu dile getiren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Dolayısıyla bu coğrafyada bir oyun kurucu olamayız belki bu ölçeğimizle. Ama bizim dışımızda da bu coğrafyada başka bir senaryonun kurulmasına müsaade etmeyeceğimizi, bugün etmediğimizi tüm anlayışımızla beraber bu konuda yürüdüğümüzü de herkesin bilmesini isteriz. Ne Doğu’ya ne de Batı’ya sırtımızı dönme lüksümüz elbetteki yoktur. İttifaklarımızı bozmak değil, ittifaklarımızın sayısını arttırmak, ancak geçmişten gelen ilişkilerimizi de her zaman samimiyet testine tabi tutmak zorunda olan bir ülkeyiz.” diye konuştu.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, yaklaşık 300-350 yıldır dünyanın merkezi olarak Avrupa’nın görüldüğünü ama şimdi merkez olma vasfını biraz daha başka bölgelere kaydırma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu ifade etti.
- yüzyılın başından itibaren karşı karşıya kalınan en önemli çatışmanın bundan kaynaklandığını değerlendiren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye’nin burada avantaj ve dezavantajlarının olduğunu söyledi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İpek Yolu coğrafyası içinde bulunmasının, insan kaynağının ve en güvenilir enerji geçiş güzergahında olmasının Türkiye’nin avantajları olduğunu dile getirdi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye’nin güneyindeki Şii ve Sünni meselesi ile İslamofobya veya Türkofobyanın ise dezavantajları olduğunu belirtti.
Türkiye’nin birlik ve bütünlüğüne karşı Cumhuriyet kurulduktan sonra çeşitli saldırılar yapıldığını anlatan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, şöyle konuştu:
“1950-1960 arasında Türkiye’nin yeniden bütünleşmesi için bir fırsat ortaya çıktı. Bu tarihler arasında bir tek Kürt isyanı olmadı. 1960 darbesi Adnan Menderes ve Demokrat Parti’ye karşı yapıldı ancak esas itibariyle Cumhuriyet’in kurduğu birlikteliğe karşı gerçekleştirildi.
Kahramanmaraş ve Çorum olayları, 28 Şubat, 6-7 Ekim olaylarını bu travmanın devamını sağlamak için gerçekleştirildi. Cumhuriyet’in kurulmasından sonra milletin birliğine kasteden anlayışların tamamı yıllar geçse de devam etti.
Türkiye’nin 200-300 yıl önce Don ve Volga üzerinde, Süveyş Kanalı’nda yapmak istediklerine müsaade edilmedi ancak bugün Marmaray, Avrasya Tüneli yapıldı. Ayyıldızlı bayrağın dünyanın her tarafında sallandığı bir anlayışı ortaya koymaya çalışıyoruz.”
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, kuruluşundan itibaren Türkiye’nin kuvvetsiz bırakılabilmesi amacıyla gelişmesinin akamete uğratılmak istendiğini dile getirerek, “Bunun da sebebi açık ve nettir. Biz dünyanın en pahalı arazisinde oturuyoruz. Bunun başka hiçbir tanımı, hiçbir tasavvuru söz konusu değildir. Bizim arazimiz dünyanın en pahalı arazisi. Bu araziyi kıymetsizleştirmeye çalışıyorlar. Bu büyük millet de direniyor. Siyasetiyle, devletiyle, sizin gibi insanlarıyla hep beraber direniyor ve bu araziyi daha kıymetli hale getirebilmek için gayretlerini ortaya koyuyor.” şeklinde konuştu.
“Biz ne yaptığımızı biliyoruz ama takdir edersiniz ki bizim ne yaptığımızı bildiğimiz kadar bizi takip edenler de bizim ne yaptığımızı anlıyor ve öğreniyor.” diyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, çok zorlu bir dönemden geçen Türkiye’nin önemli adımlar attığını anlattı.
“FETÖ ile amansız bir mücadeleye girdik, FETÖ’nün Avrupa’nın alışık olduğu türden bir terör örgütü olmadığını ve bunun dışarıya doğru ve ikna edici şekilde anlatılması gerektiğini belirterek, birçok Avrupa ülkesinin hala FETÖ’yü okullar açan bir yardım kuruluşu gibi gördüğünü belirtti.
ABD Güvenlik Bakanı ile yaklaşık bir ay önce çok diplomatik olmayan bir konuşma yaptıklarını anlatan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “İsterseniz yer değiştirelim. Siz Türkiye İçişleri Bakanı olun, ben Amerika’nın Güvenlik Bakanı olayım ve bir terör örgütü mensubu benim ülkemde dursun, siz hangi cevabı verecekseniz ben ona razıyım.” dediğini aktardı.
Ortaya koyulan nezaketin muhatapları tarafından yanlış ya da eksik anlaşılabildiğine işaret eden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, şunları kaydetti:
“Oysa Türkiye kaybedilecek bir ülke değildir ve Türkiye, dostluğundan imtina edilecek bir ülke de değildir. Bizim hiç kimseye bugüne kadar yanlışımız olmadı. Bu coğrafyada bize itibar eden, itimat eden hiçbir ülkeye de eksik bir davranışımız söz konusu olmuş değildir. FETÖ’nün yüzde yüz temizlendiğini söylemek, neredeyse 24 saatimizin önemli bölümünde uğraştığımız bir terör örgütünün yüzde yüz temizlendiğini söylemek elbetteki isterim ama bunun mümkün olmadığını ifade etmek istiyorum. İddialı bir söz daha söylüyorum, henüz daha yüzeyindeyiz. İnanın bizim bildiklerimizi, FETÖ konusunda bilmiş olsanız 2-3 saat uykunun bile bize fazla olduğunu hep beraber görmüş olurdunuz.”
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, FETÖ’nün PKK ve DEAŞ gibi diğer terör örgütlerine istihbarat ve eylem desteği verdiğini, FETÖ’nün sızdırmak istediği paylaşımları, PKK ve DEAŞ üzerinden sızdırdığını ve bunları takip ettiklerini aktardı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov’a düzenlenen suikast hakkında elde edilen bilgilerin enteresan gelişmelere doğru yöneldiğini, olayın ucunun nereye gittiğinin hemen netleştiğini söyledi.
FETÖ’ye yönelik operasyonların bazı kesimlerce eleştirildiğini anımsatan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Söylemek isterim ki daha kara bir şekilde gitmemiz lazım diyenlerin inancı ve kararlılığı bende net bir şekilde yerini bulmaktadır. Yani az şiddetle gidiyoruz, çok şiddetle gitmemiz lazım.” ifadesini kullandı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 667 sayılı KHK ile bin 125, 677 sayılı KHK ile de 178 FETÖ, 189 PKK/KCK, 20 DHKP-C, 8 DEAŞ bağlantılı derneğin kapatıldığını anımsattı.
Terör örgütleriyle bağlantılı derneklerin tespitine ilişkin, ilgili birimlerin çalışmalarının devam ettiğini ifade eden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, kapatılan derneklerin yayın organlarında terör örgütlerinin propagandasının yapıldığının net şekilde belirlendiğini anlattı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, terör örgütüne bazı dernekler vasıtasıyla finans sağlandığının tespit edildiği, ayrıca bölgede aylar önce yürütülen operasyonlarda, Van ve Mardin’de belediye araçlarının bombalı eylem ve çatışmalarda kullanıldığı, belediye binalarında yapılan aramalarda roketatar ve havan mermileri bulunduğu, Diyarbakır Belediyesi personelinin maaşından bölücü terör örgütü için 200 lira kesildiği, hendek kazan belediyeye ait iş makinelerinin fotoğraflarının bulunduğu ve terör örgütüne yapılan daha pek çok yardımın tespit edildiği bilgilerini paylaştı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Şeytanın aklına gelmeyen tüm istismarlar, bu milletin vergisi üzerinden maalesef orada insanların hayat standardını yükseltmek için çalışmak zorunda olan belediyeler üzerinden terör örgütlerine devşirilmiştir.” diye konuştu.
Terörle mücadele kapsamında yaptıkları operasyonel faaliyetler hakkında da bilgi veren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Son 3 ayda 5 bin 826 operasyon yapılmıştır. 2016 yılında tespit edilen 805 sığınak, barınak kullanılmaz hale getirilmiştir.” diye konuştu.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Gabar’da gerçekleştirilen operasyonda bir tek teröristle dahi karşılaşılmadığını ifade ederek, “Sürekli şunu söylüyorum, hani dağlardaydınız, hani neredesiniz, sizi arıyoruz, hani dağlar sizindi” sözlerini kullandı.
Terör örgütü mensuplarının sınır dışında bazı kamplara kaçtıklarını ya da sınırlara yakın köylerde veya şehirlerin yakınlarındaki alanlarda bulunduklarını belirten İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Lice, Babuk, Ömeryan ve Faraşin gibi dört beş bölgede de operasyonların sürdüğünü kaydetti.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Bu millete söz verdik. Bu terörü bitireceğiz. Bu konuda sadece kararlılık, bizim devletimizin ortaya koyduğu irade kadar orada yaşayan vatandaşımızın da aynı zamanda iradesi var.” ifadesini kullandı.
PKK ve YPG’nin, annelerinin yanında olması gereken 13-14 yaşındaki çocukların akıllarıyla oynadıklarına ve değerlerinden yoksun bıraktıklarına işaret eden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bu çocukları oradan kurtarmanın temel hükümlülüğün kendilerinde olduğunu çok net bir şekilde bildiğini dile getirdi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, güvenlik konusunda önemli adımlar attıklarına işaret ederek, şöyle konuştu:
“Özellikle güvenlik korucularımızla birlikte çok önemli adımlar atacağımızın altını bir kere daha… Yaş ortalamaları 41’di, şimdi attığımız bir hamleyle birlikte yaş ortalamalarını, hükümetimizin ortaya koyduğu kararlılıkla 31-32’ye düşürüyoruz. Yani mücadele edecek, teslim olmayacak ve terör örgütüne haddini bildirecek güvenlik yapılanmalarını ortaya koyuyoruz. Bunun yanı sıra özellikle onların statülerini değiştirerek özlük haklarına yönelik iyileştirmeleri gerçekleştirdiğimizi ifade etmek istiyorum.”
Terör örgütünün patlayıcı yüklü araçlarla yaptıkları eylemleri engellemek için şehir ve yol güvenliği tedbirleri de artırdıklarını bildiren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, karma timlerle sürekli yol güvenliği uygulaması yaptıklarını kaydetti.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, teknolojiyi de en üst safhada kullanmaya çabaladıklarını belirterek, 2016’da 342 önemli olayın engellendiğini bildirdi.
Sınırdan kaçak girişlerde af olmadığını vurgulayan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Sınırdan gireceksen gireceğin yer sınır kapısıdır. Başka bir yere Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak tolerans göstermediğimizi ve bu konuda gereğini yapmaktan hiçbir zaman çekinmediğimizi, gerekli talimatımızın da net bu olduğunu huzurunuzda bir kere daha ifade etmek istiyorum. Ya sınır kapısından girersiniz ya da diğer taraflardan giremezsiniz. Gördüğümüz anda gereğini yerine getirmekten çekinmeyeceğimizi de bir kez daha net söylüyorum.” dedi.
Örgüte katılımının da tarihin en düşük seviyesinde bulunulduğunu belirten İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, son 2 ayda katılımın sadece 5 olduğunu kaydetti.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, PKK/KCK’ya yönelik operasyonlarında ele geçirilen uyuşturucunun piyasa değerinin yaklaşık 4 milyar lira olduğunu bildirdi.
Terör örgütünün uyuşturucudan elde ettiği gelirin yıllık 1,5 milyar dolar olduğunun tahmin edildiğini dile getiren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, uluslararası raporlarda, 2014’te dünya genelinde yakalanan eroinin yüzde 16’sını, Avrupa’da ele geçirilen 6,1 milyon ecstasy tabletin 3,6 milyonunu tek başına Türkiye’nin yakaladığının belirtildiğini kaydetti.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bu soruna Avrupa ülkelerinin ve Türkiye’nin farklı baktığını, AB ülkelerinin uyuşturucuyu sadece sağlık sorunu olarak gördüğünü ifade etti.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Üzülerek ifade etmek isterim ki Avrupa ülkeleri doğudan batıya sevk edilen afyon ve türevlerinin kendi ülkelerine girmesini önleme adına ülkemiz ile yürüttüğü işbirliği politikasını kendi coğrafyalarında üretilen sentetiklerin üretimlerinin durdurulması ve ülkemize transferlerinin engellenmesi noktasında uygulamamaktadır. Bugüne kadar AB ülkelerinin ülkemizi hedef alan sentetik uyuşturuculara ilişkin önemli veya sonuç odaklı bilgi paylaşımı söz konusu değildir.” değerlendirmesinde bulundu.
Geçen yıl 25 milyon yabancının Türkiye’ye giriş çıkış yaptığını bildiren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bugün Türkiye’de 461 bin düzenli göçmenin yaşadığına işaret etti.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bunların 56 bininin çalışma, 61 binin öğrenci ikamet izinli olduğunu, düzenli göçün korkulacak bir şey olmadığını, ülkelere zenginlik getirdiğini ifade etti.
Ukrayna’da çatışma bölgelerinde kalan Ahıska Türkleri’ne de yardım eli uzatıldığını bildiren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 2 bin 98 soydaşın iskanlı göçmen olarak getirildiğini ve Erzincan ile Bitlis’te konutlara yerleştirdiğini anımsattı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 2016’da kolluk birimlerinin 174 bin 466 düzensiz göçmen ve 3 bin 314 insan taciri yakaladığını belirterek, 2016 Martı’nda AB ile varılan mutabakatın bu konuda atılan önemli bir adım olduğunu söyledi.
Türkiye’nin verdiği hiçbir taahhütte mahcup olabilecek hiçbir eylem içinde bulunmadığını anlatan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, AB’nin verdiği taahhüdü yerine getiremediğini anlattı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “İnşallah, onların verdikleri taahhütleri yerine getirme konusundaki beklentimizi de iyi niyetle devam ettiriyoruz.” dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, imzalanan mutabakat kapsamında 114’ü Suriyeli olmak üzere 800 düzensiz göçmenin geri alımının sağlandığını ifade ederek, bugüne kadar 2 bin 718 Suriyeli’nin Avrupa ülkelerine yerleştiğini dile getirdi.
Yunan adalarından geçen düzensiz göçmen sayısı günlük ortalama 3 bin iken, bu sayının 50’ye düştüğünü anlatan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 2016’da dünyanın dört bir yanından gelen 66 bin 298 kişinin de uluslararası koruma başvurusunda bulunduğunu kaydetti.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye’nin bugün 2 milyon 841 bin 36 Suriyeliyi, 172 bin Iraklıyı misafir ettiğini, düzensiz göçmenlerden değerlendirmeleri yapılanların Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına alınma sürecinin sürdüğünü söyledi.
Türkiye’ye giriş yapmak isteyen yaklaşık 744 bin 205 kişinin kontrol edildiğini, bunlardan 3 bin 180’inin yakalandığını belirten İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, şunları kaydetti:
“Yakalananlardan 470’i terörist örgüt üyeliği şüphesiyle işlem görmüş 122’si tutuklanmıştır. Ayrıca bin 851 kişi sınır dışı edilmiştir. Toplamda 145 ülkeden 52 bin 75 kişiye giriş yasağı konulmuş, 98 ülkeden 4 bin 147 kişi sınır dışı edilmiştir. 2016 yılında 3 bin 510 kişi gözaltına alınmış, 694’ü yabancı olmak üzere, bin 352’si tutuklanmıştır. Sadece geçen hafta binin üzerinde KCK, PKK ve DEAŞ üyesi gözaltına alınmıştır. Hedeflerimize hiç ara vermeden devam ediyoruz. Yani Türkiye’yi istismar etmek isteyen, Türkiye’nin içerisini huzursuzluk, Tükiye’nin içerisini kardeşliğin bozulması konusunda ellerinden geleni yapmak isteyenlere karşı da acımasız bir şekilde takibimiz devam etmektedir.” dedi.
( KAYNAK: İÇİŞLERİ BAKANLIĞI BASIN MERKEZİ )